GÜNCEL
Minbic?teki Türkmenler Erdoğan'a seslendi: İşgalcisin, seni istemiyoruz
AKP/Saray iktidarının ?Arapları ve Türkmenleri kurtarmak? gerekçesiyle işgal etmek istediği Minbic?te yaşayan Türkmenler, ETHA aracılığıyla AKP?ye seslendi: Daha önce hiç bu kadar özgür ve rahat olmadık. Seni istemiyoruz, işgaline karşı direneceğiz.
AKP/ MHP faşist rejiminin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik işgal tehditleri devam ederken, Erdoğan’ın Minbic’i işgal tehditlerine bir tepki de Minbic’te yaşayan Türkmen halkından geldi.
Türk devletinin işgaline karşı topraklarını savunacaklarını belirten Minbic Türkmen Derneği üyeleri, ETHA’ya konuştu.
Minbic Türkmen Derneği Yöneticisi Ömer Veys, Minbic’in Demokratik Suriye Güçleri tarafından özgürleştirilmesinin ardından rahat bir yaşama kavuştuklarını belirtti. Veys şunları söyledi: “Burada ne Erdoğan’ı ne de bir başkasını istiyoruz. Şu an ki yaşamımızdan oldukça memnunuz. Daha önce Minbic’te Türkmenlerin olmadığını da iddia etmişlerdi. Minbic’te Türkmenler olmasa bu dernek nasıl kurulurdu? Yaşlısı, genci, kadını bütün Türkmenler bugün bu dernek çatısı altında buluşuyoruz.”
'ERDOĞAN BİZİ KURTARMAK DEĞİL, ZENGİNLİKLERİ ELE GEÇİRMEK İSTİYOR'
Minbic’te yaşayan Türkmenler olarak Kürt, Arap, Çerkes, Süryani halkları ile birlikte yaşadıklarının ve şu ana kadar herhangi bir baskı görmediklerinin altını çizen Veys, işgal planlarına ilişkin şunları söyledi: “Bu topraklarda bütün halklar birlikte yaşıyor ve bu toprakları sonuna kadar savunacağız. Erdoğan neden DAİŞ çeteleri buradayken Türkmenleri kurtaracağını söylemedi. Çünkü Erdoğan, DAİŞ çetelerini büyüttü ve üzerimize saldı. Erdoğan’ın niyeti Türkmenleri ve Arapları kurtarmak değil, DAİŞ çetelerini kurtarıp buradaki zenginlikleri çalmak istiyor. Erdoğan yalan söylüyor. Bize burada kimse bir şey yapmıyor. Bütün halklar kardeşçe yaşıyoruz. Bizi kurtaran da SDG’dir, YPG’dir, YPJ’dir. Erdoğan’ın burada işi yok. Eğer bize saldırırsa bütün gücümüz ile karşılarında dururuz.”
AKP iktidarının MİT eliyle Azez’de organize ettiği toplantıya katılan Türkmenlerin kendilerini teslim etmediğinin altını çizen Ömer Veys, “Azez’de bir tane sahtekârı çıkarmışlar, konuşturuyorlar. Muhammed Vecih adlı kişi bugüne kadar neredeydi? DAİŞ bizim arkadaşlarımızı, ailelerimizi, dostlarımızı öldürüp kafalarını kesip, işkenceler yaparken bu hain, sahtekâr neredeydi? Bu kişi kendini ‘şêx’ olarak tanıtıyor. Eğer ‘şêx’ ise gelsin buraya Minbic Sivil Meclisi içerisinde yer alsın. Muhammed Vecih denilen kişi yalancıdır. Azez’de Fırat Kalkanı çeteleri ile birlikte yer alarak Türkmen halkının adını kirletmektedir” dedi
'MİNBİC HALKI OLARAK ÖZGÜR YAŞIYORUZ'
Minbic’te yaşaman Türkmen Serves Sabri de, topraklarını korumaya hazır olduklarını belirtti. Servet Sabri, “Osmanlı zihniyetine karşı da Türk devletine karşı da topraklarımızı koruruz. Burada Türkçe, Ermenice, Arapça, Kürtçe konuşan herkes kardeş gibi yaşıyor. Bizde hiçbir fark yok, hepimiz kardeşiz. Erdoğan niye DAİŞ kadınlara tecavüz edip işkence yaparken, milletin kafasını keserken bizi kurtarmaya gelmedi? Şimdi kalkmış diyor ki ‘Minbic’i özgürleştireceğim, Türkmenleri ve Arapları kurtaracağım.’ Kimi kurtarıyorsun sen! Biz Minbic halkı olarak zaten özgür yaşıyoruz” diye belirtti.
Hiçbir zaman bu kadar özgür yaşamadıklarını dile getiren Servet Sabri, “Hayatımızda böyle yaşam görmedik daha önce. Suriye rejimi, DAİŞ çeteleri bize hep zulüm ettiler. Bugün hep birlikte mutlu yaşıyoruz” dedi.
Ailesi Kilis’e bağlı Çobanbey’den Halep’e göç eden ve Suriye savaşının başlaması ile birlikte Minbic’e yerleşen Türkmen halkından Cennet Hüseyin de Türk devletinin işgaline karşı direneceklerini belirtti.
Cennet Hüseyin, “İşgalci Türk devleti ve desteklediği çetelerin Efrin halkının başına neler getirdiklerini gördük. Benim ailem Çobanbey’deydi, bu çetelerin sistemi yüzünden göç etti. O çeteler bizi evimizden yurdumuzdan ettiler. Minbic’te yeni bir hayat kurduk ama bu sefer de buraya göz diktiler. Erdoğan’ı sevmiyoruz, istemiyoruz” diye konuştu.
Erdoğan'ın cihatçı çetelere her zaman destek verdiğini belirten Cennet Hüseyin, “SDG bu çetelere karşı direnerek bizi kurtardı. Erdoğan halkların kardeşliğinden anlamaz. Bu nedenle çeteleri üzerimize saldı” dedi.
'KADINLAR OLARAK İŞGALE KARŞI DİRENECEĞİZ'
Kadınların örgütlenerek geçmişe göre çok güçlü hale geldiklerini belirten Türkmen Cennet Hüseyin şunları söyledi: “Erdoğan sanmasın ki biz kadınlar eskisi gibiyiz. Biz eğitimler gördük. Özgürlüğümüzü yaşıyoruz. Erkekler olmasa bile biz kadınlar Erdoğan’a karşı savaşırız. Kadınlar olarak biz de Minbic’i savunacağız. Ben Halep’te doğdum büyüdüm. Orada da çeteler vardı. Oraya da Erdoğan saldırdı, çetelerini yerleştirdi. Şimdi Minbic’deyiz. Buraya da saldırmak istiyor ama artık yeter. Bizim sabrımız kalmadı. Ben bir daha başka yere göç etmem. Kim giderse gitsin ben burada kalıp savaşacağım artık. Erdoğan, bizi bahane ederek Minbic, Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırmasın. Bize en büyük zulmü zaten en başta Erdoğan etti.”
‘DSG İLE BİRLİKTE HAYATIMIZDA YENİ BİR SAYFA AÇILDI’
“Minbic’te yaşayan Türkmen kızı” olarak kendini tanıtan Elif Muhammed, kimi çekincelerinden dolayı fotoğraf çekilmesini istemedi. Elif Muhammed, “Erdoğan’ın gelmesini desteklemiyorum. Çünkü bizim burada rahatımız yerinde, özgürlük içerisinde yaşıyoruz. Erdoğan bizi kurtarmak istiyorsa, bu topraklara gelmemeli, kimse onu burada istemiyor. Biz burada iyiyiz. Savaş istemiyoruz” diye kaydetti.
DAİŞ çetelerinin 4 yıl süren işgali boyunca Minbic’te kalan Elif Muhammed, o günlere dair şunları söyledi: “DAİŞ dönemi çok zordu. Herkese, özellikle kadınlara çok baskı vardı. O dönemi hangi kelimeyle anlatayım. Kelimeler yetmiyor ki o baskıları, zulümleri, işkenceleri anlatmaya. Demokratik güçler geldiğinde her şey bambaşka oldu. Özgürlüğümüzü bulduk. DAİŞ döneminde zorla baştan aşağı simsiyah giyindiriliyorduk. Şimdi istediğimiz gibi giyinebiliyoruz. İstediğimiz renkte eşarp takabiliyoruz.”
Elif Muhammed, Erdoğan’ın “Kürtler, Araplar ve Türkmenleri tehdit ediyor” açıklamalarına da şu yanıtı verdi: “Ben bir Türkmen olarak ne Araplardan ne de Kürtlerden, kimseden baskı görmüyorum. Erdoğan yalan söylüyor, biz burada baskı görmüyoruz . ÖSO, DAİŞ işgali altında yaşamak benim için en korkunç dönemdi. Tek başına dışarıya çıkmaya kalkışsan başına bin musibet geliyordu. Daima evinde olduğunda bile güvende değildin. İnsanları rehin alıyorlardı. Burayı savunmak için elimizden geleni yapacağız. Çünkü çetelerin dönemindeki karanlığı yaşamak istemiyoruz. Yaşamımızda SDG ile birlikte yeni bir sayfa açıldı, yeni bir hayata başladık ve bunun son bulmasını istemiyoruz.”