20 Eylül 2024 Cuma

MLKP Kadın Önderliği: 8 Mart'ta sokaktayız!

8 Mart'ta sokağa çağıran MLKP Kadın Önderliği, erkek egemenliğine karşı kadın özgürlük bayrağını yükseltmek ve ezilenlerin dayanışmasını güçlendirmek, mücadele birliğini geliştirmek için sokakta olacaklarını kaydetti. MLKP Kadın Önderliği, erkek egemen faşist şeflik rejiminden hesap soracağını vurguladı.

Marksist Leninist Komünist Partisi (MLKP) Kadın Önderliği, "8 Mart'ta sokaktayız" başlıklı bir açıklama yayımladı. On binlerin yaşamına son veren bir devlet katliamının yaşandığı hatırlatılan açıklamada, "Öfkeliyiz! Dizginsiz sömürüye dayalı ekonomik politikalarıyla, deprem vergilerini yutan ve depreme açık bölgelerde her türlü rüşvet ve kuralsızlığa sınırsız alan açan rantçılık, hırsızlık ve talanıyla bu katliamı faşist şeflik rejimi hazırladı. Şimdi de aynı rejim deprem yıkımını kentsel dönüşüm adıyla aynı politikaları genişletmek için kullanıyor" denildi.

'ÖFKELİYİZ'
MLKP Kadın Önderliği'nin açıklaması şöyle devam etti: "Öfkeliyiz! Sömürgeci faşistler, tıpkı ölülerin üzerine basarak para kasalarını kurtardıkları gibi, bu katliamın üzerine basarak ekonomideki çıkmazlarına, seçimlere odaklanmış tartışmalarda dışa vuran kitle tabanlarındaki daralmaya ve sömürgeci işgalci savaşı güçlendirme hedeflerine alan açmaya odaklandılar. Öfkeliyiz! Binlerce can, diri diri enkazlara gömülürken, en ileri teknoloji, helikopterler, kimyasallar, ağır vasıtalar, insan gücü ve mali olanaklar Güney Kürdistan ve Rojava'da sömürgeci savaşa akmaya devam etti. Yıkıma uğramış köylerden ve mahallelerden tek bir haber alınamazken, Siha'lar en ileri teknolojiyle kilometrelerce uzakta katledilmek istenen devrimci ve yurtseverleri tespit edip vurabildi. Enkazlardan ses veren canlara vinç ulaştırılmazken işgal bölgelerine mühimmat taşındı. Öfkeliyiz! İşkence, göçmen düşmanlığı ve ırkçılık, sömürgeci faşizmin koruması altında, cinsel taciz ve tecavüz suçlarıyla el ele gitti.

'HESAP SORACAĞIZ'
'Dünyanın erkeğin evi, evin kadının dünyası' kılındığı erkek egemen düzen yetmedi. Binlerce kadının dünyası, evi başına yıkıldı. Deprem yıkımıyla kadınlar, acıların en büyüklerini yaşadı. Şimdi deprem bölgesinde yüzbinlerce kadın, zaten dağ gibi ağır olan ev ve bakım işlerini en zor koşullar altında gerçekleştirmeye mahkum. Barınaksız koşullarda barınma sorumluluğunu üstlenmek, gıdasızlık koşullarında çocukları, yaşlıları ve erkeği beslemek, asgari hijyen malzemelerinin yoksunluğunda temizlik ve sağlık koşulları oluşturmak, çocuk ve yaşlıların her türlü hastalığa ve salgına açık hale geldiği bir tabloda bakım işleri yapmak, okulsuzluk koşullarında çocuk eğitimini üstlenmek zorunda. Zaten en gözden çıkarılabilir durumda olan kadın sağlığının özgün ihtiyaçları, dünden de zor ulaşılabilir halde.

'DEPREM DEVLET KATLİAMINA DÖNÜŞTÜ'
Ezilenlerin en ezileni LGBTİ+'lar yaşamlarını olası en güvenliksiz şartlarda, her ihtiyaç kuyruğunda ayrımcılığın en şiddetlisine açık durumda sürdürmek zorunda bırakıldılar. Bütün varlığını adadığı çocukları bir devlet katliamına dönüşen depremle elinden alınan anneler. Depremden sonra bile erkek şiddetinin, kadın kıyımının yeni örneklerine maruz kalan kadınlar. Erkek egemen ve heteroseksist cinsel saldırılara tümüyle açık koşullarda barınma zorunluluğunda olanlar. Cinsel şiddet sicili kabarık, utanç verici cinsel sömürü örnekleriyle cins mücadelesinin gündeminden düşmeyen politik İslamcı vakıfların, tarikatların ellerine bırakılmış, kimsesiz ya da kaçırılmış çocuklar.

'KADINLARI HESABINI VERECEKLERİ SUÇLAR LİSTESİ VAR'
Bütün bunlar, erkek egemen faşist şeflik rejiminin kadın ve LGBTİ+ düşmanı sicilinde yerini aldı. Kadın kırımı, cinsel şiddet ve tecavüz karşısında erkeğe cezasızlık politikası, İstanbul sözleşmesinin feshi, kazanılmış fiili ve yasal hakların aile yasalarıyla gasp edilmesi, giderek artan ve kadınların yaşamını cehenneme çeviren yoksulluk ve pahalılık, kadınların en alt halkasında yer aldığı işsizlik, evlerden sokaklara, atölye ve fabrikalardan faşist şeflik rejiminin ideolojik simgesi tarikat ve cemaat evlerine yayılan cinsel şiddet ve taciz ve kadın eylemlerine, politik çalışmalarına yönelen polis saldırıları, antifaşist ve devrimci kadınlara yönelik gözaltılar, hapis cezaları ve hatta siyasi suikastlerle birlikte, kadınlara hesabını verecekleri suçların listesine eklendi.

'UMUTLUYUZ'
Burjuva devletin, sömürgeci faşist şeflik rejiminin, egemen erkek cinsin tüm saldırılarının ortasında, deprem yıkımının bütün karanlığında, ezilenlerin dayanışması, özgücüne güveni, kadından kadına, Aleviden Sünni'ye, Sünni'den Alevi'ye, Kürt'ten Türk'e, Kürt ve Türk'ten Arap'a, Arap'tan Ermeni'ye, madenciden köylüye, gençlerden göçmenlere uzanan dayanışma eli, umudumuzu güçlendiriyor.

'UMUDUMUZ, MÜCADELE AZMİMİZ YÜKSELİYOR'
Ve umut her yerde. Doğu Kürdistan ve İran'da başörtüsünü bayrak yapan kadınlar… Afganistan'da cins savaşının en sert, en açık ve dolaysız biçimlerine bedenlerini ve canlarını koyan kadınlar… Rojava'da büyük bedellerle savunulan kadın devrimi… Güney Kürdistan'da kadınların büyük bir emek ve direngenlikle omuzladığı sömürgeci işgale karşı direniş… Her koşulda, her durumda umudun yemyeşil filizlenebildiğini ve her koşulda mücadele edilebileceğini gösteren cesur kadınlar, umudumuzu ve mücadele azmimizi yükseltiyor.

'8 MART'TA SOKAKTAYIZ'
Evlerimize, sokaklarımıza, kentlerimize, yaşamımıza yıkım getirenlerin saltanatını, saraylarını yerle bir etmek için 8 Mart'ta sokakları tutacağız Sömürgeci savaş hazırlıklarını geliştirmek, devrimci, ilerici ve antifaşistleri ezmek ve bu büyük katliama duyulan öfkeyi bastırmak için ilan edilen OHAL'e meydan okumak, faşist yasakları çöpe göndermek için sokakları tutacağız

'SOKAKLARI TUTACAĞIZ'
Enkaz başında ırkçı işkencelerle, çocuk kaçırmalarla, para ve altın kasası kurtarma operasyonlarıyla insanların sadece yaşamlarına değil, acılarına, duygularına, akıllarına tükürenlerin yüzüne tükürmek için sokakları tutacağız Erkeğe cezasızlık politikalarına, kazanılmış hakların gasbına, işsizliğe, yoksulluğa, hayat pahalılığına isyan etmek için sokakları tutacağız! Diktatörü defetme, faşist şeflik rejimini yıkma mücadelesini büyütmek için sokakları tutacağız!

'KADIN ÖZGÜRLÜK BAYRAĞINI YÜKSELTECEĞİZ'
Sadece 8 Mart'ta değil, erkek egemenliğine karşı kadın özgürlük bayrağını yükseltmek ve ezilenlerin dayanışmasını güçlendirmek, mücadele birliğini geliştirmek için, 12 Mart Gazi, 16 Mart Halepçe ve Beyazıt katliamlarının yıldönümlerine, 21 Mart'ta Kürt isyan ve özgürlük bayramı Newroz'a, 30 Mart, 6 Mayıs ve 18 Mayıs anmalarına ve işçi sınıfının birlik, dayanışma ve mücadele günü 1 Mayıs'a 8 Mart ruhunu, isyanını taşıyacağız! Yaşasın 8 Mart! Bijî 8 Adar Yaşasın Kadın Devrimi! Yaşasın Sosyalizm!"