22 Eylül 2024 Pazar

Maden katliamında yaşamını yitiren işçilerin sayısı 42'ye yükseldi

TTK'ya bağlı Amasra TİM'de meydana gelen grizu patlamasında yaralanan ve tedavisi süren işçilerden biri yaşamını yitirdi. Öte yandan maden patlaması soruşturmasında gözaltına alınan 9 kişinin ifadelerine ulaşıldı. İfadelerde 1 haftadır gaz seviyesinde artış ve havalandırmada sorun olduğu bilinmesine rağmen önlem alınmadığını ortaya çıktı.

Bartın'da 14 Ekim'de Türkiye Taşkömürü Kurumu'na (TTK) bağlı Amasra Taşkömürü İşletme Müessesesi'nde yaşanan maden patlamasında katledilen işçilerin sayısı 42'ye yükseldi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yaptığı açıklamada İstanbul'da tedavi altında olan yaralı madencilerden birinin hayatını kaybettiğini söyledi.

ATMACA: HİÇBİR İŞ YAPMADIM, OTURDUM, MAAŞ ALDIM
Öte yandan maden katliamı sonrası açılan soruşturmada gözaltına alınan 25 kişiden 9'unun ifadelerine ulaşıldı. Tutuklanan TTK Amasra Müessese Müdür Yardımcısı Salih Atmaca ifadesinde, 2020 yılından itibaren kendisinden görevlerin alındığını söyleyerek, "2020 Ağustos ayından sonra hiçbir iş yapmadım, talimat almadım, emir vermedim, hiçbir sorumluluk altında da değilim. Sadece oturdum, maaş aldım. Üretim iltisak müdürü olarak boş kadro üzerimde duruyordu ancak bana bir şey yaptırılmıyordu. Benim 2020 Ağustos ayından sonra iş icabı ocağa girmem, bana bağlı birimlere emir vermem, bilgi almam hem şifaen hem de yazılı olarak yasaklanmıştır" dedi.

Atmaca, kendisine bağlı İş Güvenliği, İşçi Sağlığı ve Eğitim Şube Müdürlüğü'nün ise direkt müessese müdürü Cihat Özdemir'e bağlandığını söyleyerek, katliamda sorumluluğu olmadığını öne sürdü.

SOYLU: OLAYDAN BİR HAFTA ÖNCE DENETLEME YAPILDI
İş Güvenliği Şube Müdür Vekili Volkan Soylu ifadesinde, ön bilirkişi ve Sayıştay raporlarında yer alan havalandırmanın yetersizliği yönündeki tespitine ilişkin, "Havalandırma ölçümlerimiz günlük ve 10 günlük periyotlarda sürekli olarak yapılmaktadır" ifadelerini kullandı.

Soylu, havalandırma ölçümlerinin 10 günde bir TTK Genel Müdürlüğü'ne gönderildiğini, işletmenin ise ayda bir denetlendiğini söyledi ve "Olaydan bir hafta önce Çalışma Bakanlığı müfettişleri olayın olduğu düşünülen bölgeyi yani direkt kaza olan yeri denetlemişlerdir. Burada hiçbir eksiklik bulunmadığını tespit etmişlerdir" iddiasında bulundu.

Soylu işçilere yılda bir kez 2 gün 16 saat işçi sağlığı ve güvenliği eğitimi verildiğini dile getirerek, "Bu eğitimler teorik olarak yapılmaktaydı" dedi.

Soylu, olaydan bir gün önce madene girdiğini ve gaz oranı ile havalandırmada bir sorun görmediğini ileri sürerek, gün içerisinde havalandırma pervanelerinden birinin bozulduğunu ve gaz seviyesinin yükseldiğini söyledi. Katliamdan önce gaz seviyesinin 1,5 üstüne çıktığını, mevzuat gereği bu seviyede elektriklerin kesildiğini, madenin gaz seviyesi 2'ye çıkınca terk edildiğini iddia eden Soylu, "Oradaki işçilere 2 seviyesini geçmediği için, çıkmaları için bir şey söylenmedi. Oradaki işçilerin 1,5 seviyesindeyken temiz hava kısmına kendileri geçmeleri ve nezaretçilerinin oraya yönlendirilmesi gerekiyordu. Ancak kaza sırasında nezaretçi, barutçu dahil hepsi ölmüştür. Neden temiz hava kısmına geçmediklerini anlamıyorum" sözleriyle işçileri suçlamaya çalıştı.

KAHRAMAN: BİR HAFTA ÖNCE GAZ 3,5-4 SEVİYESİNDEYDİ
Tutuklu emniyet mühendisi Şahan Kahraman ise İş Güvenliği Şube Müdür Vekili Volkan Soylu'yu yalanladı. Katliamın yaşandığı gün gündüz vardiyasında çalıştığını anlatan Kahraman, katliamdan bir hafta önce gaz seviyesinin 3,5-4 olmasına rağmen üretim devam ettiğine dikkat çekti. "Bu değer -310 kotundaydı. Ben bu seviyeyi öğrendiğimde maden işçilerini tahliye ettim. Bana bu seviyeyi gaz izleme servisindeki çalışanlar söyledi. 1 gün sonra gaz seviyesi normal değerlere dönmüştü" dedi.

Kahraman'ın anlattıkları, Soylu'nun, "Olaydan bir hafta önce Çalışma Bakanlığı müfettişleri kaza olan yeri denetlemişlerdir. Burada hiçbir eksiklik bulunmadığını tespit etmişlerdir" şeklindeki iddialarını da yalanladı.

Kahraman, -350 kotundan -320 kotuna hava basan 4 pervaneden bir tanesinin arızalı olduğunu, arızayı şefi Ferhan Güneş'e bildirdiğini ancak gelmesi gereken kepçe gelmediği için arızanın giderilemediğini söyledi.

TURAL: BİR HAFTA İÇİNDE GAZLA İLGİLİ PROBLEM YAŞANMADI
Tutuklanan İşletme Baş Mühendisi Mehmet Tural, olay günü mesaisinin 16.30'da bittiğini ve kazadan sonra olay yerine geldiğini kaydetti. "Mevcut kazada havalandırma konusunda sorumluluk tamamen iş güvenliğine aittir, tozla mücadele konusu da iş güvenliğine aittir" diyen Tural, son bir hafta içinde gazla ilgili bir problem yaşanmadığını iddia etti.

Tural, "Ben meydana gelen kazada bir ihmalimin ve kusurumun olduğunu düşünmüyorum" diyerek masum olduğunu savundu.

ORHAN: PATLAMAYA YAKIN GAZ SEVİYESİNDEKİ YÜKSELMEYİ GÖRDÜK
Maden mühendisi Recep Orhan, olay günü gaz izleme merkezinde 2 kişi olması gerekirken tek kişi olduğunu belirtti. Patlamaya yakın bir vakitte -320 kotta 1,45 metan gazı ölçüldüğünü söyleyen Orhan, emniyet nezaretçisi Mustafa Olgun'un "Lağım atılmıştır, o yüzden metan yükselmiştir" dediğini aktardı.

Orhan, olay gününde yaşananları şöyle anlattı: "İzleme operatörü Mehmet Özdemir doğrudan gazın yükseldiği yerdeki İbrahim Köse isimli nezaretçiyi aramalıydı ancak onu arayıp doğrudan emniyet çavuşuna anons geçmiş. İşletme müdürü Selçuk Ekmekçi -350'nin sağ tavan damar mekanize ayak bölgesinde üretim ve işçileri kontrol için görevlendirilmişti. Fakat -300 kot 2'nci rekupta elektrik arızası olduğu ve -350 kot sağ tavan damar taban yolunda da aynı anda arıza olduğu için ben bölgelere gittim. 1,45 anonsundan hemen sonrasında 3-5 dakika içerisinde -300 kot tarafından yoğun bir taş tozu basıncı geldi. Hemen buraya koşarak kuyu dibine geldim ve buradan Ayhan Çavuş'u aradım. Ocakta normal bir durum olduğunu bildirdim ve hemen -350 kota gitmek üzere motora bindik. Yolda baktık yaralılar vardı ve -350 kota gittim. Hiçbir göçük görmedim ancak vantüplerinin erdiğini, zarar gördüğünü gördüm. Yaklaşık 2 ay kadar önce -350 kot sağ tavan damar 4 nolu ünitenin oradaki bacadan lağım atıldıktan sonra metanın 3 veya 4 seviyelerine çıktığını gördüm. Ben ölçtüm, barutçu da yanımdaydı. Biz de arını suyla ıslatalım dedik. Tavana asılı sensör uzakta olduğu için ölçümü ben yaptım. Zaten bulunduğum yerde telsiz çekmiyor. Arını ıslattık, vantüpün ucunu uzattık. Değer otomatik olarak 1,0'in altına düştü. Başka değer yükseldiğini görmedim ve duymadım."

ÖZDEMİR: ACİL DURUMDA İŞÇİLERİ UYARACAK SİSTEM YOK
İzleme operatörü Mehmet Özdemir de olay günü iki kişi çalışması gerekirken personel eksikliği nedeniyle tek kişi çalıştığını kaydetti. Amirlerinin de bunu bildiğine işaret eden Özdemir, acil durumlarda tüm işçileri uyaran bir sistem bulunmadığını kaydetti.

Bunu da üstlerine aktardıklarını ancak iyileştirme yapılmadığını kaydeden Özdemir, şöyle devam etti: "Ben metanın yükseldiğini -300 kot 1'inci rekupta sağ kalın damar üst taban yolu olarak tespit ettim. Bana -320 kotundan herhangi bir veri gelmedi. Zaten burada sensör yok ancak yeraltında -320'de sensör bulunuyorsa da bizim sistemimizde kayıtlı değildir. İlk veriyi kesen CH4 27 sensörü 300 kot 1'inci rekup sağ kalın damar üst taban yoludur."

OLGUN: GAZ SEVİYESİ 2 OLDUĞUNDA ÇALIŞANLARI GERİ ÇEKİYORDUK
Emniyet nezaretçisi Mustafa Olgun, "Bana merkez izlemeden gaz değerinin -320 kotta 1,45'e yükseldiğini söylediler. Lağım atılıp, atılmadığını sordum. Lağım atıldığında 1,50'ye çıktığını, baca içindeki elektriklerin kesildiğini söylediler. Sonra aradan birkaç dakika geçti ve 1,69 olduğunu söylediler. 30-40 saniye geçmeden patlama oldu. Bu lağımı atan barutçu şehit oldu" dedi. 

Olgun, lağımlardan sonra metan oranının 1,5-2 olduğunu söyleyerek, "2 olduğunu gördüğümüzde çalışanları geri çekiyorduk. Temiz hava olan bölgeye gönderiyorduk" ifadelerini kullandı. Ocaktaki vantüplerin alev sızdırmaz olduğu yönünde bilgilendirildiklerini anlatan Olgun, ancak vantüplerin patlamada eridiğini söyledi.

GÖKDERE: PATLAMANIN MEYDANA GELDİĞİ OCAKTA GÖREVLİ DEĞİLİM
Hazırlık mühendisi Hidayet Gökdere son olarak madene 13 Eylül'de denetim için girdiğini ve patlamanın meydana geldiği ocakta görevli olmadığını ileri sürdü. Gökdere, şu ifadeleri kullandı: "İş Güvenliği Müdürü Volkan Soylu, biz iş güvenliği uzmanları 18 kişi arasında iş bölümü yaptı. Bize yüklediği şekilde biz işçilere eğitim verdik. Buna ilişkin kayıtları mevcuttur, istenildiği zaman bakılabilir. Mevcut konumum gereği bilirkişi raporunda belirtilen hususlardan sorumlu olduğumu düşünmüyorum. İş güvenliği konusundaki müdürümüz Volkan Soylu'nun talimatları üzerine hareket etmekteyim."