Nersoy Tekstil işçileri direnişlerini İstanbul'a taşıdı
Sendikalaştıkları için işten atılan Nersoy Tekstil işçileri, Zonguldak Çaycuma'daki direniş alanından İstanbul'a gelerek fabrikanın genel merkezi önünde eylem yaptı. İşçiler, örgütlenme haklarının tanınmasını istedi. İşçiler, fabrikada cinsel taciz saldırısı, psikolojik şiddete maruz kaldıklarını anlattı.
Zonguldak Çaycuma'da bulunan Nersoy Tekstil fabrikasında işçilerin Hak-İş'e bağlı Öz İplik-İş Sendikasına üye olmalarının ardından Ağustos ayından başlayarak 25 işçi işten atıldı. İşten atma saldırısına karşı fabrika önünde direniş başlatan işçilere patronun talebi üzerine polis saldırdı, işçileri gözaltına aldı. Ardından Zonguldak Valiliği, işçilerin, fabrikanın bulunduğu Çaycuma Organize Sanayi Bölgesi'ne (OSB) girmesini yasakladı. İşçiler direnişlerini iki aydır OSB dışında sürdürüyor.
300 civarında işçinin çalıştığı, 17 ülkeye ihracat yapan, üretim yaptığı markalar arasında Zara, Lacoste ve Jack Jones'in de bulunduğu Nersoy Tekstil'de kadın işçilere cinsel taciz saldırısında bulunulduğunu, hareket edildiğini, kölelik koşullarının dayatıldığını belirten işçiler, Çaycuma'dan İstanbul'a gelerek Nersoy Tekstil'in merkezi olan Selga Tekstil önünde eylem yaptı.
Bağcılar'daki Selga Tekstil önünde Türkçe ve İngilizce "Nersoy Tekstil'i örgütlenme özgürlüğüne saygı gösterme ve işten atılan üyelerimizi geri almaya davet ediyoruz" pankartı açan işçiler, "Nersoy işçisi yalnız değildir", "İşçiyiz, haklıyız, kazanacağız" sloganlarını attı.
İşçiler adına Öz İplik-İş Sendikası Genel Sekreteri Samet Ceylan açıklama yaptı. Nersoy Tekstil işçilerinin sendikalaşma mücadelesi için İstanbul'a geldiklerini söyleyen Ceylan, sendikalaşma süreçlerine ilişkin bilgi verdi.
İşçilerin Temmuz ayından itibaren sendikalarına üye olmaya başladığını belirten Ceylan, patronun bilgi sahibi olmasının ardından işçilere baskı yapmaya başladığını ve sendika üyesi 25 işçiyi işten attığını söyledi. Sendikaya üye olmanın Anayasal hak olduğunu ve işçilerin bu hakkı kullandığını kaydeden Ceylan, sendikalaşmayı engellemenin suç olduğunu vurguladı.
Nersoy Tekstil patronuna seslenen Ceylan, "Çalışanların sendikaya üye olma özgürlüğüne saygı gösterin. Baskıcı tutumdan vazgeçin. 1978 yılında kurulan işçilerin yasal temsilcisi olan sendikamız Öz İplik-İş'i tanıyın" çağrısında bulundu. Nersoy Tekstil işçilerinin örgütlenme mücadelesini sürdüreceklerini vurgulayan Ceylan, işten atılan işçilerin geri alınmasını istedi.
'TUVALETLER KİLİTLENDİ'
11 aydır Nersoy Tekstil'de çalışan Sedef Camcı, 23 Eylül'de işten atıldı. Erkek boxerlarına kemer takma işi yapan Camcı, saat başı adet sayısı vermek zorunda olduklarını bu nedenle tuvalete gitmelerine izin verilmediğini anlattı. Tansiyon hastası olan Camcı bol su içip sık sık tuvalete gitmesi gerekirken bunun engellendiğini söyledi, "Bir gün tuvaletlerin kapısını kilitlediler, gitmeyelim diye. Molaları beklemek zorunda kaldık tuvalet için. Molalardan 1 dakika geç geldiğimizde laf ediliyordu, molalar dışında 2 saatte bir gitmemiz gerektiğinde engelleniyorduk" diyerek yaşadıkları şiddeti anlattı.
KADINLARIN GİYİMLERİNE MÜDAHALE
Tüm işçilerin asgari ücret aldığını anlatan Camcı, 30-40-50 kiloya varan ürünleri taşımaya zorlandıklarını, bu nedenle sık sık bel, omuz ve boyun ağrısı yaşadıklarını söyledi. saatte 2 bin kemer takamadıklarını psikolojik şiddete maruz kaldıklarını aktaran Camcı, patron işbirlikçisi ustaların giyimlerine de müdahale ettiğini belirtti. Camcı, "Nersoy'da bize iş kıyafeti vermiyorlardı. Müşteri geldiğinde bir önlük dağıtıyorlardı. Sonra 'çıkartın' deniliyordu. Kendi kıyafetlerimizle çalışıyorduk. Kadınlara 'askılı, mini etek giymeyeceksiniz, burası erkekli ortam' diyorlardı. Terlik giymemiz yasaktı" diyerek, bu nedenlerle haklarında tutanak tutulduğunu belirtti.
İŞÇİLERE CİNSEL TACİZ SALDIRISI
Fabrikada çalışma ortamı çok gürültülü olmasına rağmen kulaklık verilmediğini, bu nedenle işitme sorunları yaşadıklarını söyleyen Camcı, doktora gitmenin, rapor almanın işten çıkarma bahanesi yapıldığına dikkat çekti.
Bir başka kadın işçi de işçilerin mesai yapmaya zorlandığını ve cinsel taciz saldırısına maruz kaldığını aktardı. Kadın işçi şunları söyledi: "Bazen ahlaksız konuşuyordu bazı bakımcılar. Cinsel yola vuruyorlardı. 'Senin makineni mi yapacağım, niye bozuyorsun' dedikten sonra 'Sen işini hızlı mı yapıyorsun da makine bozuluyor. Başka işini de hızlı yapmayı seversin' diyorlardı."
Cinsel tacizlere ilişkin şikayette bulunan kadın işçilerin "Siz yüz vermezseniz öyle konuşamaz" denilerek suçlandığını bu nedenle pek işçinin sessiz kalmak zorunda bırakıldığını aktaran işçiler, nefes almak ve çalışmak dışında her şeyin yasak olduğunu vurguladı. Yemeklerin kötü ve tuzlu olduğunu aktaran işçiler, birçok işçinin, işyerindeki kafeteryadan kendi paralarıyla yemek yemek zorunda kaldıklarını söyledi.
'ATILAN İŞÇİLERİ İŞE ALMAYIN TALİMATI'
İşçilerin sürekli işten atma tehdidiyle baskı altında tutulduğunu anlatan işçiler, "Uydurma tutanaklar tutuluyordu. Sıkıntıları söylediğimizde muhatap alınmıyorduk, sendikaya üye olmaya karar verdik. Üye olmamızla, atılmamız bir oldu. Ekonomik sıkıntılar çekiyoruz. İsimlerimiz başka fabrikalara gitmiş, işe almayın talimatı verilmiş. Ama pes etmeyeceğiz" diyerek kazanana kadar direnişlerini sürdüreceklerini vurguladı.