25 Kasım 2024 Pazartesi

Londra'da 'Irkçılığa hayır, dayanışmaya evet' paneli

"Irkçılığa hayır, dayanışmaya evet" kampanyası kapsamında İngiltere'nin başkenti Londra'da panel düzenlendi. AvEG-Kon'un Avrupa'da başlattığı "Irkçılığa hayır, dayanışmaya evet" kampanyası kapsamında İngiltere'nin başkenti Londra'da panel düzenlendi.
 
Panele GMB sendikasından Gordy Cullum, RMT sendikasından Eddie Dempsey, Bectus sendikası ve Solstar GYM adına Paula Lamont ve Almanya'da ver.di sendikası işyeri temsilcisi olan AvEG-Kon Eşbaşkanı Baki Selçuk konuşmacı olarak katıldı. Panelde Avrupa'da ve İngiltere'de gelişen ırkçılığa ve faşist harekete karşı yapılması gerekenler tartışıldı.
 
'IRKÇILIĞA KARŞI BİRLİKTE MÜCADELE VERİLMELİ'
 
GİK-DER'de düzenlenen panelin konuşmacılarından GMB sendikasından Gordy Cullum, antifaşist sokak mücadelesi içinde olan bir sendikacı olduğunu belirterek, sol örgütlerin sendikal hareket içinde yer almaları gerektiğini belirtti. Sendikaların salt ücret artışı için değil, üretim araçlarının patronlardan alınıp işçilerin yönetimine verilmesi için çaba sarfetmesi gerektiğini kaydeden Cullum, kapitalizmin sunduğu bireyci kültürün propagandasının yaygın olduğunu, buna karşı kollektivizmin, sosyalist kültürün yayılması için mücadele verilmesi gerektiğini vurguladı. Cullum, ırkçılığa karşı birlikte mücadele verilmesi gerektiğini belirtti.
 
RMT sendikası ulusal konsey üyesi Eddie Dempsey ise İrlandalı işçilerin örgütlendiği sendikanın Londra merkezi temsilcisi olduğunu söyledi. Sosyalist ve komünistlerin içinden geçilen süreçteki rollerine değinen Dempsey, Britanya'da bulunan İrlandalı işçiler olarak Biritanya işçi sınıfı içinde çalıştıklarını, işçi sınıfının taleplerinin aynı olduğunu, antiemperyalist ve antikapitalist örgütlerle birlikte çalıştıklarını anlattı. Dempsey, hem işçi sınıfı içinde çalışmak ve hem de geldiğiniz ülkedeki mücadeleyi desteklemek gibi ikili görevleri olan göçmenlerin sınıf mücadelesi içinde yer alarak bu görevi yerine getirebileceklerini belirtti. Burjuvazinin son 30 yıldır uyguladığı neoliberal politikalarıyla işçi sınıfına ve sendikal harekete saldırdığını, bu saldırıların fabrikaların kapatılmasını da kapsadığını ifade eden Dempsey, uzun vadeli görev olarak işçi sınıfının örgütlenmesi, sendikalarda örgütlenmesi gerektiğinin altını çizdi. Aşırı sağa ve ırkçılığa karşı görevleri ise kısa vadeli görev olarak tanımlayan Dempsey, 9 Ekim'de faşistlerin yapacağı yürüyüşe karşı planlanan anti faşist yürüyüşe katılım çağrısı yaptı.
 
Bectus sendikası yöneticisi ve Solstar GYM örgütü adına konuşan Paula Lamont ise işçi sınıfını örgütlemek için kullanılan dilin önemli olduğunu, kendilerinin sendikal çalışmanın yanı sıra Solstar GYM olarak da siyasal faaliyet yürüttüklerini, çünkü kurtuluşu sosyalizmde gördüklerini vurguladı. GİK-DER'in de farklı sportif ve sosyal kurslarla insanlara ulaşmaya çalıştığını belirten Lamont, aynı zamanda GİK-DER yönetiminde de yer aldığını kaydetti. Lamont, "Hepimiz birlikte eziliyoruz, bundan dolayı birlikte mücadeleyi esas almalıyız. İşçi sınıfı ve emekçilerin ırkçılığa ve faşist harekete karşı ortak mücadelesi önemli" dedi.
 
'IRKÇILIĞA KARŞI MÜCADELE AYNI ZAMANDA KAPİTALİZME KARŞI MÜCADELEDİR'
 
AvEG-Kon Eş Başkanı Baki Selçuk ise Avrupa'da ırkçılığın gelişimini ve buna karşı mücadele görevlerine ilişkin konuştu. Selçuk, sınıflı toplumun bir ürünü olan ırkçılığın mevcut egemen sistemin dayanağı haline getirildiğini, Avrupa'da bir devlet politikası olarak geliştiğini Almanya örneği üzerinden anlattı. Selçuk, Avrupa burjuvazisinin, işçi sınıfı ve emekçilerin kapitalist sistemden kaynaklı sorunlara yönelik tepkilerini göçmen karşıtlığı üzerinden ırkçılığa aktardığını, böylece sınıfı ve toplumu böl-parçala-yönet politikasıyla parçaladığını anlatarak, Avrupa'da kaygı verici duruma gelen ırkçılığa karşı yerli ve göçmen işçilerin ortak mücadeleyi yükseltmeleri gerektiğini söyledi. Selçuk, ırkçılığın faşizmden ayrı ele alınamayacağını vurgulayarak, ırkçılığa karşı mücadelenin aynı zamanda kapitalizme ve faşizme karşı mücadele olarak ele alınması gerektiğinin altını çizdi.
 
Avrupa'da toplumun yarıya yakınının ırkçı bir duruş sergilemesinin kaygı verici olduğunu belirten Selçuk, bundan dolayı "Irkçılığa hayır, dayanışmaya evet" şiarıyla Avrupa çapında 2 ay sürecek bir kampanya başlattıklarını, kampanya boyunca Avrupa devletlerinin ırkçı politikalarını teşhir edeceklerini ve kitlelerde duyarlılık yaratmaya çalışacaklarını anlattı.
 
Panel, soru-cevap bölümüyle sona erdi.