16 Eylül 2024 Pazartesi

Limter-İş iş cinayetinin yaşandığı DESAN Tersanesi önünden seslendi

Tersane işçisi Serkan Çiçek'in katledilmesinin ardından çalıştığı DESAN Tersanesi önünde açıklama yapan Limter-İş, son bir ayda 3 tersane işçinin İSİG önlemleri alınmadığı için katledildiğini vurguladı. İşçilerin ailesinin kan parasıyla susturulmaya çalışıldığını söyleyen Limter-İş Genel Başkanı Kanber Saygılı, "Kan parasını İSİG önlemleri için harcasalardı yaşamını yitiren arkadaşlarımız aramızda olacaktı" dedi. Tersanelerde yaşanan iş cinayetlerinden ve hak gasplarının iktidar ve sarı sendika Dok Gemi İş'in de sorumluluğuna dikkat çeken Saygılı, Limter-İş'te örgütlenmeye, birlikte mücadeleye çağırdı. 

Limter-İş Sendikası, Tuzla'da bulunan DESAN Tersanesinde iş cinayetinde katledilen tersane işçisi Serkan Çiçek için açıklama yaptı. Tersane önünde "Tersanelerde 1 ayda 3 işçi katledildi. DESAN'da Serkan Çiçek, Beşiktaş'ta Mehmet Keskin ve Doğan Kurt. Unutmayacak, affetmeyeceğiz!" pankartı açılan eylemde sık sık "Kaza kader değil bu bir cinayet", "Çalışırken ölmek istemiyoruz", "İşçiler birleşin ölümleri durdurun" sloganları atıldı.

'PATRONLARIN KARINI DEĞİL İŞÇİLERİN YAŞAMINI DÜŞÜNSELER BUNLAR YAŞANMAYACAK'
Limter-İş Genel Başkanı Kanber Saygılı tersane işçilerine seslendi. Son bir ayda 3 tersane işçisinin iş cinayetinde katledildiğine dikkat çeken Saygılı, "İşçi arkadaşlarımız yaşamını yitirdiği andan itibaren tersane patronları ve taşeronlar tarafından aile ablukaya alınıyor. Kan parasıyla susturuluyor. Oysa kan parasına verilecek para, işçi sağlığı ve iş güvenliğine harcansa 25 yaşında, 30 yaşına, 22 yaşında yaşamını yitiren arkadaşlarımız aramızda olacaklardı. Yıllardır bu tersanelerde, söyleye söyleye dilimizde tüy bitti. Hiçbir işçi cinayeti kader değil. 21. yüzyılda yaşıyoruz, teknolojinin son derece geliştiği bir yüzyıldayız. Teknoloji sadece tersane patronlarının ya da patronların karı uğruna hizmete sokulmayıp aynı zamanda işçi arkadaşlarımızın güvencesi olarak devreye sokulsa bunları yaşamayacağız" dedi. 

'SERMAYE, TERSANE PATRONLARI VE YARGI SUÇLUDUR'
Tersane patronlarının, siyasal iktidarın ve yargının suçlu olduğunun altını çizen Saygılı, tersane patronlarının gerekli ve zorunlu tedbirleri almadığını kaydetti. "Tersane patronları işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerini maliyeti artıran gereksiz masraf gördüğü müddetçe, işçi arkadaşlarımız örgütlenip buna karşı tavır almadığı müddetçe, bizler kuşlar gibi ölmeye devam edeceğiz" diyen Saygılı, sermayeden yana olan iktidarların iş cinayetinden sorumlu olduğunu yineledi. 

'BİZİM ÜZERİMİZDEN TRİLYONLAR KAZANIYORLAR'
Tersanelerin denetlenmediğini de ekleyen Saygılı, "İşçi arkadaşlarımız ölmüyor, öldürülüyor. Gerekli tedbirler alınmadığından dolayı öldürülüyor. Bizi hurdaya atılan sac parçası gibi görüyorlar. İnsan yerine konulmuyoruz, oysa biz onlara trilyonlar, katrilyonlar kazandırıyoruz. Tersanelerini istemiyoruz, bankalardaki paralarını da istemiyoruz. Ama bizim üzerimizden ,emeğimiz üzerinden kazandıkları trilyonlardan işçi sağlığı ve iş güvenliği için de harcamalarını istiyoruz" ifadelerini kullandı. 

'LİMTER-İŞ OLARAK PATRONLARIN YAKASINA YAPIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ'
Patronların işçilerin emeğini sömürerek servetlerini elde ettiğini söyleyen Saygılı, buna karşı yapılacak tek şeyin örgütlü ve birlikte mücadele olduğunu kaydetti. Saygılı, "Bu tersanelerde yirmi yılı aşkındır mücadele eden Limter-İş olarak asla bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Tersane patronlarının ve taşeronların yakasına yapışmaya devam edeceğiz" dedi. 

'SİGORTALARIMIZI HİÇ EDİYORLAR'
Saygılı son olarak işçilere şöyle seslendi: "Ağır ve çok tehlikeli iş kolunda çalışıyorsunuz. Ama aldığınız ücretler aybaşını getirmiyor. Zamlardan, vergilerden belimizi doğrultamıyoruz. Bir tane değil birden fazla bankaların kredi kartlarını cebimizde taşıyoruz. Limter-İş olarak, bu tersanelerde hem ücretlerimizin artırılmasını, ek zammın yapılamasını, ağır ve tehlikeli işkoluna uygun ücretlerimizin belirlenmesinı ve hala -belki kadrolular değil- taşeronda çalışan arkadaşlarımızın sigortaları aldığı ücret üzerinden ödenmiyor. İktidar suçludur. Binlerce, onbinlerce tersane işçisinin çalıştığı bu tersanelerde hangi işçi arkadaşımız asgari ücretle çalışıyor? Neredeyse hiçbiri, sigortaları aldığı ücret üzerinden değil asgari ücret üzerinden yatırılıyor. Bunu Çalışma Bakanı da devlet yetkilileri de biliyor. Yüzlerce kez dile getirdik. Ama bir türlü adım atmıyorlar. Çünkü onlar işçinin değil patronların tarafında yer alıyor. İstanbul'un göbeğinde tersanede çalışan arkadaşlarımızın sigortaları hiç ediliyor ama bu devlet, iktidar, bu siyasal iktidarın çalışma bakanı bir adım atmıyor. Tek çaremiz var birlik olmak. Tek çaremiz var Limter-İş sendikasında örgütlenmek. Patronlar, sarı sendikalar ne derse desin Limter-İş sendikası, sizin sendikanız. Dok Gemi İş Sendikası tersane patronlarının sendikası."

Limter-İş, eylemini sloganlarla sonlandırdı.