GÜNCEL
'Leyla Güven'in barış çığlığını duyun'
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kalkması talebiyle başlatılan açlık grevlerine ilişkin Gebze Kent Meydanı'nda açıklama yapan Açlık Grevleri Cezaevi İnisiyatifi, "Geç olmadan Leyla Güven'in barış çığlığını duyun" diye seslendi.
Açlık Grevleri Cezaevi İnisiyatifi, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde devam eden tecride karşı hapishanelerde başlayan süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemlerine dikkat çekmek amacıyla Gebze Kent Meydanı'nda basın açıklaması yaptı.
Polis ablukası altında gerçekleşen eyleme, HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, HDP İstanbul İl ve İlçe yöneticileri katıldı.
HDP Milletvekili Ömer Gergerlioğlu, tecride karşı açlık grevinde olan Leyla Güven'in 600 milletvekili gibi parlamentoda olması gerekirken, büyük bir zulüm ve haksızlıkla bu hakkının gasp edildiğini söyledi. Güven'in zindanda olmasına rağmen kendisini değil, halkını düşündüğünü, barış istediğini, adaleti talep ettiğini vurgulayan Gergerlioğlu, "Güven kendi milletvekilliği için değil, İmralı'daki tecride karşı sesini yükseltiyor. Onun milletvekilliği hakkı gasp edildi, ancak o milletvekilliğinin peşinde değil. Son derece onurlu ve şerefli bir talebin peşinde; bu topraklardaki halkların barış ve kardeşlik içinde yaşamasının peşinde. Bunun yolunun da konuşmaktan, diyalogdan geçtiğini düşündüğü için açlığa talip oldu, yeter ki Türkiye halkları özgürleşsin yeter ki ülkede onurlu ve adil bir barış gerçekleşsin" dedi.
'KÜRT SORUNU ÇÖZÜLMEDİKÇE BİR YERE GİDİLMEZ'
Güven'in açlık grevinin 69. gününe girdiğini belirten Gergerlioğlu, bunun son derece tehlikeli bir sınır olduğuna dikkat çekti. Cezaevlerinde bulunan 236 siyasi tutuklu ve hükümlünün de açlık grevinde olduğunu hatırlatan Gergerlioğlu, Türkiye'de Kürt sorunu halledilmedikçe hiçbir yere gidilemeyeceğinin altını çizdi. Kürtlerin barış ve adalet talep ettiğini sözlerine ekleyen Gergerlioğlu, "Kürtler haklarının teslim edildiği, gasp edilmediği ve tüm halkların birlikte yaşadığı onurlu ve adil bir barışı talep ediyor. Bunun için Kürtler çok bedeller ödedi ve bedeller ödemeye de devam ediyor. Ama bütün bu bedellere rağmen hiçbir zaman barış taleplerinden vazgeçmiyorlar" diye konuştu.
'GÜVEN'İN ÇIĞLIĞINI DUYUN'
Bugün HDP'nin temsilcilerinin cezaevinde büyük bir zulmün altında olduğunu da hatırlatan Gergerlioğlu, HDP eski Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ başta olmak üzere onlarca siyasetçinin hukuki olmayan davalar sonucunda rehin tutulduğunu vurguladı. "Türkiye'de yargının siyasallaşmış durumda" diyen Gergerlioğlu, "Leyla Güven'in ve tüm arkadaşlarımızın barış çağrısını duyun, Leyla Güven'in onurlu direnişini duyun o ölüme doğru yürüyor ve eğer tecrit kaldırılmazsa ve İmralı'daki şartlar düzeltilmezse Leyla Güven ve cezaevlerindeki 236 kişi maalesef hayatını kaybedecektir. Buda Türkiye'nin tarihine kötü bir artı olarak işlenecektir. Bu ülkede barışı, kardeşliği sağlamak istiyorsak Güven'in çığlığını duyulması ve tecrit bitirilerek Türkiye'de barış için bir adım atılmalı gerekiyor" ifadelerini kullandı.
BÜTÜN KESİMLERE ÇAĞRI
Konuşmanın ardından Açlık Grevleri Cezaevi İnisiyatifi adına açıklamayı HDP Darıca Yönetim Kurulu Üyesi Yasemin Üçer yaptı. Tecridin bir insanlık suçu olduğunun altını çizerek sözlerine başlayan Üçer, Öcalan üzerinde devam eden mutlak tecrit sisteminin, hiçbir hukuk metninde yer alamayacak kadar büyük bir suç olduğunu söyledi. Demokratik kitle örgütlerinin bir an evvel Güven'in çığlığına ses vermesi çağrısında bulunan Üçer, "Uluslararası kamuoyunu Türkiye Cumhuriyeti devleti üzerinde baskı oluşturmaya, başta sağlık ve hukuk örgütleri, meslek odaları, dernekleri, kuruluşları olmak üzere tüm STK'ları hukuka ve insan sağlığına sahip çıkmaya çağırıyoruz. Açlık grevine devam eden bütün tutsakların, geri dönüşü olmayan sağlık sorunları ve ölümler yaşanmaması için yeterli sıvı ve başta B1 vitamini olmak üzere sağlık desteği almaları, devletin bu talebe duyarsız kalmayıp halkların vicdanında derin yaralar açacak kayıplar yaşanmadan taleplere kulak vermesine ve bu hukuk kıyımını kaldırmaya, süreci barışçıl bir şekilde sonlandırmaya çağırıyoruz" diye konuştu.
Üçer, "Barış yaşatır, savaş öldürür. Barışı ve barışın teminatını değil, savaşı ve savaş savunucularını tecrit edelim" dedi.