20 Eylül 2024 Cuma

Müzeyyen Boylu davası görüldü: Dava kadınlardan kaçırılmak isteniyor

Müzeyyen Boylu'yu katleden Mesut Issı'nın duruşması görüldü. Sanık Issı, bir önceki duruşmada Müzeyyen'in avukatlarına küfür ve tehdit etmesine rağmen bu duruşmaya psikolojisinin bozuk olduğunu ileri sürerek katılmadı. Öte yandan Issı'nın avukatı dosyayı Diyarbakır'dan nakil edilmesini talep etti. 

Boşanma aşamasında olduğu Müzeyyen Boylu'yu katleden Mesut Issı'nın yargılandığı davanın 2. duruşması görüldü. Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya Diyarbakır Barosu ile çok sayıda baro, Tevgera Jinên Azad (TJA), Rosa Kadın Derneği, Dicle Amed Kadın Platformu (DAKAP), Kadınlarla Dayanışma Vakfı, KADEM, Türkiye Barolar Birliği, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili Turhan Bağrıyanık, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu, Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu (TÜBAKKOM), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Müzeyyen Boylu'nun ailesi ve yakınları, İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve çok sayıda avukat katıldı.

Müzeyyen'i katleden Mesut Issı duruşmaya getirilmezken avukatı Kutbetin Odabaşı salonda yerini aldı. Kimlik tespiti ile başlayan duruşmada dosyanın sanık avukatının talebi üzerine "güvenlik" gerekçesiyle Adalet Bakanlığı'na gönderildiği ortaya çıktı. Mesut Issı'nın duruşmaya katılmamasına tepki gösteren avukatlara mahkeme başkanı, "Mesut Issı daha önceki duruşmada psikolojinin bozuk olduğunu ve savunma yapmak istemediği gerekçesi ile getirilmedi" cevabını verdi.

Öte yandan Mesut Issı'nın avukatının geçtiğimiz süre zarfında dosyanın Diyarbakır'dan nakil edilmesi talebinde bulunduğu ortaya çıktı. Yapılan talebi duyan avukatlar ise duruma tepki gösterdi.

'DURUŞMAYI DİYARBAKIR'DAN KAÇIRMAK İSTİYORLAR'
Avukat Cihan Aydın, "Mahkeme usule aykırı işlem yapıyor. Çocukları mahkeme kararı ile aldık. Dağ başı değil burası usulü ile aldık ve nakil ile bağlantısı nedir anlamış değilim. Duruşmayı Diyarbakır'dan kaçırmak istiyorlar. Diyarbakır'ın tamamı adaletin bu şehirde olup olmadığını bilecek. Şimdi sizin bu uygulamanıza göre nasıl bir pratik ortaya çıkıyor size söyleyeyim. Sanık avukatı müvekkilim kendini güvende hissetmiyor dediğinde başka yere mi göndereceksiniz?" demesi üzerine mahkeme başkanı, "Süreç böyle işliyor" cevabını verdi. Aydın, yetkinin tamamen mahkeme heyetinde olduğunu söyleyerek, konuya ilişkin maddeleri hatırlattı. Aydın ayrıca, "Bu dava Diyarbakır halkından, kadınlarından kaçırılmak isteniyor. Fizan'a da gitse biz gideriz. Duruşmaya daha kalabalık gideceğiz" diye vurguladı.

'MÜVEKKİLİN DEĞİL BİZİM CAN GÜVENLİĞİMİZ SÖZ KONUSU'
Avukat Aslı Pasinli davanın nakline ilişkin tepki göstererek, davanın nakil olmasını gerektiren bir durumun olmadığına dikkat çekti. Pasinli, "Müvekkilin değil bizim can güvenliğimiz söz konusudur. Çünkü cinayet işleyen biri var. Mahkeme bunu çok rahat görüyor. Burada tanıklar ve avukatlar var burada sanığa nasıl tehdit oluşturuluyor. Sanık önce 'kadınlar avukatlar dosyayı takip etsin' dedi ama arkadan çelme takma, nakil dilekçesi vermek nedir? Bu karardan bir an önce vazgeçilmesi gerekiliyor. Dosyanın uzaması için her şey yapılıyor. Evraklar toplanmıyor, önceki duruşmada eksik evrakları tek tek saydık, eksiklik var neden mahkemeniz toplamıyor. Bu karardan bir an önce vazgeçilmesi gerekiyor" diye konuştu.

Avukat Mehmet Emin Aktar'da nakil işlemine tepki göstererek, savunmasına başladı. Aktar, konuya ilişkin maddeleri hatırlatarak, "Size verilen dilekçeyi il valiliğine gönderin. Siz bunu yapmadınız. Siz bu dosyadan kurtulmak istiyorsunuz" ifadelerini kullandı.

Avukat Turhan Bağrıyanık, müvekkillerinin dediklerine katıldığını ve tutukluluk halinin devamını talep etti.

Müzeyyen'in annesi Türkan Boylu, sanığa ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını istedi.

'NAKİL BİR SAVUNMA TAKTİĞİDİR'
Avukat Hatice Demir, "Nakil talebi üzerine yapılan işlemler usule aykırıdır. Ceza yargılanması yapılıyor ama sanık ortada yok ve yargılanmaktan sürekli kaçıyor. Daha önceki celsede de gelmek istemedi ama zorla getirilme kararı verildi. Bu nakil bir savunma taktiğidir. Sanık ilk duruşmadan çıkarken tehdit savurup küfür etti gayet normal ve iyiydi. Fakat mahkemede psikolojik sorunlarının olduğunu öne sürdü" diyerek tepki gösterdi.

AVUKATTAN 'MÜVEKKİLİM DEPRESYONDA' SAVUNMASI
Sanık avukatı Kutbettin Odabaşı da, "Bir dilekçe verdim ama disiplin suçu yapmaya gerek yok. Maddi gerçek için uğraşıyoruz. Baronun üyesiyim ben arkadaşlar" demesi üzerine avukatlardan tepki geldi. Kutbettin Odabaşı, "Müvekkilim ağır depresif ilaçlar kullanıyor. Dicle üniversitesinden, Elazığ ruh ve sinir hastalıkları hastanesine sevk edildi. Orada şartlar D Tipi'ne göre çok çok daha ağır. Müvekkilimin hekim olduğunu ve hastaneye nasıl gidilmesi gerektiğini söylemek ağır bir ithamdır" dedi. 

Verilen aranın ardından mahkeme heyeti kararını açıkladı. Heyet şunları kaydetti: "Sanığın tutukluluk durumunun 4 Kasım ve 3 Ocak 2020 mahkememizce reesen değerlendirilmesine, Diyarbakır 3. Aile Mahkemesi 2019/219 D.iş, Diyarbakır CBS'nin 2018/23599 soruşturma, 2018/18795 soruşturma sayılı dosyalarının incelenip iade edilmesi üzere fiziki olarak mahkeme ve savcılıklardan celbine, bilirkişi raporunun ibrazının beklenilmesine, akıbetinin sorulmasını kararlaştırdı. 9 Eylül 2019 tarihli celsede alınan 5 nolu ara karar gereğince, olay tarihleri belirtilerek Diyarbakır Emniyet Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına, müzekkereye cevap verildiğinde duruşma günü ve tarihi beklenilmeksizin tanıkların hakkında zorla getirilme kararına ilişkin müzekkere yazılmasına, tanık Abdullah Koyun hakkında zorla getirilme kararının akıbetinin sorulması, dava nakli konusunda görüş almak için dosyanın CBS'na gönderilmesine, Diyarbakır CBS takipsizlik bürosunca 2018/23599 soruşturma dosyası, Diyarbakır 1. Aile mahkemesinin 2018/227 esas ve 2018/ 408 D.iş sayılı dosyalarının örneklerin dosyalarımızın arasına alınarak dosyaların ilgi merciilerine iadesine,
 
Diyarbakır 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2019/442 esas sayılı dosya iddianamesinin mahkememizce düzenlenen iddianame tarihinden önce olup hukuki kesinti bulunduğu, bu haliyle birlikte görülmesinde fiili ve hukuki yarar bulunulmadığı kanaatine varılmakla birleştirilme hususunda muvafakat edilmemesine, bu hususta mahkemesine müzekkere yazılmasına, Çanakkale, Hakkari, Isparta, Muğla ve Hatay Barolarının katılma talebi suçtan doğrudan etkilenmediği gerekçe gösterilip reddine karar verilmiştir."

Duruşma, 27 Ocak 2020 tarihine erteledi.