Koçyiğit: Halkımız sloganıyla, halayıyla hakikati haykırmaya devam edecek
Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Kürt halkının dili ve kültürüne dönük saldırılara dikkat çekerek, "Anadilimizi beynimizden, yüreğimizden, türkülerimizden, gündelik hayat pratiklerimizden asla silemeyeceksiniz. Asıl dillerden, renklerden, halaylardan, çoğulculuktan korkan zihniyetin, acziyetin bu ülkeden silinmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Meclis'te düzenlediği basın toplantısıyla gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İsrail'in Beyrut'a düzenlediği saldırıyı kınayarak sözlerine başlayan Koçyiğit, "Hem dün İsrail'in Beyrut'a yaptığı saldırının hem de İran'a yapılan saldırının bölgesel savaşı tetikleme riski olduğunu, İsrail ile Filistin arasındaki savaşı çok daha ciddi bir boyuta evriltme riski olduğunu hepimizin görmesi gerekiyor. İlgili tarafları, halkları daha fazla yıkıma uğratacak, bölgesel bir savaşa yol açacak bu girişimlerden uzak durmaya davet ediyoruz" dedi.
Bir yasama yılının sonuna geldiklerini ifade eden Koçyiğit, Meclis'i hiçbir zaman mücadelenin merkezine koymadıklarını ama ülkenin demokratikleşmesinde önemli bir mecra olduğunu söyledi. Bu sorumlulukla Meclis faaliyetlerini yürüttüklerini belirten Koçyiğit, "DEM Parti Meclis Grubu olarak binlerce soru önergesi, binlerce araştırma önergesi, yüzlerce kanun teklifi sunduk. Yine Genel Kurul çalışmalarında halklarımız ve haklarımız için mücadele ettik. Yaklaşık 3 ay Saray'ın, savaşın, sermayenin bütçesine karşı etkin bir muhalefeti yine yürütmüş olduk" dedi.
'MECLİS'İ HALKIN MECLİSİ YAPMAK İÇİN SÖZ KURDUK'
DEM Parti olarak Meclis'i halkın meclisi haline getirmek için kararlılıkla mücadele ettiklerini ifade eden Koçyiğit, şöyle devam etti: "Baskı, zulüm ve sömürü iktidarı olan AKP-MHP iktidarının ülkeye getirdiği çürüme hallerine karşı Meclis'i hakikatin ve hakkın meclisi haline getirmek için söz kurduk ve mücadele ettik. Sadece milletvekillerimizle değil aynı zamanda danışman arkadaşlarımızla, yoldaşlarımızla beraber var gücümüzle çalıştık. Elbette yetmezliklerimiz ve eksikliklerimiz de var. Bizler bunun bilincindeyiz. Bizi Meclis'e göndererek haklarımızı, kimliğimizi, yaşamımızı, kültürümüzü, alın terimizi, emeğimizi savunun diyen milyonlara layık olmak için daha çok çalışacağız."
'ÖNCELİĞİMİZ MÜCADELE'
Sistem içi ve palyatif çözümleri reddettiklerini vurgulayan Koçyiğit, "Bu nedenle de ne statüko ne de restorasyon diyerek gerçek yapısal çözümler için mücadele ettik, söz söyledik, öneri sunduk. Bundan sonra da ısrarımızı ve önerilerimizi devam ettireceğiz" dedi. Sokağın sesinin güçlendiği her yerde Meclis'in sesinin de güçlendiğini söyleyen Koçyiğit, o nedenle önceliklerinin mücadele olduğunu belirtti.
Tüm seçim hilelerine rağmen kayyumların elinden bütün belediyeleri aldıklarını, Van'daki irade gasbı girişimine karşı mücadele ederek ikinci kez Van'ı kazandıklarını, Hakkari'deki kayyum atamasına karşı verdikleri mücadeleyi anımsatan Koçyiğit, "Sayın Öcalan üzerinde 5 yıldır kesintisiz devam ettirilen mutlak tecride karşı ülkenin dört bir yanında başlatılan Özgürlük Yürüyüşünü tüm engelleme ve baskılara rağmen Gemlik'e ulaştırmayı başardık. Barış Anneleri ile onlarca defa Adalet Bakanlığının kapısını zorladık. Kobanê kumpas davasında verilen yüzlerce yıllık cezalara itiraz ettik, sesimizi yükselttik" dedi.
Orman yangınları ve deprem bölgesinde halkın yanında olduklarını, kadın cinayetlerine, kadın kazanımlarının gasp edilmesine karşı alanları doldurduklarını ifade eden Koçyiğit, "Ağır ekonomik kriz altında ezilen, açlığa ve sefalete mahkum edilen işçiler, emekçiler, asgari ücretliler ve dar gelirliler için Meclis'te ve sokakta itirazımızı yükselttik. 8 Mart'tan Newroz'a, 25 Kasım'dan 1 Mayıs'a İstanbul Taksim'de, Amed'de, Batman'da, Mersin'de, ülkenin bütün kentlerinde alanlarda, meydanlardaydık" dedi.
'KÜRT DÜŞMANLIĞI HER ALANA YAYILDI'
İktidarın 12 Eylül'ü aratmayacak bir konseptle Kürt kültürü, dili ve varlığına saldırılarını genişlettiğine işaret eden Koçyiğit, AKP iktidarında Kürt düşmanlığının adım adım her alana yayıldığını ifade etti.
"Kürt kültürüne ve diline yönelik saldırılar son günlerde bambaşka bir mecraya taşındı. Emniyet bünyesinde bir halay yakalama timi kuruldu. Kürtlerin özel alanlarına, düğünlerine girilerek ve oradan paylaşılan sosyal medya görüntülerini taranarak Kürtlere yönelik yeni bir saldırı dalgası başlatıldı" diyen Koçyiğit, kadın katilleri, çeteler, mafyalar sokakta dolanırken halay çektiği için Kürtlerin tutuklandığını belirtti.
"90'larda Kürtçe kasetler asker, polis baskınlarında gizleniyordu, köylerde toprağa saklanıyordu. Sarı, kırmızı, yeşil diye lambalar değiştiriliyordu. İşte o zihniyet bugün kendisini AKP pratiğinde açıkça gösteriyor. Bugün de Kürtçe halaylar yasak, bugün de Kürt olmak yasaklı hale getirilmeye çalışılıyor. Mersin'de halay çeken bir grup gencin gözaltına alınıp tutuklanmasından sonra İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı eliyle ırkçı bir furyanın başladığını görüyoruz. Sosyal medyadan ırkçı güruhun hedef göstermeleri sonucunda onlarca düğünün basıldığını, onlarca insanın gözaltına alındığını görüyoruz" diyen Koçyiğit, "Biji serok Apo" sloganı nedeniyle çok sayıda kişinin gözaltına aldığını ve tutuklandığını belirtti.
'KÜRT HALKI HAKİKATİ HAYKIRMAYA DEVAM EDECEK'
İmralı adasındaki mutlak tecridin 41 aydır devam ettiğine işaret eden Koçyiğit, "Kürtlere sayın Öcalan'ı unutturmak için yapılıyor, barış umudunu darbelemek için yapılıyor. Kürtlerin ortak yaşam tahayyülünü yok etmek için yapılıyor. Kürtleri demokratik siyasetten ve halk olma gerçeğinden koparmak için yapılıyor. İşte bu politikaların karşısında halkımız bir gün ezgisiyle, bir gün sloganıyla, bir gün halayıyla, bir gün horonuyla bu hakikati haykırıyor, haykırmaya da devam edecek" dedi.
Van, Diyarbakır, Mardin ve Batman'da DEM Partili belediyelerin Kürtçe "önce yaya" yazılarının polis eşliğinde silinmesine işaret eden Koçyiğit, "Dilini, kimliğini, rengini yok saydığınız Kürtlerin hayatı kolaylaşsın diye yazılmış bir yazı. Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır, buradan sormak istiyoruz. TRT bünyesinde Kürtçe kanal açtığı için övünen bir AKP iktidarının, 'Kürtçe siyaset yapılmasını kolaylaştırdık' diyen bir AKP iktidarının, 'Artık cezaevlerinde Kürtçe serbest' diyen bir AKP iktidarının -ki bunların hepsinin gerçek olmadığını biliyoruz- belediyelerimizin halkın hayatını kolaylaştırmak için yaptığı yazılamalara tahammülsüzlüğünü nasıl ifade edeceğiz?" diye sordu.
'DÜŞMANLIĞINIZ ASFALTA KADAR DÜŞMÜŞ DURUMDA'
İktidarın Kürt düşmanlığında sınır tanımadığını vurgulayan Koçyiğit, "Düşmanlığınız asfalta kadar düşmüş durumda. Yakında o asfaltları da sökerseniz hiç şaşırmayız" dedi. Engellenmeye çalışılanın halkın hizmet alma hakkı olduğunu vurgulayan Koçyiğit, "Asfalttaki yazıyı silmeniz, Kürtlerin yıllardır verdiği mücadeleyi silmenize yetmez, yetemez, yetmeyecek. Yollardan, tabelalardan, duvarlardan silebilirsiniz ama yine yine yine yazarız. Yorulmayız, bıkmayız, usanmayız. Anadilimizi beynimizden, yüreğimizden, türkülerimizden, gündelik hayat pratiklerimizden asla silemeyeceksiniz. Asıl dillerden, renklerden, halaylardan, çoğulculuktan korkan zihniyetin, acziyetin bu ülkeden silinmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.
'DEMOKRATİK ÇÖZÜM İÇİN ÖCALAN'LA GÖRÜŞÜN'
Kürt sorununun barışçıl ve demokratik çözümü için PKK lideri Abdullah Öcalan'la görüşülmesi çağrısı yapan Koçyiğit, "Milyonlarca insan sayın Öcalan'ı siyasi iradesi olarak kabul etmiş. Milyonlarca insan sayın Öcalan'ın 25 yılını dolduran tecrit altındaki mahpusluğu için özgürlüğünü talep ediyor. Milyonlarca insan sayın Öcalan'ın barış ve çözüm aklına dönülmesi çağrıları yapıyor. Milyonlarca insan Kürt olduğunu, dilinin ve kültürünün baskı ve zor politikalarıyla yok edilemeyeceğini her gün alanlarda, meydanlarda haykırıyor. Size tavsiyemiz bu sese ve hakikate kulak vermenizdir" dedi.
'KATLİAM YASASINI UYGULAMAYACAĞIZ'
Meclis'ten geçen sokak hayvanlarına dönük katliam yasasına işaret eden Koçyiğit, DEM Partili hiçbir belediyenin bu yasayı uygulamayacağını söyledi. Koçyiğit, "Bu meşru olmayan yasaya karşı da meşru, demokratik, barışçıl direniş hakkımızı sonuna kadar kullanacağımızı ifade etmek istiyoruz" dedi.