GÜNCEL
Kürdistan'da seçimler ve görevlerimiz
HDP'nin, birleşenlerinin dışında kalan emekçi sol güçlerle ittifak yapması ve OHAL koşullarında direnenleri kapsayan bir aday profili ile seçimlere girmesi, Kürdistan'da olumlu karşılandı. Ancak bu süreç, Kürdistan'da HDP çizgisinin daha belirgin hale getirilmesi gerektiğini de açığa çıkardı.
Seçim tarihinin belirlenmesinden, çalışmaların devlet terörü altında yapılmasına, seçim günü ve sonuçlarının açıklanmasına kadar her aşaması korsan seçim nitelendirmesini hak eden bir seçimi geride bıraktık. Baskın seçim sürecini özetleyen üç kavram, korsanlık, hırsızlık ve haydutluktur. OHAL koşullarında, devlet terörü altında yapılan seçimin gerçek anlamda tek bir kazananı vardır, o da HDP'dir. Oylarını en az bir puan ve vekil sayısını sekiz artırarak, OHAL'e karşı mücadelede tuttuğu yeri daha belirginleştirerek 24 Haziran seçimlerini kazanmıştır. Yüzde 11,7 oy oranı ve 67 vekil ile meclise girerek, ezilenlerin sesinin meclis kürsüsünden daha gür yankılanmasının zeminini güçlendirmiştir. Geçerken şunu da ekleyelim. İttifaklarla seçime girildiği için, HDP'nin ona yakın milletvekili, AKP-MHP ve CHP-İYİP-SP ittifaklarınca gasp edilmiştir.
Hatırlayacaksınız, YSK, HDP'nin Kürdistan'da en çok oy aldığı yerlerde 144 bin seçmenin oy kullandığı sandıkları, karakolların olduğu köylere ve korucu köylerine taşıma kararı almıştı. Seçim öncesi Suruç'ta katliam yaparak, halkı korkutmaya çalışmıştı. Kandil'e operasyon yapıldığı ve Minbiç'te güvenliğin AKP askerlerince sağlandığı yönlü kamuoyunu etkilemeye dönük haberler yaptırıldı. Ama işe yaramadı.
HDP BARAJI GEÇTİ HESAP TUTMADI
HDP'nin baraj altında kalması için seçim günü, korucuların, askerlerin ve AKP'li milletvekili adaylarının baskısıyla halk açık oy kullanmaya zorlandı. HDP'li sandık görevlileri ve parti müşahitleri darp edilerek sandık başlarından uzaklaştırıldı. Silahlı güçler sandık başlarına getirilerek oy kullanmaya gelenler korkutulmaya çalışıldı. Blok oy kullanıldı. Daha sayamayacağımız kadar irili ufaklı devlet terörü uygulandı ve hileye başvuruldu. Çünkü, HDP baraj altında kalırsa AKP meclis çoğunluğunu elde edecekti. Hesaplar bunun üzerine yapılmıştı. Ancak olmadı, evdeki hesap çarşıya uymadı. Tüm engellemelere rağmen Kürt halkı sandığa giderek iradesine sahip çıktı ve AKP'nin hesaplarını bozdu.
MİLLET İTTİFAKI VEKİLLİĞİ DE GASP ETTİ
Seçimlere katılım oranı yüzde seksenin üzerinde gerçekleşti. HDP, 11 ilde birinci parti oldu. Özyönetim direnişlerinin olduğu yerlerde yüksek oranda oy aldı. Şırnak yüzde 70,24, Cizre yüzde 82,13, Nusaybin yüzde 81,66, Varto yüzde 83,24, Silvan yüzde 81 gibi. Seçim sonuçları, HDP'nin yüksek oy aldığı bazı Kürt kentlerde MHP oylarının da yükseldiğini gösteriyor. MHP'ye verilen oyların bir kısmı asker ve polis oyları. Bu artışta, asker ve polis sayısındaki atış etkili olabilir, diğer bir olasılık Batı illerinden kayyum için çalıştırılmak üzere getirilenler olabilir, diğer bir ihtimal, AKP'nin çaldığı oyları MHP'ye yazmış olması ihtimalleridir. Kuşkusuz bunların hepsi ihtimal ama gerçek olan şu ki, AKP'nin Kürt illerindeki savaş politikası MHP'ye oy kazandırmakla birlikte AKP'ye de milletvekili kazandırmıştır.
Kürdistan'da özyönetim direnişlerinden bu yana kitle hareketi geriye çekilmişti, Newroz'la birlikte bu durum gerek Amed mitingi gerekse de seçim günü sokak kutlamaları ile önemli ölçüde aşıldı. Kitleler seçim akşamı sokakları özgürleştirdi. HDP il ve ilçe örgütlerinin, ilçe seçim kurullarının önlerinde toplanıldı. Baskı ve saldırganlık politikasına rağmen sabah oy kullanarak, sandık başlarında görev alarak, akşam sandık peşine düşerek iradesine sahip çıkan kitlelerin coşkusu, HDP'nin barajı aştığı kesinlik kazanınca doruğa çıktı. Van başta olmak üzere bazı kentlerdeki polis saldırısına rağmen gece 12.00'ye kadar kitle sokaktaydı.
Anadolu Ajansı'nın manipülasyonunu ve Erdoğan'ın ilk turda Cumhurbaşkanı seçilmesini, kitleler öfkeyle karşıladı, açıklanan seçim sonuçlarını inandırıcı bulmadı. Sonuçlar kimseyi, Erdoğan'ı bile tatmin etmedi. Çünkü kaybettiğini o da biliyor. Hırsızlıkla yapamadılar ama devlet terörüyle iktidarı gasp ettiler.
KURTULUŞ BİRLİKTE MÜCADELEDE
Gerek seçim öncesi, gerekse seçim günü HDP kitlesinin, kararlı, coşkulu ve genç bir kitle olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. HDP'nin, birleşenlerinin dışında kalan emekçi sol güçlerle ittifak yapması ve OHAL koşullarında direnenleri kapsayan bir aday profili ile seçimlere girmesi, Kürdistan'da olumlu karşılandı. Ancak bu süreç, Kürdistan'da HDP çizgisinin daha belirgin hale getirilmesi gerektiğini de açığa çıkardı. Yeni yaşam, birleşik mücadele, Kürt halkı ile Türk işçi ve emekçilerinin mücadele kardeşliği, HDP'nin bileşen hukukuna uyulması, önümüzdeki dönemin tartışılması gereken konuları arasında olmalı.
Sosyalist yurtseverler, bulundukları her yerde, gerek seçim çalışmalarının yürütülmesinde; gerekse seçim günü sandıkların korunmasında çaba sarf ettiler. Bu çaba, bundan sonra geliştirilecek antifaşist mücadele için de gösterilecektir. Sosyalist yurtseverler, her fırsatta, AKP'nin seçimle gitmeyecek bir parti olduğunu dile getirdi. 24 Haziran seçimleri bunun kanıtı oldu. Güçlü bir antifaşist mücadele ve kitle hareketi olmadan AKP iktidarı bırakmayacak. Faşizme karşı ve OHAL karşıtı mücadele önümüzdeki dönemin temel mücadele gündemleri olacak. Seçim süreci Kürdistan'da antifaşist mücadelenin öznelerini fazlasıyla açığa çıkardı. Sosyalist yurtseverler, açığa çıkan bu antifaşist kitleyi örgütleme ve mücadeleye sevk etme görev ve sorumluluğuyla karşı karşıya olduklarının bilincindedir.