22 Kasım 2024 Cuma

Mustafa Öner yazdı | Bilinç açıklığı ile görev ve sorumluluk ilişkisi üzerine

Demek oluyor ki görevlerimizin ve sorumluluklarımızın başında, gelişkin-berrak bir bilince sahip olmak gelmektedir. Bu da, bilinç açıklığı, görev ve sorumluluk arasındaki ilişkiyi doğru kurmanın kaçınılmazlığını bizlere gösterir. Hangi iş yapılırsa yapılsın, hangi sorumluluk yerine getirilirse getirilsin, o konu hakkında yeterli bir bilinç açıklığı yoksa başarıyla yerine getirilmesi zor olacaktır. Aksi kör kuyuya taş atmak gibi el yordamıyla iş yapmaya benzer. Ki bu şekilde devrimci bir sonuç alınması beklenemez.

Bilinç açıklığına sahip olmak devrimcinin güçlü yanlarından birisidir. Yapılan hatalar ile zaaflı yanlar, niyetten bağımsız olarak kendimize, kolektife ve mücadeleye çeşitli biçimlerde zarar verir. Mücadeleye yapılacak katkıyı düşürür. Zorlukların üstesinden gelme mücadelesinde, sorunları alt etme eyleminde zayıflıklar, devrimcileri güçsüz ve yenik düşürür. Devrimci yaşamda karşılaştığımız gibi bunlar devrimcilerin gelişmelerini yenilenerek değişip dönüşmelerini de engeller. Devrimci kişiliği aşındırır.

Hata yapmanın; zorluklar, sorunlar karşısında zayıf-etkisiz kalmanın çeşitli nedenleri vardır. Bunlar içerisinde önemli olanlardan birisi de yeteri kadar bilinç açıklığına sahip olmamaktır. Bilinç eksikliği-bulanıklığı, kavrayışın yüzeysel oluşu bir devrimcinin-devrimci sosyalistin hayati sorunlarından biridir. Zorluklar, karmaşık sorunlar karşısında çaresiz kalmanın bir bakıma yenik düşmenin nedeni de gelişkin bir bilinç açıklığının olmamasıdır.

Demek oluyor ki görevlerimizin ve sorumluluklarımızın başında, gelişkin-berrak bir bilince sahip olmak gelmektedir. Bu da, bilinç açıklığı, görev ve sorumluluk arasındaki ilişkiyi doğru kurmanın kaçınılmazlığını bizlere gösterir. Hangi iş yapılırsa yapılsın, hangi sorumluluk yerine getirilirse getirilsin, o konu hakkında yeterli bir bilinç açıklığı yoksa başarıyla yerine getirilmesi zor olacaktır. Aksi kör kuyuya taş atmak gibi el yordamıyla iş yapmaya benzer. Ki bu şekilde devrimci bir sonuç alınması beklenemez.

Bilinç açıklığı zorlukları aşmayı, sorunları çözmeyi kolaylaştırır. Ön açar. Güçlü kılar devrimci sosyalistleri. Ayrıca berraklaşmış bir devrimci bilinç, hatalarla-zaaflarla yürütülen ideolojik mücadele devrimci sosyalistlerin elini güçlendirir. Derinliği olan bilinç açıklığı; alışkanlıkları yıkmada, zor olanı aşmada, devrimci kişiliğin gelişmesini frenleyen, geri, zararlı olan yanlarımıza karşı mücadelede başarı oranını artırır.

Sıradan-bireysel yaşamdan devrimciliğe geçişe karar vermekle zor olan ilk eşik aşılmıştır. Bu "an"dan sonra mücadele sürecince çeşitli zorluklar-engeller, bizi geri çeken özelliklerle karşılaşmalar başlar. Bunlar bilinç açıklığının sürekli-yenilenerek gelişmesinin zorunlu olduğunu gösterir. Aynı şekilde her yeni görev, üstlenilecek her sorumluluk, yeniden bilinç berraklığı edinmeyi zorunlu kılar.

Çıkan her sorun o anki bilinç düzeyiyle çözülemeyeceği gibi, aynı bilinç açıklığıyla da çözüme kavuşturulması oldukça zordur. Bazılarının çözümü ise o "an"da imkansızdır. Çözüm imkanlarının birikmesi ve örgütlenmesi gerekir.

Yeteri kadar berrak bir bilinç açıklığına sahip olmak devrimcilerin güçlü yanlarından birisidir dedik. Marksizmi kavramayı kolaylaştırır. Bilimsel sosyalist kuramın önemi daha iyi bilince çıkartılır. Öznenin, kolektifin ve mücadelenin ihtiyaçlarıyla bağı içerisinde teorik kavrayış derinleştikçe bilinç açıklığı edinmeye yansır. Sosyalist ideolojiyi besleyen-geliştirip güçlendiren, donanımımıza yardımcı olan da teorik derinlikle bilinç açıklığı düzeyinin yüksek oluşudur.

Özellikle düzenin farklı biçimlerde aralıksız saldırılarının sürdüğü koşullarda bilinç geriliği-bulanıklığı, teoriyi ve marksist ideolojiyi küçümsemek-ötelemek oldukça risklidir. Önünü görmeyi, sorunlarla-zorluklarla nasıl başa çıkılacağı hususunda doğru fikir oluşturmayı engeller. Dahası politik ve ideolojik mücadelede en önemli dayanaklardan birinden yoksun kalınmış olur. Net-berrak bir bilinç açıklığı edinmek başlı başına bir iş-görev, sorumluluk olarak görülürse, ancak o zaman aralarındaki ilişki doğru kurulabilir.

Mücadele içerisinde çaresiz kalmanın, çıkmaza girmenin, yanılmanın, yorulmanın hatta sorunlar karşısında yenik düşmenin birden fazla nedeni vardır. İdeolojik, teorik zayıflık, kolektif yaşamı yeterince içselleştirememe, dünden kopuşmada zorlanma, dar, kırıcı, sekter, dağıtıcı yöntem, tarz ve üslup nedenlerin başlıcalarıdır. Bunlar, mücadele içerisinde etkin olmada ayak bağı olacağı gibi yenik düşmeye de kapı aralayan olumsuz örneklerden bazılarıdır. Aynı zamanda moral bozukluğunun, motivasyon düşüklüğünün, özgüven yitiminin, kendinle, yoldaşınla, işinle kavgalı olmanın nedenleri de bu örneklerdir. Anlaşılacağı üzere bu olumsuzlukların üstesinden gelmenin önemli yollarından biri de bilinç açıklığını kuşanmaktır.

Görev ve sorumluluk bilincinin gelişkinliği ile bilinç berraklığı aynı yola çıkar. Karşılıklı birbirini besler-tetikler, olumlu yönde kışkırtır, geliştirir. Devrimci sosyalistlerin birini diğerinden ayırmadan aralarında diyalektik ilişki kurmalarının sebebi de budur. Bu bakış açısıyla devrimciler görevleriyle, sorumluluklarıyla ilişkilenmeyi önemser, esas alırlar.

KOPUŞ GEREKTİĞİNDE TEREDDÜTSÜZ VAZGEÇME ÜZERİNE
Düzenden, düzenin kirlerinden, şekillendirdiği kişilikten devrimci kopuşlar gerçekleştirmek; iddia, kararlılık, ısrar gerektirdiği kadar berrak bir bilinç kuşanmayı da gerektirir. Bunlar olmadan kopuş gerçekleştirilemez. Aynı şekilde ihtiyaçlar dayattığında tereddütsüz vazgeçmeyi bilmek de öyle... Kopuş ve vazgeçmek eyleminin düzeyi devrimci sosyalistlerin düzen karşısında ne kadar sağlam durduklarını belirler. Kopuş ile vazgeçmede de bilinç açıklığının, kararlılığın, ideallere bağlılığın önemi fazladır.

"Nelerden vazgeçmek, kopmak gerekir" sorusunu sormalıyız kendimize, birbirimize. Bazılarını sıralayalım; geri, tutucu, savunmacı düşüncelerden, sorun olan tutum ve davranışlardan, zayıf-edilgen yanlarımızdan kopmak, vazgeçmek gerekir. Düşünce tembelliğinden, devrimciliği yük görmek, işinle barışık olmamaktan kopuşlar gerçekleştirmeliyiz. Yönetme, yönlendirme, yerinde denetim gibi görevleri yerine getirirken dar-sekter davranarak yapıcılıktan uzaklaşmaktan kopmalıyız. Evcilleşme, yerleşik yaşam eğilimlerinden, eş-sevgili-çocuk-aile ve iş-meslek-okul ilişkilerini mücadelenin önüne geçirmekten kopuşmalıyız. İkircikli, kararsız davranmaktan vazgeçmek ve devrimci kopuşlar gerçekleştirmeliyiz.

Bu genel çerçeve içerisine kopuşlar yapacağımız, gerektiğinde vazgeçmeyi bileceğimiz daha onlarca özellik yerleştirilebilir. Bunlar bir sosyalist militanı, sınıf düşmanlarıyla muharebesinde zayıf düşüren olumsuz örneklerdir. Düzenin devrimci saflardaki ideolojik uzantıları, zayıf kişilik şekillenmesinin verileri olarak da sayılabilir.

Bunlardan kopuşu gerçekleştirecek her ideolojik mücadele aynı zamanda burjuva düzene karşı politik ve ideolojik mücadele yürütmekle eş anlamdadır. Peki, bedeller ödeme pahasına nelerden vazgeçmek gerekir -yenilenerek yapılacak kopuşları saymazsak- sorusuna gelince; üstte saymaya çalıştığımız olumsuz örneklerin tersi olanlar diye yanıtlanabilir.

Görev bilincinin, sorumluluk duymanın, bilinç açıklığının düzeyleri yükseltildikçe aşılamayacak engel -kimilerini gerektiğinde zamana bırakmayı yadsımadan- atılamayacak düzen lekesi yoktur. Elbette kolektiften güç almayı, kolektifin deneyimlerinden yararlanmayı aksatmamak kaydıyla.