23 Eylül 2024 Pazartesi

'Meclis'te görüşülen bütçe emeklilere sefalet ve yoksulluk vadediyor'

Meclis'te görüşülen bütçenin emeklilere sefalet ve yoksulluk vadettiğini belirten Tüm Emekliler Sendikası Genel Sekreteri İsa Kocabıyık, "Saraydakilerin istekleri doğrultusunda hazırlanan bu bütçe, savaşın bütçesidir" dedi.

Tüm Emekliler Sendikası, Meclis'te görüşülen 2021 bütçesi ve haklarında devam eden kapatma davasına ilişkin sendikanın Genel Merkezi önünde açıklama yaptı.

"Emekliye ücretsiz ulaşım hakkı verilsin", "Emekliye yüzde 5 tüm gıdaya yüzde 40 zam tencere kaynamıyor" yazılı dövizlerinin taşındığı eylemde konuşan Tüm Emekliler Sendikası Genel Sekreteri İsa Kocabıyık, emeklilerin savaşa karşı barış için taleplerini her dönem dile getirdiğini söyledi.

Bütçe görüşmelerine ilişkin konuşan Kocabıyık, "Sarayda hazırlanan ve sarayın istekleri doğrultusunda hazırlanan bu bütçe, ne yazık ki savaşın bütçesi. Bu bütçe sağlıksızlığın, yoksulluğun, açlığın, doğa karşıtlığının bütçesi. Savaşa karşı barış, insanca bir yaşam şiarıyla sendikamız taleplerini dile getiriyor. Şunun altını çizmek istiyorum, bizim taleplerimiz sadece kağıtta yazan yazılı talepler değil, biz barış içinde insanca bir yaşam için mücadelemize devam edeceğiz" dedi.

SENDİKA KURMA HAKKI ENGELLENİYOR
Tüm Emekliler Sendikası Çankaya Şubesi üyesi Halil Özdemir, 2021 bütçesinin toplumun her kesimini etkilemesine rağmen bütçenin halktan kaçırılarak hazırlandığını söyledi. İktidar ve valiliklerin sendika kurma hakkını çeşitli gerekçelerle engellemeye çalıştığını belirten Özdemir, "Emekliler ve emekli sendikaları, bunca yıldır yürüttükleri sendikal mücadeleden geri adım atmamakta kararlıdırlar. Tıpkı diğer çalışan kesimlerin örgütlenme mücadelesinde karşılaşıldığı gibi her türlü baskı, engel ve sıkıntıya karşı mücadeleyi sürdürmeye kararlıdırlar" diye konuştu.

Emeklilerin 25 yıllık mücadelelerinin sonucunda sendikal örgütlenme haklarını elde ettiklerini vurgulayan Özdemir, iktidarın bu hakkı tanıması ve anayasal güvence altına almasını gerektiğinin altını çizdi.

Bütçeyi "doğa karşıtı", "bilimsellikten uzak", "savaş bütçesi" ve "emekçileri açlığa mahkûm etme" olarak tanımlayan Özdemir, 8 milyon emeklinin asgari ücretin altında ücret aldığına dikkat çekti. Özdemir, "Hazine katkısı ile aylık ödemeler bin 500 TL'ye çekilmiş olsa da zamlar gerçek ücretlerine yapılmakta gerçek ücretleri hazine katkılı düzeye gelinceye kadar aldıkları aylık sabit kalmaktadır. 2021 bütçesi emekliler açısından sefalet ve yoksulluk demektir" dedi.

'SENDİKAL ÖRGÜTLENME TANINMALI'
Özdemir, taleplerini şöyle sıraladı:

Emeklilerin sendikalarına karşı açılmış kapatma davaları geri çekilmeli, Valilikler bu davalara taraf olmamalıdır.
Uluslararası sözleşmeler ve 25 yıldır emeklilerin zorluklarla baş ederek sürdürdüğü kazanımlar ve sendikal örgütlenmesi tanınmalı, anayasal güvence altına alınmalıdır.
En düşük emekli aylığı brüt asgari ücret tutarına yükseltilmelidir.
Emekliler arasındaki ücret dengesizliği bir an önce giderilmeli, buna ilişkin intibak yasası emekliler daha fazla mağdur edilmeden çıkarılmalıdır.
Torba yasa adı altında getirilen ve emeklilik konusunda elde ettiğimiz hakları almayı geri almayı hedefleyen yasa girişimleri geri çekilmelidir.
Yılda 4 sefer aylık tutarında ikramiye verilmelidir.
Sağlık hizmetleri tamamen kamusal olmalı, kamu eliyle yürütülmelidir. Özelleştirmeden vazgeçilmelidir.
Emeklilerden sağlık ve tedavi katkı payları alınmamalıdır.
Ekmek, et, su, elektrik, doğalgaz gibi temel ihtiyaç ürünlerine zam yapılmamalıdır.
Salgının hemen geçmeyeceği, derin etkiler bırakacağı açıktır. Buna göre salgına karşı en az iki yıllık bir mücadele/baş etme programı hazırlanıp uygulamaya konulmalıdır. Bu programın temel yaklaşımı sağlık hizmetlerinin kamusal hizmet olduğu olmalıdır.
Koronavirüse karşı bulunduğu söylenen aşıların tıbbi olarak onaylanmasından sonra ücretsiz olarak (Sağlık çalışanları ve ardından 65 yaş üstü ve kronik rahatsızlığı olanlardan başlamak üzere) aşılanmasına başlanmalıdır.
Salgına karşı tedbir adı altında uygulamaya konulan ve bizleri eve kapatmaya yönelik uygulamalardan bir an önce vazgeçilmelidir.
Salgın koşullarında yaşlılara, kronik rahatsızlığı olanlara yerel ya da merkezi yönetim tarafından destek verilmeli, ihtiyaçları karşılıksız olarak karşılanmalıdır.