22 Eylül 2024 Pazar

LC Waikiki direnişçileri kazanacak

LC Waikiki işçilerinin direnişi 18. gününde. Bir günü direniş alanında, eylem yerinde birlikte geçirdiğimiz işçiler müdanasız şu çağrıyı yapıyor, "En büyük desteğimiz halkımız." İşçiler ilk günkü kararlılıkla değil daha kararlı, cüretkar ve sınıf kini yüksek direniyorlar. Patronların emek sömürüsüne, hak gasbına direnmekten başka yol olmadığını kaydeden LC Waikiki direnişçileri, "Vazgeçmeyeceğiz, direneceğiz ve mutlaka kazanacağız" diyor.

"Bizim tek çağrımıza halkımıza, Lütfen LC Waikiki'den alışveriş yapmayın, emeğimizin sömürülmesine izin vermeyin." Böyle sesleniyor LC Waikiki işçileri eylem alanına çevirdikleri LC Waikiki mağazalarında.

LC Waikiki'nin Esenyurt'ta bulunan merkez deposunda Klüh taşeron firmasına bağlı temizlik işçileri kendilerine dayatılan angarya işleri, mobbing, baskı, hakarete karşı geldikleri, gasp edilen promosyonlarını istedikleri için 10 Ocak'ta işten çıkarıldı. Aynı gün direnişe geçen Limter-İş üyesi işçiler 18 gündür Esenyurt depo önünde eylemde.

26 Ocak Perşembe günü işçileri direniş alanında ziyaret ettik, direniş çadırlarında ikram ettikleri çayı içtik, 17 günlük mücadelelerini konuştuk, direniş ateşini birlikte yaktık, halaylarının coşkusuna, kendileriyle günden güne artan dayanışmanın mutluluğuna tanıklık ettik.

'DİRENECEĞİZ DİRENİŞ DE ZAFERE GÖTÜRECEK'
Bir gazeteci arkadaşımla sabahın erken saatlerinde Esenyurt depodaki direniş alanına gittik. Direniş ateşi henüz yakılmış, çay yeni demlenmişti. Biraz sohbetin ardından açıklama yaptılar. İlk sözleri kendileriyle birlikte direnen sınıf kardeşlerini selamlamak oldu ardından da dayanışma. Açıklamayı yapan Orhan Acar sözünü tamamladığında "Direne direne kazanacağız" sloganı attı. Ardından işçiler, "Direne direne direnişle zafere" sloganın da atılmasını istedi ve şöyle açıkladı: "Bizi en çok bu yansıtıyor, direneceğiz direniş de zafere götürecek."

'DESTEKLERİNİ SÜREKLİ HİSSETTİYORLAR'
Depo önünde tüm gün süren halaylarda da aynı coşkuyu görmek mümkün. Depoya girip-çıkan her araç istisnasız işçilere selam veriyor, mal getiren kamyon şoförleri korna çalıyordu. Hatta bir kamyon şoförü araçtan inip halaya katılmak istemiş ancak alan yokuş aşağı olduğu ve kamyonu bırakamayacağı için bir süre aracı durdurmuş koltuktan işçilere dans hareketleriyle eşlik etmişti. "Her gün böyle mi oluyor" diye sordum işçilere, gülerek yanıt verdiler, "Abla yanımıza gelemiyorlar. Burada kameralar var yanımıza gelenleri tespit edip işten çıkarıyorlar. Ama böyle sürekli destekliyorlar."

7 KİŞİYLE BAŞLAYAN DİRENİŞ 14 KİŞİYLE DEVAM EDİYOR
Orhan Acar işten çıkarılan ilk 7 kişilik işçi temsilcisi ekibinden. Sorunların çözümü için görüşme talep eden işçilerden Klüh, birkaç temsilci seçmelerini görüşmeyi böyle yapacaklarını söylemişti. Ardından kendileriyle görüşmeye gelen temsilci işçileri işten çıkardı. Direniş 7 işçiyle başladı, ancak şirket işçilerle dayanışmak için paydos saatinde eylem alanına gelen işçileri de tespit etti, kiminin işten çıkışını verdi kimi de "ya direniş ya iş" dayatmasına karşı geldikleri için işten çıkarıldı.

İNALKAÇ: YA İŞ YA DİRENİŞ DEDİLER, DİRENİŞİ SEÇTİM
O işçilerden biri de Mehmet Şirin İnalkaç. İnalkaç, 3 gün boyunca paydosta direniş alanına gelmiş ve eyleme katılmış. "Beni aradılar gittim yönetime. 'Eyleme katıldığın için pişman mısın' dediler. Niye pişman olayım. Ben arkadaşlarımın yanında olacağım eyleme de katılacağım işe de geleceğim dedim. Yok dediler, 'senin çıkışını verdik sen artık bizim malımız değilsin' dediler" diyen İnalkaç, gülerek sonrasını şöyle anlattı: "Çıkışımı verdiler ama sonrasında buraya gelmeyeyim diye de bana bir tane araç tuttular, onunla da Bayrampaşa'da bıraktılar. Ben de sabah direkt direniş alanına geldim."

'ARKADAŞLARA SESLENMEYELİM DİYE ÇIKIŞ KAPISINI DEĞİŞTİRDİLER'
O esnada söze Orhan Acar giriyor, "Biz burada direnişe başladık ya. Arkadaşlar bize selam veriyorlardı parça parça çıkardılar. Şu an 14 işçi işten atıldık. Biz eylem yaparken işten çıkan arkadaşlara sesleniyorduk, bunun önüne geçmek için onların çıkış yerini değiştirdiler artık bu kapıdan çıkarmıyorlar" dedi.

'LC WAİKİKİ NASIL ZENGİN OLMUŞ EMEK SÖMÜRE SÖMÜRE'
Depo içerisinde ciddi bir hoşnutsuzluk olduğunu aktaran Acar, yokuş aşağı olan depo alanını işaret etti ve ekledi: "Biz kendimizle birlikte içeride çalışan arkadaşlarımızın da hakkını istedik. Bunu arkadaşlarımız da biliyor. O yüzden yanımızda olmak, destek vermek istiyorlar. Şu yokuş var ya kar yağdığında burasını bize temizletiyorlardı. Bu bizim işimiz değil. Angarya işleri yapmak istemiyoruz. Bize bir sözleşme imzalatmışlar işe girerken, orada yazmayan bütün işleri yaptırıyorlardı. Sorunu çözeceğiz dediler, tarih verdiler 27 Aralık olmadı 5 Ocak... Toplandık bu sefer dediler ki 'size yılbaşı ikramiyesi vereceğiz 400 lira.'  5500 lira ile bu zamanda kim geçinecek yetmiyor dedik. Bu yüzden bizi Kod 46 ile işten attılar. Kıdem, ihbar tazminatımıza, işsizlik maaşımıza el koydular. Bir de hırsızlık diyorlar. LC Waikiki gibi bir mağaza, nasıl bu kadar zengin olmuş böyle böyle işçilerin emeğini, alın terini sömüre sömüre işte."

'EYLEMLERDE HALKTAN ÇOK DESTEK GÖRÜYORUZ'
Bizim sohbetimiz sırasında dayanışma ziyaretleri de eksik olmadı elbette. "Bizim en büyük desteğimiz halkımız. Mağazalarda eylem yapıyoruz ya çoğu kişi kıyafetleri bırakıyor, alkışlarla bizimle eyleme katılıyor. Bu bizi çok mutlu ediyor" diyen Acar, Bakırköy'de yaptıkları bir eylemi şöyle anlattı: "Yaşlı bir teyze geldi bastonla, üst katta alışveriş yapıyormuş. 'Oğlum siz emek dediniz benim vicdanım el vermedi, bunlara ihtiyacım var ama ben emeğinizin sömürülmesine de sessiz kalmayacağım, buradan alışveriş yapmayacağım' dedi, kıyafetleri reyona bıraktı. Çok mutlu olduk."

MAĞAZAYI EYLEM ALANINA ÇEVİRDİLER
Acar'ın bahsettiği durumun aynısına o gün eylem için gittikleri Mall of İstanbul'da tanıklık ettik. Alkışlarla eyleme destek verenler, kıyafetleri geri bırakanlar, güvenliğe "müdahale etmeyin" diyenler... AVM'de bulunan herkes mağazaların önüne çıkarak alkışlarla işçilere destek verdiler. İşçiler için en hassas noktalardan biri çocuk reyonunda eylem yapmamak, çünkü sloganlardan, yüksek sesle yaptıkları ajitasyondan korkabilecekleri kaygısını güdüyorlar. 26 Ocak eyleminde işçilerin yanına koşarak gelen çocuklar onları kameraya çekti, yanlarından ayrılmadı...

Eylem sonrası tekrar direniş alanına döndüğümüzde dayanışma ziyaretine gelenlerle sohbetin sürdüren işçilerden biri biraz etrafı süzdükten sonra tebessümle şöyle söyledi: "Tüm renkler emekte birleşti ne güzel."

'VAZGEÇMİYORUZ, MUTLAKA KAZANACAĞIZ'
Eylemlerini vardiya değişikliğinde işçilere seslenerek sonlandıran işçiler: "Direne direne kazanacağız", "Direne direne direnişle zafere", "Yaşasın sınıf dayanışması" sloganlarını yükseltti. Biz alandan ayrılırken de şöyle dediler: "Vazgeçmiyoruz, mutlaka kazanacağız."