24 Kasım 2024 Pazar

Max Zirngast: Hedefimiz gerçek bir sosyal-ekolojik dönüşüm inşa etmek

Graz Belediye Meclisi adaylarından Avusturya Komünist Partisi'nden (KPÖ) Max Zirngast, kent politikalarını ETHA'ya anlattı. Zirngast, "Görevimiz, kentte meta mübadelesinin dışında mekanlar yaratıp gerçek bir sosyal-ekolojik dönüşümü inşa etmektir" dedi.

Avusturya'nın Steiermark eyaletinin başkenti Graz'da belediye meclisi seçimi 26 Eylül'de yapılacak. Seçim için hazırlıklar ve partilerin çalışmaları devam ediyor. Graz Belediye Meclisi seçimlerine Avusturya Komünist Partisi'nden (KPÖ) Max Zirngast'ta aday.

Max Zirngast 2015 yılında ODTÜ'de eğitim almak için yerleştiği Türkiye'de, 10 Ekim Gar katliamını yaşadı. Farklı gazete ve sosyal medya platformlarında yazdı, 2018 yılında Ankara'da gözaltına alınarak tutuklandı. 3,5 aylık tutsaklığın ardından serbest bırakıldı. 2019 yılının Eylül ayında beraat ettikten sonra Avusturya'ya doğduğu şehre Graz'a döndü. Türkiye'de olduğu gibi siyasal mücadelesine Graz'da da devam eden Zirngast, 26 Eylül'de yapılacak belediye seçimlerinde Avusturya Komünist Partisi (KPÖ) adayı. Max Zirngast adaylık süreci, seçimler ve Graz'daki güncel gelişmeleri ETHA'ya değerlendirdi.

Sizi Türkiye'deki tutukluluk sürecinden tanıyanlar var. Ama tanımayanlar için bize kendinizden bahsedebilir misiniz?
2015 yılında Ağustos sonunda ODTÜ'de okumak için Türkiye'ye yerleştim. Alanda bulunduğum ilk miting 10 Ekim 2015'teki Barış Mitingi idi. 7 Haziran 2015 seçimlerinin ardından, özellikle Suruç katliamıyla başlayan zorlu süreç boyunca Türkiye'de bulundum. Toplumsal Özgürlük Gazetesi, Sendika.Org, El Yazmaları gibi Türkçe yayınlara ve Jacobin, re:volt, Junge Welt gibi yurt dışı yayınlarına makaleler yazdım. 2018 yılı Eylül ayında Ankara'da örgüt üyesi olmak iddiasıyla gözaltına alınıp 2 kişi ile birlikte tutuklanıp Sincan Hapishanesine götürüldük.

Serbest bırakılmam için uluslararası bir dayanışma kampanyası örgütlendi. Kamuoyunun yarattığı baskı ve suçlamanın Türkiye standartlarına göre bile oldukça zayıf ve absürt olmasıyla birlikte 3,5 ay sonra -Aralık sonunda- tahliye olduk. Tam bir yıl sonra, 11 Eylül 2019'daki ikinci celsede beraat ettik. Ben ise bundan az zaman sonra Avrupa'ya döndüm. Türkiye üzerine ve Türkçe yayın yapan dergilere yazmaya devam ediyorum.

Graz Belediye Meclisi seçimleri 26 Eylül'de yapılacak. Bize aday olma sürecinizden bahsedebilir misiniz?
Avusturya'ya döner dönmez 4-5 aylık yoğun bir seyahat programım vardı. Avusturya, Almanya ve İsviçre'de birçok kentte 50'ye yakın kitap tanıtımı, sunum veya panele katıldım. İlk etkinliklerden biri Graz'da Komünist Parti'nin kültür merkezinde gerçekleştirildi. Komünist Parti tutukluluk sürecimin başından beri benimle dayanışma gösterdi ve parti olarak irtibata geçen tek partiydi. Zaten siyasi görüş itibariyle bir yakınlık mevcuttu.

Pandemi döneminde Graz'da git gide daha yakın ve samimi bir dostluk ve yoldaşlık kuruldu, moderatörlüğünü yaptığım YouTube üzerinden yayınlanan bir sohbet programı başlattık ve bu sene Mart ayı itibariyle parti bürosunda, partinin örgütsel işleyişine de dahil oldum. Muhafazakar Belediye Başkanı Siegfried Nagl seçimleri olağan tarihinden birkaç ay öne çektiğinde partim benim aday olmamı istedi ve kabul ettim. 12. sırada aday olduğum için, KPÖ geçen seçimlere göre benzer ya da daha iyi sonuç aldığında belediye meclisine girebilme şansım yüksek. Şu anda partinin belediyede 2 senato üyesi ile 10 meclis üyesi bulunuyor.

KPÖ 2012 seçimlerinde 8 puanlık bir yükseliş gerçekleştirdi ve 2017 Belediye Meclisi seçimlerinde de bu oy oranını korudu. Sence bunu neye borçlu? Graz'da KPÖ seçmenlerine ne vaat ediyor?
Graz ve Graz'ın başkent olduğu Steiermark eyaletindeki KPÖ'nün başarısı kanımca komünistler tarafından incelenmesi gerekiyor. Sosyalizmin yenilgisinin ardından, yani 90'lı yıllarda, adı Komünist Parti olan bir partinin tekrardan ayağa kalkıp o zamandan bu yana istikrarlı bir şekilde büyümesi elbette kayda değerdir.

Başarının temeli 30-40 yıllık istikrarlı bir pratik ile kazanılan halkın güvenidir. Halk, partinin, seçilen meclis üyesi ile senatörlerin kayıtsız şartsız halkın çıkarları doğrultusunda mücadele ettiğini ve halkın her sorununa yöneldiğini biliyor. İnsanlar partiye herhangi bir sorun ile gelebilir, mümkünse çözüm bulunmaya çalışılır. Belediye senatörleri Graz'da epey yüksek bir maaş alıyor, yani net 6 bin Euro'dan bahsediyoruz. KPÖ senatörleri, ki şu anki dönemde trafikten sorumlu Elke Kahr ve sağlık/bakımdan sorumlu Robert Krotzer var, kendilerine sadece 2 bin Euro alıyor, kalanı da bir fona aktarıyorlar. O fondan kolay ve bürokratik olmayan bir şekilde halka destek sağlanıyor. Her hafta yüzlerce insan talepleriyle partiye gelir, kimilerine hukuki danışmanlık, kimilerine başka bir şekilde yardım ediliyor. Kimilerine ise maddi destek veriliyor. Bu pratik 1998 yılından beri devam ediyor ve o zamandan bu yana yaklaşık 2,5 milyon Euro bu faaliyetler için harcandı.

Kimi zaman sadaka politikası olarak değerlendirilen bu pratik verilen somut desteğin yanı sıra aslında şunu sağlıyor: Halk partiye güveniyor, sadece kendi menfaati ve kendi cebine çalışan politikacılar gibi olmadığını görüyor. Diğer yandan parti sürekli halk ile temasta bulunuyor, halkın acil sorunlarını gün gün görüyor. Sonuçta maddi destek de çorba dağıtılır gibi verilmiyor. Oturulup sohbet ediliyor, insanların hayatı ve sorunları üzerine. Bu şekilde komünist, sol düşüncelere uzak geniş halk kesimleriyle de güvene dayalı bir ilişkilenme zemini oluşuyor.

Son olarak, 90'lı yılların başından bu yana parti özellikle bir meseleye parmak bastı, konut/barınma sorununa. Barınma sorunu da o zamanlar Graz'da büyük bir sorun olarak tespit edildi partililer tarafından. 1992-93 yıllarında Lille kentinde Fransız Komünist Partisi'ne bir ziyaretten sonra oradan esinlenerek kiracılar için destek hattı kuruldu. Başta hukuki danışmanlık ile başlandı, sonra kiracıların haklarını almaları için açtıkları davalarda maddi güvence sağlamak için bir fon oluşturuldu. 1998 yılında ise Ernest Kaltenegger ile KPÖ ilk defa belediye senatosunda yer aldı. Seçim sisteminden kaynaklı senatoda herkese bir sorumluluk alanı verilir, parti hükümette olsa da olmasa da. Kaltenegger böylece barınma/konuttan sorumlu senatör oldu ve bu alanda büyük başarılara imza attı. Özellikle belediyeye ait sosyal konutların yenilenmesi, özelleştirilmemesi ve sayılarının arttırılmasında partinin başarısı tartışılmaz. Kaltenegger 2005 eyalet seçimlerinde eyalet meclisine seçildi ama onun ardılı Elke Kahr barınma/konut alanını sahiplenip 2017'ye kadar götürdü. 2017 seçimlerinde ise muhafazakar-sağ koalisyon hükümeti bu alanı KPÖ'den aldı. Fakat bugüne kadar varlığını ve canlılığını koruyan kiracı destek hattı ve genel olarak o alanda partinin kazandığı kapasite ile barınma sorunu KPÖ'den sorulur. Bu alanda da somut hizmet ile sermaye çıkarlarına karşı koyarak bir siyasi çizgi oluşturuldu.

Sizin için Graz'daki en büyük sorun nedir?
Başta, her yerde olduğu gibi, kapitalist sistemin içinde bulunduğu git gide derinleşen çoklu krizlerden kaynaklı artan yoksullaşma, sosyal hakların azalması, ekolojik kriz gibi büyük başlıklar ve kapitalizmin neoliberal döneminde yarattığı toplumsal tahribat.

Yaşam seviyesinin düşmesiyle birlikte, yükselen kiralar ve özellikle her yerde inşaat olması ve betonlaşma insanları rahatsız ediyor. Graz, inşaat lobisine peşkeş çekiliyor, uluslararası yatırım şirketleri Graz'ı keşfedip gayrimenkul sektörüne çöküyorlar. Benzer sorunlar elbette Avrupa'nın çoğu yerinde yaşanıyor. Fakat artık 18 seneyi aşkın bir süredir Belediye Başkanlığı görevini sürdüren Siegfried Nagl inşaat sektörünün büyük bir destekçisi. Sorun öyle bir hal aldı ki, artık her parti bir şekilde inşaatların durdurulması ya da imar planının revize edilmesini talep ediyor. Fakat bu büyük oranda seçime yönelik içi boş bir göz boyama. 2017'de kararlaştırılan imar planına tek bir parti karşı çıktı, o da KPÖ. Gerçek anlamda şehrin sosyal ve ekolojik gelişimine dair bir konsepti ve pratiği olan tek parti de KPÖ.

26 Eylül'de yapılacak seçimlerde meclise girerseniz Graz'ı neler bekliyor? Hangi siyasal ve toplumsal çalışmaları ön plana almayı düşünüyorsunuz?
Bahsettiğimiz gibi, KPÖ Graz'da epey bir toplumsal desteğe sahip. Belediye meclisinde bulunmamak mümkün değil. Partinin var olan çalışmaları en iyi şekilde sürdüreceğinden eminim. Bu iki senato üyesi ile de olur, bir senato üyesi ile de.

Meclise girebilirsem yıllardır sürdürdüğüm mücadeleyi yerel politika seviyesinde de devam ettireceğim. Yerel siyasetin sınırları aşikar. Graz Avusturya'nın ikinci en büyük kenti olsa da, ulusal politikayı etkileyecek gücü zayıf. Fakat, bir yandan dünya çapında çelişkilerin sertleştiği diğer yandan direnişlerin yükseldiği bu dönemde buradaki örnek değerli ve alternatifsiz olmadığımızı gösteriyor. Devrimci politika zaten salt burjuva devletin kurumlarında yürütülmez.

Seçimden sonra, belediye meclisinde ve dışında, amacımız herkesçe yaşanabilir, herkesin iyi bir yaşam sürdürebileceği bir kent yaratmak olmalıdır. Mevcut kent politikası ekonomik olarak daha zayıf durumda kalanları, göçmenleri, gençleri dışlıyor. Belediye Başkanının göçmenlere yönelik herhangi bir politikası olmadı, şu an seçim yaklaştığı için göz boyama politikaları ile yol almaya çalışıyor. Gençlerin ise yaşam ve eğlenme alanları git gide azaltıldı, uzun yıllardır kamusal mekanlara yönelik bir sürü yasak ile parasız boş zaman geçirmek zorlaştırıldı.

Bizim görevimiz ise, kentte metasız, meta mübadelesinin dışında olan mekanları yaratıp gerçek bir sosyal-ekolojik dönüşümü inşa etmektir.