19 Eylül 2024 Perşembe

Nehir Ateş yazdı | Ciddi bir sorun yok (mu)?

Çelişkiler ortada. Bizim bakımımızdan çözüm kadın devrimi programımızı yaşamın bütün alanlarına işlemekte. Çünkü kadın devrimi programı kadının özgürleşmesinin devrimci programıdır. Kadının binlerce yıldır süregelen ezilmişliğini, köleliğini, ikincilliğini ortadan kaldırmak üzere giriştiği bir altüst oluştur. Bu çürümüş, pis kokular yayan erkek egemen devlet yıkılmadıkça bizler sorun olmaya, onlar sorunsuz yaşamaya devam edecek. Artık kaybedecek bir şeyimiz kalmadı ama kazanacağımız koskoca bir dünya var. Şimdi yeni bir dünya için yürüme zamanı...

Yeni yıl daha ilk günden biz kadınlara neler getireceğini belli etti. Yılbaşı Taksim'de kutlama yapmak için bir araya gelen kadınlara taciz görüntüleriyle gündeme geldi her yıl olduğu gibi. Burjuva medyanın göz boyamak için bile olsa gözler önüne serdiği taciz görüntüleri ve aymazlıkla tacizi kendilerine hak görme görüntüleri tüm kadınları içten içten rahatsız etti, gerdi, öfkelendirdi. Faşist şeflik rejiminin, erkek egemenliğinin temsilcisi AKP hükümeti İstanbul Valisi Davut Gül bu yıl ki taciz görüntülerinin ardından yaptığı açıklama ile kutlamalarda "ciddi bir sorun" yaşanmadığını dile getirdi. Tabi ciddi bir sorun denilemez bir kadının tacize uğramasına. Çünkü 2023 yılı bize İstanbul Sözleşmesi'nden çıkan AKP hükümetinin görebileceğimiz tüm yüzlerini gösterdi.

Ciddi bir sorun yok: Faşist, kadın düşmanı iktidar onlarca kadın katliamına göz yumdu, tecavüzcüleri cezaevinden çıkardı, çocuk yaşta evlilikleri görmezden geldi.

Ciddi bir sorun yok: Kadın gerillaların çıplak bedenlerini meydanlarda gezdirdi, kimyasal silahlar kullanarak önce kriz geçirmelerine sonra şehit düşmelerine neden oldu, 8 Mart kutlamalarını yasakladı, işgal ettiği bölgelerdeki kadınları kaçırıp çetelere her türlü saldırısına maruz kalmasına sebep oldu, 25 Kasım'da kadınlara şiddet uygulayarak gözaltına aldı, tutsak kadınlara hapishanede çıplak arama işkencesi uyguladı.

Ciddi bir sorun yok: Figen Yüksekdağ gibi sırtını kadın iradesinin cisimleşmiş hali olan YPJ'ye dayayan kadınların iradesi yok sayıldı, sesi susturulmak istendi.

Ciddi bir sorun yok: 22 yıllık iktidar süresince kadının hak ve hukukunu yok sayan AKP, kadın düşmanı politikaları ve bir de aileyi koruma kanunu ile kadınları eve hapsetti, "taciz tecavüz yok kendi rızası vardı" diyerek kadına her türlü şiddeti meşrulaştırdı. Sözde Aile Bakanı olan kadın bile bunları hak görüp "giyimlerine dikkat etseler" demişken ciddi ne gibi bir sorun olabilir ki?

Sorun, gece yürüyüşünde sokakları dolduran on binlerce kadının, "gece karanlıkta korkarsan bu şehri ateşe veririz" diye haykıran cins sevgisinde. Sorun, Onur Yürüyüşü'nde "aile olmak için değil sevgimiz için birlikteyiz" diyende, varlık hakkı mücadelesi yürüten LGBTİ+'larda. Sorun, grev meydanlarında cinsinin temsilcisi olma bilinciyle en önde dövüşende. Sorun, Karadeniz'de toprağını HES'lere teslim etmeyende. Sorun, işgalcilere geçit vermemek için son damla kanına kadar savaşanlarda. Sorun, erkek egemen faşist devletin tüm baskılarına rağmen, kadın devrimi programıyla mücadele büyütmek için toplanan Komünist Kadın Örgütü'nün (KKÖ) 3. Konferansı'nda. Sorun, gecenin evinde yangın çıkarmaya girişen biz kadınların iradesinde, direnişinde ve zafer yürüyüşünde.

Bu nasıl bir çelişki diye düşünüyor insan haliyle. Çelişkiler ortada. Bunun ezilen kadınlar cephesinden çözümü farklı, erkek egemen kapitalist devletler cephesinden çözümü farklı. Ve bunların ortak çözümü yok, olamaz da. Doğal olarak bizim bakımımızdan çözüm kadın devrimi programımızı yaşamın bütün alanlarına işlemekte. Çünkü kadın devrimi programı kadının özgürleşmesinin devrimci programıdır. Ezilen cinsin cinsel devrimidir. Kadının binlerce yıldır süregelen ezilmişliğini, köleliğini, ikincilliğini ortadan kaldırmak üzere giriştiği bir altüst oluştur. Biz kadınların da bu sistemde bir altüst oluşa ihtiyacımız olduğu ortada. Çünkü bu çürümüş, pis kokular yayan erkek egemen devlet yıkılmadıkça bizler sorun olmaya, onlar sorunsuz yaşamaya devam edecek. Artık kaybedecek bir şeyimiz kalmadı ama kazanacağımız koskoca bir dünya var. Şimdi yeni bir dünya için yürüme zamanı...