22 Kasım 2024 Cuma

Mustafa Öner yazdı | Düzenin hafızasızlaştırma politikası üzerine

Düzen, yozlaştırmak, insanı-devrimci özneyi kendine ve ilişkilerine yabancılaştırmak burjuva, küçük burjuva banal yaşamı çekici kılmak ve tüketim çılgınlığını teşvik etmek için bütün bu ve benzeri enstrümanlarını devreye sokuyor. Bizler durumu bilince çıkarıp pozisyon alarak ideolojik duruş sergilemeliyiz ki bu etkileme saldırılarını boşa çıkaralım.

Kapitalist sömürü düzeni devrimci ve komünist hareketin saflarına burjuva, küçük burjuva yaşam biçimini dayatır. Burjuva kültürünün, tüketim çılgınlığının ve zamanı boş-ölü geçirme alışkanlığının gelişmesi için özel politika geliştirir. Bu politikasının devrimciler arasında etkili olması için önce devrimci öznenin asli görevlerine yoğunlaşmasında zayıflamanın, odak kaymasının başlamasını sağlamaya çalışır.

Burjuva sömürü düzeninin omurgasını oluşturan militarist devlet aygıtının görevlendirilmiş ilgili kurumları bu konuda başarı elde etmek için başlıca iki yöntem uygular. Birisi yıldırma, korkutma, caydırma amaçlı baskı, şiddet, işkence, şantaj, gözaltı, tutuklama politikası. Diğeri ise sosyal, siyasal yaşam alanlarında kullanılan iletişim, haberleşme ağıdır. Bu iki politik ideolojik biçim aracılığıyla karşı devrimin ilgili kurumları devrimcilerin bellek boşluğuyla, hafıza yitimiyle karşı karşıya kalmasını amaçlar.

Burjuva-sömürücü düzen ömrünü uzatmak maksadıyla çıkarlarına uyumlu ideolojik, kültürel politikalara başvurur. Bu amaç için her türlü kirli politik yöntemi kullanır. İnsanı insani özelliklerinden; devrimci sosyalistleri ise ideolojilerinden, kimliklerinden, kişiliklerinden ve devrimci değerlerden uzaklaştırmak için söz konusu olan iki politik ve ideolojik kültürel biçimi bilinçli özel politika olarak uygular.

Faşist devlet ve özel görevlendirilmiş kurumları odak kaydırma yöntemiyle hafızasızlaştırmada asıl hedef aldığı-yöneldiği kesimler var. Bunlar devrimci zorun mentalitesine göre örgütlenen, şekillenen ve konumlanan, fiili meşru mücadeleyle burjuva yasal sınırlara hapsolmayan devrimciler ile marksist leninist komünistlerdir. Zindan cephesi dahil devrim, sosyalizm ve özgürlük mücadelesi yürüten her devrimci özne, düzen dışı davrandığı, konumlandığı için düzenin doğrudan zihinsel kuşatmasının hedefindedir. Çünkü burjuva sömürücü düzeni için asıl tehlike ve tehdit devrimci sosyalistlerdir.

Karşıdevrimin mühendislik çalışmasıyla belirlediği hafızasızlaştırma politikasının, teorik, politik ideolojik, kültürel ve örgütsel bütün boyutlarıyla (devrimci sosyalistler dahil) bilince çıkartılması ilk temel adımdır. Bu görevi gerektiği kadar yerine getirmeyi başaran devrimcilerin ideolojisizleştirme yoluyla belleksizleştirme saldırılarını boşa çıkarmaları zor olmayacaktır. Burjuva kurulu düzen ve sahipleri devrimcilerin güçlerini örgütlülüklerinden ve ideolojilerinden aldıklarını çok iyi bilir. Bu yüzden en çok devrimcilerin kolektif yaşamlarına ve düşünsel olarak beslendikleri marksist ideolojiye saldırır.

Çünkü bilinçli ve örgütlü yüz kişi -işçi, kadın, genç, kamu emekçisi- bilinçsiz ve dağınık bin kişiden; politik ideolojik olarak daha güçlüdür. Bunun içindir ki karşı devrim bütün olanaklarıyla ve sistematik olarak sosyalist düşünceyi, ideolojiyi ve örgütlenmeyi ezmek ve dağıtmak ister. Düzenin bu politikasıyla bağı içerisinde doğru devrimci diyalektik ilişki kurulursa, devrimci sosyalistlerin neden bilinç ve örgütlü yaşam konularına odaklanmayı asla ihmal etmemeleri gerektiği daha güçlü kavranacaktır.

Devrim, sosyalizm, özgürlük mücadelesinde iddiaları güçlü, bilinçleri açık olan devrimciler açısından görev ve sorumluluklarına odaklanmak, yaşamsal öneme sahip yadsınamaz bir gerçektir. Düzenin odak kaydırma saldırıları boşa çıkartılırsa, düşünce ve yaşam biçimi bakımından boşluklar oluşmaz. Bilinçsizleştirme ve hafızasızlaştırma yönelimlerinin önüne pratik set çekilir ve ideolojik saldırı püskürtülür.

Sömürü ve zulüm düzeninin sürmesi için bugünkü iktidar, başta genç kuşaklar gelmek üzere, devrimci sosyalistlere ve özgürlükleri için mücadele yürütenlere dolu dizgin saldırıyor. Bu saldırıda hedef, bu kesimlerin zihinsel üretimlerini ve pratik mücadelelerini sınırlamak, kontrol altına almaktır. Kurulu düzen sonuç aldığı oranda odak kaydırır ve hafıza boşluğu yaratır. Bu boşluğu kendi ideolojisiyle, kültürüyle, yaşam biçimiyle tüketim alışkanlığıyla doldurmayı hedefler. Düzenin bu yöneliminin amacını bilince çıkartan devrimciler, burjuva, küçükburjuva ideolojisinin kültürünün yaşam biçiminin zihinlerle birlikte pratik çalışmalara sızmasının önünü alabilirler; almaktadırlar da.

Niyetlerden bağımsız olarak bu gibi konularda da görev ve sorumluluklarını yerinde ve zamanında gerektiği kadar yerine getiremeyen her devrimci özne, düzenin etkin kullandığı TV, telefon, internet, sosyal medya yoluyla ve yazılı basın gibi iletişim araçlarının çekim alanına (şu veya bu kadar) girmeleri kaçınılmaz olur. Ancak; ne zaman ideolojik, kültürel ve kolektif yaşam gibi konularda görev ve sorumluluklarını yerine getirip, söz konusu araçlarla da bilinçli-günlük sosyal yaşamın kolaylaşması ve devrimci görevler için kullanma anlamında ilişkilenilirse o zaman devrimciler çekim alanının içine düşmekten kurtulabilir.

Burjuva çürümüş düzen, devrimcilerin ilgi odaklarını dağıtmak yoluyla hafızasızlaştırıp kolektif yaşamdan, örgütlü mücadeleden devrimcileri koparmak istiyor. O zaman daha fazla devrimin-mücadelenin görevlerine, sorunlarına odaklanmamız gerekir. Zamanın ölü-verimsiz geçirilmesi, devrimci yaşamın, değerlerin, kişiliğin bozulması ve asli görevlere ilgisizliğin gelişmesi için kapitalizm ve ilgili devlet kurumları söz konusu teknik araçları devrimcileri etkilemek için de işlevlendirmektedir.

O zaman bizler de tam tersini yapacağız. Zamanı üretken, dolu dolu değerlendirmek için bu araçlardan da yararlanmaya çalışacağız. Ama kullanmak için yığınla çeşitli gerekçeler üretmeden, gerekçelerin arkasına sığınmaya tenezzül etmeden, farkında olmadan bu araçların bağımlısı olmadan... Düzen yozlaştırmak, insanı-devrimci özneyi kendine ve ilişkilerine yabancılaştırmak burjuva, küçük burjuva banal yaşamı çekici kılmak ve tüketim çılgınlığını teşvik etmek için bütün bu ve benzeri enstrümanları devreye sokuyor. Bizler durumu bilince çıkarıp pozisyon alarak ideolojik duruş sergilemeliyiz ki bu etkileme saldırılarını da boşa çıkaralım.

Sonuç olarak, bu düzen-devlet, devrimci kimliğimizi, ideolojimizi sulandırıp bozmak, yaşam tarzını sıradanlaştırmak amacıyla önce bellek yitimi yaşamamız için bu araçları ısrarla kullanıyor. O halde biz devrimcilere düşen de bu saldırılar karşısında; daha fazla inatla, ısrarla kararlı ve bilinçli duruş sergilemeliyiz ki bu muhaberede galip çıkabilelim. Devrimci sosyalistler düzenin çizdiği sınırları politika yapış tarzıyla aştığı sürece, keza iletişim, haberleşme ve burjuva yönde etkileme araçlarıyla zihinleri esir alma politikasını boşa çıkardığı sürece, kolektif özgür bireyler olma yönünde ilerleyecektir. Bu ilerleyiş zihinsel üretkenliği de artıracağı gibi dikkat dağıtma, odaklanılacak konulardan uzaklaşmanın ve devrimci değerlere, sosyalizme yabancılaşmanın da önüne geçecektir.

"Yabancılaşmış devrimciliğin bir başka işareti kuşkusuz başta genç devrimciler olmak üzere rastlanan 'hafızasızlık' durumudur. Belleksizleştirme kapitalizmin varlığını sürdürmek için kullandığı temel ideolojik silahlardan biridir. Söz ve görüntü bu amaçla kullanılır. Geçmiş unutturulur. Ya da çaptırılır." Kutsiye Bozoklar yoldaş bu sözlerle hafızasızlaştırma politikasına dikkat çeker*. Odaklanma becerisinin nasıl yitirildiğini ve yeniden kazanacağını ise Prof. Cal Newport** ayrıntılı olarak anlatır.

Kapitalizm odaklanma yetimizi yitirmemiz ve hafıza kaybına uğramamız için birçok imkana sahip. Eşit olmayan şartlarda mücadele yürüten devrimciler isterlerse, kararlılarsa özgüvene, politik cesarete sahiplerse, dezavantajlı durumu avantaja çevirebilirler.

Bunlar; burjuva düzenin, odak kayması yaşatması yoluyla devrimci değerlerde ve devrimci kişilikte aşınmalara, kapı aralama çabalarına karşı ideolojik mücadele araçlarıdır. Devrimcilerin sahip olduğu bu olanakları gerektiği gibi değerlendirilirse düzenin adı geçen aparatları etkisizleştirilir.

Bunun için gerekli olan şey; kolektif yaşamdan aldığımız güçle, iddiamızla, görevlerle, sorumluluklarla uyumlu düşünsel ve pratik bir kararlılık sergilemektir.

*"Hep Aynı İnatla" kitabından "Düzen ve cesaret", "Biz diyoruz ki fakat", "En güzel hürriyet" ve "Vazgeçmemek" yazıları tekrar okunabilir.
**Prof. Cal Newport'un, "Pürdikkat; odaklanma becerisini nasıl yitirdik, nasıl kazanabiliriz" kitabı da yararlanılacak bir kaynak.