4 Ekim 2024 Cuma

MEBYA-DER: Tutukluların talepleri bizim de talebimizdir

Açlık grevi eylemlerine ilişkin Koşuyolu Parkı'nda yapmak istediği eylemlerinin polis tarafından engellenmesine tepki gösteren MEBYA-DER Eşbaşkanı Şeyhmus Karadağ, "Cezaevlerindeki tutukluların talepleri bizim de talebimizdir" dedi.

PKK Lideri Abdullah Öcalan'a üzerindeki tecridin sonlandırılması istemiyle süren açlık grevlerine ilişkin yapılmak istenen açıklamaya izin verilmedi. Polis, "açlık grevleri" ve "tecrit" nedeniyle yapılacak hiçbir açıklamaya Diyarbakır'da izin verilmeyeceğini belirtti.

Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MEBYA-DER) öncülüğünde PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride ve hak ihlallerine karşı cezaevlerinde başlatılan ve 62'inci gününü geride bırakan açlık grevlerine ilişkin Koşuyolu Parkı'nda bulunan İnsan Hakları Anıtı önünde gerçekleştirmek istediği açıklama valiliğin yasak kararı gerekçe gösterilerek polislerce engellendi.

Koşuyolu Parkı'na gelen HDP Diyarbakır İl Eşbaşkan vekili Gülşen Özer, Milletvekilli Remziye Tosun, Barış Anneleri, tutsak yakınları ile çok sayıda kişinin etrafı polislerce sarılırken, parkın içinde yer alan İnsan Hakları Anıtı'nın çevresinin polis barikatlarıyla kapatıldı.

Polis, Diyarbakır'da "açlık grevleri" ve "tecrit" konusunda açık alanda yapılacak hiçbir açıklamaya izin verilmeyeceğini söyledi. Yürütülen tartışmalar sonrasında parkta toplananlar HDP Sur İlçe Örgütü'ne geçti. Abluka burada da devam etti. Polislere tepki gösteren kitle sık sık "Biji Berxwedana Zindana", "Siyasi tutsaklar onurumuzdur" "Korkmuyoruz, susmuyoruz, itaat etmiyoruz", "Yaşasın zindan direnişi" sloganları attı.

Kitle daha sonra MEBYA-DER binasına geçerek, açıklama yaptı.

TALEPLER KARŞILANMALI
MEBYA-DER Eşbaşkanı Şeyhmus Karadağ, kentin birçok noktasında yapmak istedikleri basın açıklamasının engellenmesine tepki gösterdi.

İktidarın bir yandan hukuk reformları söyleminin dillendirdiğini, diğer taraftan en tabi hakları görmezlikten geldiğini ifade eden Karadağ, "Bugün hala cezaevlerinde çıplak aramaların olması, aileleriyle telefonla görüştürülmemesi, benzer koğuştaki tutukluların birbirlerini görmemesi, hasta tutsakların sağlık hakkının göz ardı edilmesi maalesef ağır bir şekilde devam etmektedir. Bugün cezaevlerindeki tutsak aileleri dışarda endişeli bir şekilde bekliyorlar. Çocuklarının tabutlarının cezaevlerinden çıkmaması için taleplerinin bir an evvel karşılanmasını istiyorlar" ifadelerini kullandı.

SON VERİN
Cezaevlerindeki tecridin sadece tutsaklar üzerinde değil aynı zamanda tüm toplum üzerinde büyük bir tahribata yol açtığını belirten Karadağ, "Bir ülkedeki cezaevlerinin durumu o ülkenin aynası durumundadır. Yaşanan hak ihlalleri ve insanlık suçu uygulamalar sadece cezaevleriyle sınırlı kalmamaktadır. Sorunların sorumluları da sadece cezaevi idarecileri değildir. Bunun en temel sorumlusu ülkeyi yöneten iktidardır. Bu uygulamalar iktidarın karnesi durumundadır. Tutsakların bu uygulamalar karşısındaki talepleri son derece meşru ve olması gereken taleplerdir. Anayasa'dan doğan haklarının yerine getirilmesi talebidir. Bu taleplerin karşılanması tüm ülkenin yararınadır. Bizler sivil toplum kuruluşları olarak cezaevlerindekilerin taleplerinin taleplerimiz olduğunu belirtiyor ve iktidarın bu hukuksuzluğa bir an evvel son vermesini istiyoruz" diye konuştu.