22 Eylül 2024 Pazar

MLKP Avrupa Komitesi'den 1 Mayıs açıklaması

MLKP Avrupa Komitesi yaptığı açıklamada, yerli ve göçmen işçi, emekçileri 1 Mayıs'a çağırdı. MLKP Avrupa Komitesi, "'Bu kavga, son kavgamızdır' şiarıyla sokak ve meydanları dolduran milyonlara selam olsun" denildi. 

Marksist Leninist Komünist Parti (MLKP) Avrupa Komitesi yayımladığı bir açıklamayla yerli ve göçmen işçi emekçileri 1 Mayıs'ta alanlara çağırdı. "Emperyalist savaşa ve kapitalist sömürüye karşı sosyalizm için mücadeleyi yükseltelim!" başlığıyla yapılan açıklamada "Amerikan işçi sınıfının 1 Mayıs'ta  yaktığı mücadele ateşi bugün de en güçlü bir şekilde dünyanın tüm coğrafyalarında yanmaya devam ediyor" dendi.

'MÜCADELEYİ YÜKSELTELİM'
MLKP Avrupa Komitesi'nin açıklamasında şu ifadeler yer aldı: "Emperyalist savaşa ve kapitalist sömürüye karşı sosyalizm için mücadeleyi yükseltelim!
İşçiler, emekçiler, kadınlar, gençler!

'MİLYARCA İNSAN ÖLÜME MAHKUM EDİLİYOR'
Yeni bir 1 Mayıs arifesinde dünyamız, geçtiğimiz yüzyılın başındaki gibi savaşlar, pandemi, ekonomik kriz, yokluk ve yoksunluk girdabında. Bu girdapta kapitalist sömürü sistemini arkalayan egemen sınıflar, en gelişmişinden en gerisine, hizmetlerindeki devlet tekelini bir arpalık, vurucu bir güç olarak kullanarak işçi sınıfı ve ezilenlerin; dünya halklarının üzerine hışımla geliyor. Bir avuç tekelci kapitalist servetine servet katarken, milyarlık villalarda, yatlarda lüks içinde asalakça bir yaşam sürerken, milyarlarca insan aç ve sefil bir yaşama, yani ölüme mahkum ediliyor.

Bu tabloyu görmek için artık her hangi bir Afrika ya da Asya ülkesine bakmamıza gerek yok. Emperyalist küreselleşme, rekabet ve hegemonya ileri kapitalist ülke ve bölgelerde, yani Avrupa ve Kuzey Amerika'da da benzer görüntülere tanıklık etmemizi getiriyor. Londra, Paris, Berlin, New York sokakları evsizlerle, işsizlerle, yaşamını sürdürebilmek, karnını doyurabilmek için durmaksızın kapitalist sömürü çarklarına koşulan işçi sınıfı ve emekçilerle dolup taşıyor. Milyonların alın teriyle üretilen zenginlikler kapitalistlerin kasalarına, militarizme akıtılırken, aynı milyonlar ev kirası, gaz-elektrik faturası, artan vergiler, gıda maddelerine gelen günlük zamlarla boğuşuyor.

'İŞGAL SALDIRILARI KAPİTALİST EMPERYALİST SÖMÜRÜ SİSTEMİNDEN BESLENİYOR'
Bu duruma karşı oluşan toplumsal basıncı ırkçılık ve faşizm silahıyla göçmenlere yöneltmeye çalışan egemen sınıflar, bir yandan sınıf kardeşlerini birbirine kırdırmaya, diğer yandan da azami kar yoluyla dünyamızın her yerindeki savaş ve işgal, yeraltı ve yer üstü zenginliklerinin talanı, kadın ve çocuk emeği sömürüsü, iklim krizindeki rollerini perdelemeye çalışıyorlar. Oysa doğanın kapitalist talanı sonucu patlak veren pandemi de, emperyalistlerin kendi aralarındaki hegemonya mücadelesinin izdüşümü Ukrayna'ya dönük işgal saldırısı da, bir soykırıma dönüşen kadına dönük erkek egemen şiddette, emperyalizm destekçisi faşist Türk devletinin Kürdistan'da gerçekleştirdiği sömürgeci işgal saldırıları da aynı kaynaktan beslenmekte; kapitalist emperyalist sömürü sistemi.

'İŞÇİ SINIFI YEGANE ALTERNATİF OLDUĞUNU GÖSTERDİ'
Yerli ve göçmen işçiler, emekçiler! Sosyalizm tarihsel olarak işçi sınıfı ve ezilen halklarımız için yegane alternatif olduğunu yeterince kanıtladı. Ne emperyalist kapitalistlerin on yıllardır geliştirmeye çalıştıkları anti-komünist histeri ne de günümüzde sosyalizmin değerlerine dönük saldırıları bu gerçeğin üstünü örtemiyor. Sınıf çelişkilerinin alabildiğine görünür olduğu, hegemonyacı savaşların bir biri ardına patlak verdiği, açlık ve kıtlığın yoksul dünyamızı ölümle tehdit eder hale geldiği günümüz emperyalist küreselleşme koşullarında da egemen sınıflar sosyalizme dönük karalama kampanyalarını yoğunlaştırdı. Bu, en faşist ve gerici yönetimler altındaki ülkelerde de, burjuva demokrasisinin olduğu ülkelerde de böyle.

Sosyalizmde kendi sömürü sistemlerinin, şatafatlı yaşamlarının sonunu görenler için bu saldırganlık doğal. Çünkü sosyalizm bir avuç sömürücü sınıflar için diktatörlük iken, milyarlarca işçi ve emekçi için emeğin kurtuluşu ve en geniş demokrasi demektir. Özgürlük alanının alabildiğine genişlemesi, maddi üretimlerin topluma geri dönmesi, açlık ve yoksulluğun olmaması, doğayla insan bütünleşmesinin sağlanması, savaşların son bulması, barış ve kardeşliğin filizlenmesidir.

'YAŞASIN DEVRİM VE SOSYALİZM'
Kardeşler! Amerikan işçi sınıfının 1 Mayıs'ta yaktığı mücadele ateşi bugün de en güçlü bir şekilde dünyanın tüm coğrafyalarında yanmaya devam ediyor. İşçi sınıfı ve emekçilerin burjuvaziye karşı her türlü hak alma direnişleri, sınırların, savaşların ve sömürünün olmadığı bir dünya demek olan sosyalizmle daha fazla kesişiyor ve bütünleşiyor. Bu nedenle burjuva saltanatına son vermek ve sosyalizmin kızıl bayrağını daha yükseklere çekmek için direnişe sımsıkı sarılalım, dört bir yana yayalım. 'Bu kavga, son kavgamızdır' şiarıyla sokak ve meydanları dolduran milyonlara selam olsun. Yaşasın işçi sınıfın birlik ve mücadele günü 1 Mayıs. Yaşasın devrim ve sosyalizm. Yaşasın partimiz MLKP!"