22 Kasım 2024 Cuma

Narin'in katledilmesine ilişkin ilk duruşma 7 Kasım'da

Diyarbakır'da 9 yaşındaki Narin'in katledilmesine ilişkin Cumhuriyet Başsavcılığının hazırladığı iddianame 8. ACM tarafından kabul edildi. İlk duruşma 7 Kasım'da görülecek. İddianamede, Salim Güran, Nevzat Bahtiyar, Enes Güran ve Yüksel Güran hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Öte yandan Narin'in cansız bedeninin bulunmasının ardından Diyarbakır Barosu'na vekalet veren ağabey Baran Güran, bir gerekçe sunmaksızın vekaletini geri çekti. 

Diyarbakır'da 21 Ağustos'ta kaybolan ve 19 gün sonra cansız bedeni bulunan 9 yaşındaki Narin Güran'ın katledilmesine ilişkin iddianame Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. İlk duruşma 7 Kasım'da görülecek. İddianame, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının tamamladığı soruşturma sonrası hazırlanan ve 12 sayfadan oluşuyor. 

AĞABEY BARAN GÜRAN, VEKALETİNİ GERİ ÇEKTİ
Narin'i için arama kurtarma çalışmaları ağabey Baran Güran'ın 112'yi arayarak yaptığı bildirim sonrası "kayıp çocuk vakası" olarak kayda geçerek başlatılmıştı. Narin'in bulunmasından kısa bir süre sonra Baran Güran, Diyarbakır Barosu Başkanlığına giderek vekaletname vermişti. Ancak Güran, daha sonra hiçbir gerekçe göstermeden vekaletini geri çekti. 3 Ekim'de açıklama yapan Diyarbakır Barosu, başsavcılık tarafından müşteki taraf sıfatıyla dosyaya eklendiği için etkin bir soruşturma yürütülmesi için sonuna kadar mücadele edeceklerini açıkladı. 

'AİLE SORUŞTURMAYI SURİYELİLERE YÖNLENDİRMEYE ÇALIŞMIŞTIR'
İddianamede 22 Ağustos'ta Narin'in kuzeni Muhammed Kaya'nın "Suriyelilerin kaldığı çadırların yakınında kırmızı renkli bir çocuk terliği bulduğunu ancak kolluk birimlerine haber vermeyi unuttuğu" şeklinde beyanda bulunduğu hatırlatılarak, "Kaya'nın aracına daha sonradan binen Osman Güran tarafından terliğin aile bireylerine gösterildiği ve kolluk birimlerine de haber verildiği tespit edilmiştir. Aile bireylerince terliğin numara bilgisi dahi sorulmadan Narin Güran'a ait olduğu söylenerek soruşturma, yaşantısını günlük çalışmaya bağlı idame ettiren çadırda yaşayan kişiler ile Suriyeli kişilere yönlendirilmeye çalışılmıştır. Salim Güran, muhtar olması hasebiyle kolluk birimleriyle sürekli birlikte hareket etmiş, sergilediği şüpheli tavırlar kolluk tarafından tutanak altına alınmıştır. Kolluk birimlerinin saha çalışmaları esnasında tespitleri ve aile bireylerinin alınan ifadelerinde Narin Güran'ın kaybolduğu ve son görüldüğü saatlere ilişkin çok sayıda çelişkili beyanların bulunması, jandarma tarafından anlık olarak Cumhuriyet Başsavcılığımıza bildirilen gelişmeler dikkate alınarak olayın kayıp çocuk vakası olmayıp aile tarafından gerçekleştirilen bir cinayet olabileceği hususunda jandarmaya talimat verilmiş, çalışmalar bu yönde genişletilmiştir. Bu bağlamda belirlenen birçok adreste adli aramalar yapılmaya başlanmış, soruşturma işlemleri yoğunlaştırılmıştır" tespiti yer aldı. 

'OLAY AİLE İÇİNDE GERÇEKLEŞTİ VE ORGANİZE BİÇİMDE SAKLANMAYA ÇALIŞILDI'
Tavşantepe Mahallesi'nde 24 Ağustos'ta saat 21.00 sıralarında rüzgarsız bir hava olmasına rağmen elektrik tellerinin birbirine temas etmesi neticesinde yangın çıktığı anımsatılan iddianamede, olayın meydana geldiği mahalde Güran ailesi bireylerin olması, hava şartları düşünüldüğünde dış bir müdahale olmaksızın yangın meydana gelmesinin mümkün olmaması sebebiyle yangının arama çalışmalarını etkilemek ve Narin'in bulunmaması amacıyla organize edildiğinin değerlendirildiği belirtildi. İddianamede, yapılan araştırmalarda Narin Güran'ın ikamet ettiği köyde bulunanların çok büyük bir kısmının akraba olması, son görüldüğü yerin evine çok yakın mesafede olması, yapılan kamera ve plaka tespit çalışmalarında olay mahalline yabancı kişi ya da araç girişinin bulunmaması hususları da dikkate alındığında olayın aile içerisinde gerçekleştiği ve aile tarafından organize biçimde saklanılmaya çalışıldığı kanaatinin oluştuğu ifade edildi.

'SALİM GÜRAN AİLEYİ YÖNLENDİRDİ'
Aynı zamanda köy muhtarı olan amca Salim Güran'ın arama kurtarma çalışmalarını yürüten ekibe yön vermeye çalıştığı, tedirgin hal ve tavırlarda bulunduğunun da tespit edildiği kaydedilen iddianamede, yine Salim Güran'ın aileyi yönlendirdiği yönünde ciddi şüpheler olduğu belirtildi. 30 Ağustos'ta Narin Güran'ın yakınlarının ve ailesinin cep telefonlarına usulüne uygun bir biçimde el konularak CMK'nin 134. maddesi gereğince incelenmesi amacıyla Jandarma Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne gönderildiği kaydedildi.

Salim Güran'ın fiilen kullandığı araçta elde edilen numunelerin Van Jandarma Kriminal Laboratuvarında incelemesi sonucu düzenlenen raporda söz konusu aracın şoför koltuğunun oturma kısmında Narin'e ait DNA profili bulunduğunun tespit edildiği, bunun üzerine şüphelinin 31 Ağustos'ta gözaltına alınmasına karar verildiği hatırlatıldı. 

'NARİN BULUNMADAN KIZININ ÖLDÜĞÜNÜ, OĞLU ENES'İ KORUMAK İSTEDİĞİNİ SÖYLEDİ'
Narin'in annesi Yüksel Güran ile kadın jandarmaların arasında geçen diyaloğa dikkat çekilen iddianamede, kadın jandarmanın herhangi bir bilgi varsa Narin'in bulunmasına ilişkin kendilerine söylenmesinin istendiğini, anne Yüksel Güran'ın buna karşılık henüz Narin bulunmadığı halde kızının öldüğünden emin olduğu, üzülmekle beraber oğlu Enes'i koruma çabasında olduğu aktarıldı. 

CANSIZ BEDENİ DEREDE BULUNDU
Arama faaliyetleri çerçevesinde 8 Eylül'de saat 08.30'da Narin'in cansız bedeninin Eğertutmaz deresinde bulunduğu hatırlatılan iddianamede, "Olay yerinde gerekli incelemelerin yapılmasının akabinde ayrıntılı tetkik ve otopsi işleminin yapılması amacıyla Narin'in cansız bedeni Diyarbakır Adli Tıp Kurumu Grup Başkanlığına götürüldü. Otopside Adli Tıp Grup Başkanının da bizzat katılımıyla daire başkanları, şube müdürü, 5 adli tıp uzmanı ve haricen görevlendirilen radyoloji uzmanından oluşan heyet tarafından ayrıntılı inceleme yapıldı. Skopi işlemine tabi tutulan cesedin her bölgesinden incelemeye esas sürüntü örnekleri alındı. Yapılan ilk incelemede sol bacak diz kısmında kopma olduğu, cesedin bulunduğu yerin yan tarafında kaval kemiğine benzer kemik parçası ve küçük parçacıklar bulunduğu, kesin ölüm sebebinin ve sair hususların yapılacak patolojik, biyolojik ve kimyasal incelemeler neticesinde belirlenebileceği değerlendirildi."

NARİN'İN BULUNDUĞU GÜN KADINLAR ARASINDA TARTIŞMA ÇIKMIŞ
Narin'e ait cansız bedene ulaşıldığı gün Narin'in evinin olduğu bölgede kadınlar arasında tartışma yaşandığına dikkat çekilen iddianamede, "Melike Güran'ın topluluğa hitaben 'Biz bir şey yapmadık.' dediği, Maşallah Güran'ın, karşısında Salim Güran'ın eşi olan Melek Güran bulunduğu esnada 'Herkes her şeyi biliyor, beni konuşturmayın.' şeklinde bağırdığı, Birsen Güran'ın Narin'in annesi Yüksel Güran'a hitaben 'Biz mi yaptık sanki üzerimize geliyorsunuz' şeklinde bağırdığı, Remziye Çabaş ve Yasemin Gül'ün ise 'Doğruyu konuşsaydınız bu aşamaya gelmezdi.' şeklinde bağırdığı, Nesrin Güran'ın da Narin'in annesi Yüksel Güran'a doğru bağırdığı tespit edilerek tutanak altına alındı" denildi.

'SALİM VE NEVZAT'IN ARACINDAKİ NUMUNELERİN BENZERLİĞİ TESPİT EDİLDİ'
Nevzat Bahtiyar'ın yer gösterme işlemi sırasında "Narin'in cansız bedenini Salim Güran bana verdi ve yok etmemi istedi. Karşılığında 200 bin lira para vereceğini aksi takdirde bana ve aileme zarar vermekle beni tehdit etti. Bunun üzerine cesedi Salim'in aracından alarak kendi kullandığım araca battaniyeye sarılı vaziyette bıraktım. Daha sonra ahırımdan aldığım gübre çuvalına cesedi bırakarak Eğertutmaz deresine götürüp, dere kenarında suyla birleşme noktasına bırakıp, üzerini taşlarla kapattım" sözlerine de yer verilen iddianamede, Bahtiyar'ın beyanı üzerine ahırında yapılan incelemede temin edilen gübre çuvalları üzerindeki seri numaraları ile cesedin konulduğu gübre çuvalının seri numaralarının ardışık olduğu ve çuvalların benzer olduklarının tespit edilerek tutanak altına alındığı belirtildi. İddianamede, "Salim Güran'ın aracının gönderildiği Van Jandarma Kriminal Laboratuvarında yapılan detaylı incelemede, aracın sağ arka kapı iç kısmı üzerinde elde edilen kıl numunesinin Narin'e ait olduğu, şüpheli Salim ve Nevzat'ın araçlarında yapılan detaylı incelemelerde alınan toprak numunelerinin karşılaştırılmasında her iki araç içerisinden alınan toprak numunelerinin benzer oldukları tespit edildi" bilgisine yer verildi.

'NARİN'İ BOĞMAK SURETİYLE ÖLDÜRDÜKLERİ...'
HTS ve baz istasyonu kayıtlarına göre olay anında şüphelilerin aynı evde olduğu tespitine yer verilen iddianamede şunlar kaydedildi: "Dosya kapsamında bulunan HTS analiz raporları, dar alan baz çalışmasına ilişkin bilirkişi raporu dikkate alındığında tüm şüphelilerinin ikamette bulunduğunun net bir biçimde ortaya konulması, zaman ve mekan birliği içerisinde olan şüphelilerin fikir ve eylem birlikteliği içerisinde iştirak iradesiyle hareket ederek öldürme eylemi üzerinde ortak hakimiyet kurarak belirlenemeyen bir sebep ve saikle Narin Güran'ı boğmak suretiyle öldürdükleri ve üzerilerine atılı suçu müşterek fail olarak işledikleri hususunda yeterli şüphenin oluştuğu kanaatine varılmıştır."

'GEREKİRSE PARÇALA, DEREYE AT'
Salim Güran'ın telefonunda bulunan, kendisinin yüklediğini belirttiği sesli çağrıları kaydeden program içeriğinde HTS kayıtlarında tespit olunan bir kısım kayıtların silindiği, sadece bazı görüşme içeriklerinin bulunduğunun belirlendiği ifade edilen iddianamede yine Nevzat Bahtiyar'ın Salim Güran'ın Narin'in cansız bedenini yok etmesi için ailesini öldürmekle tehdit ettiğini söylediği beyanı da eklendi. İddianamede Nevzat Bahtiyar'ın 21 Eylül'de ek olarak verdiği ifadesine ilişkin şunlar yer aldı: "10 Eylül'de vermiş olduğum ifade doğrudur ancak bazı hususları olayın sıcaklığıyla ve Salim Güran'ın tehditlerinden dolayı farklı anlatmış olduğumdan o hususlara açıklık getirmek istiyorum. 21 Ağustos'ta saat 15.08 sıralarında Salim Güran'ı su meselesi yüzünden aramıştım. Sonrasında Salim beni Arif Güran'ın ikametinin bulunduğu yerin tepesinden seslenmek suretiyle yanına çağırdı. Ona doğru gittiğimde onunla beraber Arif Güran'ın evine girdik. Eve girdiğimizde bir oda hariç tüm odaların kapıları kapalı vaziyetteydi. Ben evin içinde Enes, Yüksel, Eren ve Muhammed Güran ya da başkaca bir kimseyi görmedim. Herhangi bir ses de duymadığımdan kapıları kapalı olan odaların içerisinde bulunup bulunmadıklarını bilmiyorum. Eve girdiğimizde Salim beni solda bulunan odalardan birine götürdüğünde Narin'in yerde hareketsiz yatar vaziyette olduğunu gördüm. Hatırladığım kadarıyla Narin'in ağzında köpük şeklinde sıvı vardı. Salim 'Yüksel ile birlikte olduğumuzu kız gördüğü için bu kızı ben öldürdüm. Artık sen de benim suç ortağımsın, bu olaya tanık oldun dolayısıyla bunu yok edeceksin, yoksa senin oğlunu gittiği futbol okulundan aldırırım ve kafasına sıktırırım. Bunu yok et ve sonrasında da 200 bin lira para veririm' diyerek beni tehdit ettiği için olayda yer aldım. Narin'i Salim Güran ile bir battaniyenin arasına bıraktık. Battaniyeye koyduktan sonra Salim Güran cesedi bana verdi. Ben de cesedi kucağıma alarak ikametten çıktığımda kapı önünde bulunan Narin'e ait terlikleri de Salim'in söylemesi üzerine alıp battaniyenin içine koydum ve aracıma koymak üzere ikametime doğru indim. İlk önce kendime ait ahıra pencereden cesedi koydum. Daha sonra ahırda bulunan çuvalı cesedin başından geçirdim. Daha sonra cesedi aracımın arka koltuk paspas kısmına bıraktım. Battaniyeyi de arkamdan aracıyla gelen Salim'e verdim. Salim battaniyeyi kendi aracına koydu. Bana, 'Cesedi gerekirse parçala ve Eğertutmaz deresine at' dedi. Eğertutmaz deresine doğru cesedi götürdüm ve belirttiğim yere bıraktım. Narin'in bir ayağı çuvalın dışında kalmıştı. Aceleyle ve telaşla yaptığım için bağlayamadım. Olaydan sonra Salim Güran ile telefonla ya da yüz yüze görüşmedim."

SALİM GÜRAN SAATİ YANLIŞ SÖYLEMELERİ TELKİNİNDE BULUNMUŞ
Hakkında soruşturma yürütülen Birsen Güran'ın verdiği ifadesinde çelişkilerin olduğu belirtilen iddianamede, Birsen Güran'ın, Narin'in olay günü kendilerine saat 14.00 gibi geldiğini belirttiği, kardeşi ile konuşurken Salim Güran'ın bu konuşmalara şahit olduğunu ve "Saat 17.40 şeklinde Narin'i gördüklerini söylemeleri" yönünde kendilerine telkinde bulunduğunu belirttiği ifade edildi.

ENES GÜRAN'IN YALAN SÖYLEDİĞİ İDDİANAMEDE YER ALDI
Tutuklu şüpheli ağabey Enes Güran'ın ise ifadesinde, Narin'in saat 19.11 sıralarında kaybolduğunu fark ettiklerini, ilk beyanında saat 16.30 sıralarında kaybolduğunu söylediğini, olayın şokundan kaynaklı yanlış ifade ettiğini belirttiği yer aldı. İddianamede Enes Güran'ın olay akşamı mahalle bakkalına giderek alışveriş yaptığını belirttiği ancak bakkalın beyanında olay günü kapalı olduğunu söylemesi üzerine, şüphelinin beyanlarının doğruyu yansıtmadığı, sırtında bulunan izlerin arama çalışmaları esnasında oluşabileceğini, gözündeki morluğun mısır koçanlarından kaynaklanmış olabileceğini belirttiği, izlerin şekli ve yeri itibarıyla darbeye bağlı olabileceği ve sinirden kendisine vurmak suretiyle izlerin meydana gelmiş olabileceği, kolundaki ısırık izinin ise babasının ağladığını görmesi üzerine üzüntüden kendisinin ısırması sonucu oluştuğunu ve kesinlikle olayla bir ilgisinin bulunmadığını öne sürdüğü belirtildi. Enes Güran'daki ısırık izinin kime ait olduğu ise tespit edilemedi. 

SIK SIK TOPLANTI YAPAN AİLE ÜYELERİ SES KAYDINI ENGELLEDİ
İddianamede aile üyelerinin sık sık toplantılar yaptığının belirlendiği belirtildi. Haklarında ayrıca soruşturma yürütülen Erhan ve Barış Güran'ın ikametlerine olaydan sonra güvenlik kamerası taktıklarının tespit edildiği belirtilen iddianamede şöyle dendi: "Kolluk görevlilerinin katılımıyla gerçekleştirilen aramada elde edilen özellikle Erhan Güran'ın ikametindeki kamera kayıtlarının alınan imajlarının ilk incelemesinde sık sık özellikle gece saatlerinde aile üyelerinin bir araya geldikleri, kamera kayıtlarında ses özelliği bulunmasına karşın seslerin anlaşılabilir nitelikte bulunmadığı, bazı günlere ait görüntülerin bulunamaması hususları dikkate alınarak cihazın TÜBİTAK'a gönderildiği ve hazırlanan raporda, 'Seslere ilişkin netleştirme işlemi yapılamadığı, silinen görüntülerden ise sadece bir kısmının parça parça kurtarılabildiğinin belirtildiği, gönderilen verilerin kolluk tarafından yapılan incelemesinde ses kayıtlarının genel itibarıyla anlaşılmadığı ve soruşturmaya yön verebilecek nitelikte olmadığı' tespit edilmiştir."

İddianamede, Salim Güran'ın Narin'in cansız bedeninin bırakıldığı yeri bildiği ve olay günü kontrol amaçlı gittiği hususunun kamera kayıtlarıyla açıkça ortaya koyduğunun anlaşıldığı kaydedildi.

'SALİM GÜRAN WHATSAPP KAYITLARINI SİLMESİNİ AÇIKLAYAMADI'
Salim Güran'ın başından bu yana soruşturmayı yönlendirmeye çalıştığına işaret edilen iddianamede şunlar yer aldı: "Salim Güran'ın ses kayıt içeriklerinde jandarma personeline haber verirken köyde çingenelerin eski bir kırmızı araba gördüklerine dair beyanlarda bulunarak ve Çarıklı Mahallesi'nde Nevzat Bahtiyar'ın akrabalarının evlerinde arama yapılmasını sağlayarak ilk günden itibaren olası bir olumsuz durumda eylemden sadece Nevzat Bahtiyar'ı sorumlu tutabilmek için bir organizasyon içerisinde olduğu, zira Nevzat Bahtiyar'ın cesedi bıraktığı aracın eski model kırmızı renkli bir araç olmasının bu hususu açıkça ortaya koyduğu, şüphelinin telefonunda yapılan teknik incelemede cihazda yer alan kayıt programındaki olay gününe ilişkin kendince önemli gördüğü kayıtları silmesi, WhatsApp kayıtlarını silmesi hususlarını izah edemediği, alınan son savunmasında hayat kadınlarıyla görüştüğü yönündeki beyanının kayıt silme eylemine karşı geliştirilmiş bir savunma niteliği taşıdığı, bu durumu doğrulamak için de olay günü Narin'in cansız bedeninin gömülmesinden sonra hayat kadını olduğu değerlendirilen bir kişiye mesaj gönderdiği ve bu mesajın silinmeden telefonda bulunmasının da bu durumu kuvvetle ortaya koyduğu, Nevzat ile olay günü saat 15.08 dışında hiç görüşmediğini beyan etmesine karşın HTS analizi ve dar alan baz çalışması yapılan bilirkişi raporunda yaklaşık olay saatinde bir arada oldukları ve birlikte hareket ettikleri açıkça ortaya konulmuştur. Ayrıca şahsın telefonunun bilirkişi marifetiyle incelenmesinde silinmiş olan WhatsApp sesli görüşme kayıtlarında olay günü saat 17.46'da Nevzat ile sesli görüşmeleri bulunduğu belirlenmiştir. Salim Güran'ın aracındaki incelemelerde şoför koltuğunun oturma kısmında sürüntü şeklinde DNA profili ile sağ arka kapı iç kısmında kıl örneğinden elde edilen DNA profillerinin Narin'e ait olduğunun açıkça belirlenmesi durumunun sadece aracın kapılarının açık olması veya tüm çocukların arabaya binmiş olabileceğiyle savunulması mümkün bulunmamıştır. Zira DNA profiline ilişkin inceleme yapılırken araç içerisinde bulunması muhtemel tüm DNA profillerine dair çalışma yapıldığı, yalnızca belirlenmiş olan Narin'e ait DNA profiline dair bir inceleme yapılmadığı, araçta elde edilen tek DNA profilinin Narin'e ait olduğu, şüphelinin kendi ailesine dair bir DNA profili dahi bulunamadığı, Narin'in babası Arif Güran'a ait araç içerisinde yapılan incelemede de herhangi bir DNA bulunamadığı, kendi babasına ait araçta dahi DNA bulgusu olmayan Narin'in DNA profilinin şüpheliye ait aracın iki bölümünde de çıkmasının hayatın olağan akışına açıkça aykırı olduğu, teknik olarak da DNA profilinin kan, meni, doku, organ, kıl, idrar, tükürük ve vücut sıvısı gibi biyolojik örneklerde bulunabileceği, Nevzat Bahtiyar'ın alınan beyanında Narin'in yerde yatar vaziyette iken ağzından sıvı geldiği yönündeki beyanının da DNA profilinin biyolojik örnekten elde edilmiş olabileceği ve şüpheli Salim'e bulaşması sonucu araçta bulunması hususlarını kuvvetle muhtemel ortaya koyduğu, bu sebeplerle şüphelinin öldürme eylemi içerisinde olduğu ve delilleri karartmaya çalıştığı, dolayısıyla diğer şüphelilerle birlikte Narin'in öldürülmesine ilişkin iştirak iradesi içerisinde olduğu hususunda yeterli şüphe bulunduğu anlaşılmıştır."

'ENES VE YÜKSEL GÜRAN'IN OLAYLA İLGİSİ İDDİANAMEDE YER ALDI'
İddianamede ağabey Enes Güran'ın olay günü ve sonrasında alınan her iki beyanında da Narin'in kaybolduğu saat ile ilgili sürekli olarak çelişkili beyanlarda bulunduğu kaydedildi: "Olay günü mahalle bakkalına giderek alışveriş yaptığı yönündeki beyanının mahalle bakkalının o gün dükkanını kapattığına dair beyanı karşısında açıkça gerçeğe aykırı olduğunun tespit edilmiştir. Narin son kamera açısına girdiği saat olan 15.11 öncesinde ve sonrasında ikamette bulunduğunun HTS analiz raporu ve bilirkişi raporuyla sabit olduğu, şüphelinin gözlerinde bulunan morluklara ilişkin olarak ilk olarak mısır tarlasında meydana geldiği yönündeki beyanları sonrasında kendisine sinirle vurmuş olabileceğini söyleyerek açıkça çelişkiye düşmüştür. Sırtında bulunan tırnak izine benzer izlere ilişkin ilk beyanlarında bir açıklamada bulunamaz iken sonrasında alınan beyanlarında arama çalışmalarında bazı yerlere girerken sırtının çizilmiş olabileceği yönündeki çelişkili beyanları, ceza infaz kurumunda bulunmakta iken görüş esnasında sürekli adli tıp raporlarının çıkıp çıkmadığını sorması nedeniyle üstü örtülü bir şekilde Narin'in cesedi üzerinde kendisine ait herhangi bir DNA çıkıp çıkmayacağı hususunda tedirgin olmuştur. Narin'in diş fırçasını kullanması gibi bir durumdan bahsetmesi ve kardeşi Eren'i kimseye bir şey anlatmaması şeklinde tembih etmesi hususları dikkate alındığında şüphelinin olayın en başından itibaren çelişkili beyanlar ile tutum ve davranışlarda bulunduğunu, eyleme iştirak etmiş olmanın korkusuyla bu şekilde davrandığının açıkça görüldüğü, dolayısıyla diğer şüphelilerle birlikte Narin'in öldürülmesine ilişkin iştirak iradesi içerisinde olduğu hususunda yeterli şüphe bulunmuştur. Şüpheli anne Yüksel Güran da olay günü ilk saatlerden itibaren Narin'in vefat ettiğini bildiği şeklinde hal ve tavırlar sergilediği, üzüntünün yanı sıra bir korku ve endişe barındıran sözler söylediği, 'Enes'i nasıl kurtarabilirim' şeklinde beyanlarının bulunduğu, Narin'in cansız bedenine ulaşıldığı gün çıkan tartışmada kardeşi Yasemin'in 'Doğruyu söyleseydiniz böyle olmazdı' şeklindeki sözleri, Nevzat Bahtiyar'ın alınan savunmalarında istikrarlı olarak Yüksel ile Salim Güran arasında bir ilişki olabileceği yönündeki beyanları ayrıca Narin'in cansız bedeninin Nevzat isimli şüpheli tarafından götürüldüğü esnada arkasından bakarak ağladığı yönündeki beyanlar dikkate alındığında diğer şüphelilerle Narin'in öldürülmesine ilişkin iştirak iradesi içerisinde olduğu hususunda yeterli şüphe bulunduğu tespit edilmiştir."

'NEVZAT BAHTİYARLA İLGİLİ YETERLE ŞÜPHEYE ULAŞILDI'
Yine iddianamede Nevzat Bahtiyar hakkında şu değerlendirmede bulunuldu: "Şüphelinin ilk andan itibaren Narin'e ait cansız bedeni alarak ve çuval içerisine koyarak Eğertutmaz deresine bıraktığı yönündeki beyanları, çuval ile şahsın ahırında bulunan çuvalın benzer ve numaralarının ardışık olduğunun belirlendiği, kamera kayıtlarından Narin'in cansız bedenini kendisinin bulunduğu yere bıraktığı belirlenmiştir. Son olarak alınan beyanında cenazeyi ikametten aldığı şeklindeki beyanları HTS analiz raporu ve bilirkişi raporuyla da belirlenmiştir ancak şüphelinin olay öncesinde de Salim ile birlikte olduğu ve Narin'in ikametine girdikleri, olaydan sonra hiç görüşmediklerini beyan etmelerine rağmen yapılan telefon incelemesinde olay günü saat 17.40'ta görüştükleri açıkça belirlenmiştir. Olay günü ve olay saatinde arkadaşı olan şüpheli Salim ile birlikte Narin'in ikametine girdikleri ve birlikte hareket ettikleri tespiti karşısında Narin'in öldürülmesi eylemine iştirak iradesinin bulunduğu ve fikir ve eylem birlikteliği içerisinde diğer şüphelilerle birlikte hareket ettiği açıkça ortaya konulmuş ve bu hususta yeterli şüpheye ulaşıldığı değerlendirilmiştir."

AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS CEZASI İSTENDİ
İddianamenin değerlendirme ve sonuç kısmında şöyle dendi: "Dosyada bulunan kamera görüntüleri, ifade tutanakları, adli tıp raporları, olay yeri inceleme raporları, HTS kayıtları, HTS daraltılmış baz analiz raporu, kriminal raporlar, görüşme kayıtları, cep telefonları üzerinde yapılan inceleme neticesinde elde edilen veriler, kolluk tutanakları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde izah olunan ve çelişkileriyle ortaya konulan sebeplerle şüpheliler soruşturmanın en başından itibaren çelişkili, hayatın olağan akışına aykırı, toplum düzeninin ve aile yaşantısının getirdiği genel kurallar ve teamüllere aykırı tutum ve davranışlar içerisinde olmuşlardır. İlk günden itibaren kayıp çocuk olarak ihbarda bulunarak ve Narin Güran'ın son görüldüğü saate ilişkin çelişkiler yaratarak bulunmasını ve olayın ortaya çıkmasını engelledikleri tespit edilmiştir. 21 Ağustos günü saat 15.11 sıralarında kamera açısına son kez giren ve evine doğru çıkan patikaya yönelen Narin'in eve ulaştığı saatte dosya kapsamında bulunan HTS analiz raporları, dar alan baz çalışmasına ilişkin bilirkişi raporu dikkate alındığında, tüm şüphelilerin ikamette bulunduğunun net bir biçimde ortaya konulması karşısında zaman ve mekan birliği içerisinde olan şüphelilerin fikir ve eylem birlikteliği içerisinde iştirak iradesiyle hareket ederek, öldürme eylemi üzerinde ortak hakimiyet kurarak belirlenemeyen bir sebep ve saikle Narin Güran'ı boğmak suretiyle öldürdükleri ve üzerilerine atılı suçu müşterek fail olarak işledikleri hususunda yeterli şüphenin oluştuğu kanaatine varıldığı anlaşılmıştır. Bu nedenle şüphelilerin üzerilerine atılı 'iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis ile cezalandırılmasına karar verilmesi talep olunur ayrıca şüphelilerin gerçekleştirdikleri eylemin niteliği, olayın oluş biçimi, eylem esnasında ve sonrasında tutum ile davranışları dikkate alınarak, TCK'nin 62. maddesinin tatbikine yer olmadığına karar verildi. Tüm soruşturma işlemlerinin Cumhuriyet Başsavcılığımızın 2024/46201 soruşturma sayılı dosyası üzerinden yürütüldüğü ancak bu aşamada şüpheliler Salim Güran, Nevzat Bahtiyar, Enes Güran ve Yüksel Güran'ın üzerilerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti itibarıyla ağır ceza mahkemesinin görev alanında bulunması, ana soruşturma dosyası üzerinde bir kısım şüpheliler ile ilgili soruşturma işlemlerinin devam etmesi hususları dikkate alındığında şüpheliler açısından dosyanın sürüncemede kalmaması açısından dosyamız şüphelileri hakkında tefrik kararı verilmiştir."