Kobanê katliamı tanığı Hemo: Kobanê halkını yok etmek için gelmişlerdi
DAİŞ çetelerinin 2015 yılında Kobanê'de gerçekleştirdikleri katliamın tanıklarından biri olan Xalil Beko Hemo, "Cenazelerin hepsi sokaklardaydı" dedi. Günlerce çetelere karşı savaştıklarını dile getiren Hemo, kendi kızının da katledildiğini söyledi. Kobanê halkının artık çetelerden korkmadığını dile getirdi ve "Kobanê asla düşmeyecek" dedi.
AKP-DAİŞ işbirliğinin Kobanê'ye yönelik saldırılarından biri olan Haziran 2015 katliamının yıldönümü.
25 Haziran günü sabaha karşı saat 04:00 sularında Kobanê'ye geçen DAİŞ çeteleri, 233'ü sivil 250'den fazla kişiyi katletmişti. Şehrin sokaklarına dağılan çetelerin saldırısı 4 gün boyunca sürdü.
Saldırıya karşı çetelere karşı savaşan ve katliamda kızını kaybeden Xalil Beko Hemo, o günleri ETHA'ya anlattı.
O dönem DAİŞ işgali altındaki Girê Spî ve Sirrin bölgelerinde özgürleştirme hamlelerinin devam ettiğini hatırlatan Hemo, Türk devletinin saldırıya katılan çetelerin Kobanê'ye geçirilmesine imkan sunduğunu kaydetti. Hemo şunları belirtti: "25'i gecesi bende Kobanê'deydim. O gece saat dörde çeyrek kala mermiler patladı. Arkadaşlar Girê Spî ya da Sirrin'i kurtarmıştır, kutlama yapıyorlardır dedik. Tüm halk böyle düşündü. Dışarı çıkıp sorduk 'ne oluyor' diye, komşular da kutlama yapılıyor olabileceğine dair yorumda bulundu. O dönem ben askerdim, eve izne gelmiştim. 7 gün olmuştu evdeydim. Bir tek bende değil, bu mahalle de bir çok arkadaşım vardı. Kalktık bir soralım dedik, ben silahsız gittim. Arka sokağa vardığımızda, Kobanê savaşında birlikte olduğum iki arkadaşım da geldi."
Diğer mahalleye geçtiklerinde üzerinde BKC silahı olan bir aracın halkı taradığını gördüklerini belirten Xalil Beko Hemo, "Her birimiz bir tarafa atlayarak kendimizi koruduk. Silahı olan arkadaş da cevap verdi. Çetelerde taramaya devam etti. Arkadaşın kafasına mermi geldi, yaralandı. Silahını tuttup yerden bize attı. Fateh vardı, o da bizim mahalleden. Aldı silahı içinde bir kaç mermi vardı sıktı. O ara çeteler geri döndü" diye konuştu.
Yaralı arkadaşlarını hastaneye gönderdiklerini belirten Hemo şöyle devam etti: "Çeteler tekbir getiriyordu. Hemen çete var kimse evden çıkmasın diye bağırmaya başladım. Silah aradık ama o dönem şehir içinde yasaktı. Birileri saklamıştı, 3 tane kalaşnikof bulduk. Her birimiz bir sokakta durduk. Bir komşumuz vardı, adı İbrahim'di. Yaşlı. Durduğum sokakta elinde yoğurt kovasıyla bekliyordu. Çocuklarına yoğurt getirmek istiyordu, kızı hastaydı. Köşede bir çocuğun yanında duruyordu. Çeteler arabayla gelip direkt taradılar. O sokaktaki arkadaş, çeteleri vurdu. Biri öldü, biri de yaralanıp kaçtı. Kendini tavanı yıkık binanın altına attı."
'HALKI YOK ETMEK İÇİN GELMİŞLERDİ'
Halk Savunma Birlikleri'nin (YPG) hızla saldırıya karşılık verdiğini ve şehrin içine cephane getirdiğini belirten Hemo, "Silah ve cephane aldık. Biz savunma alıyorduk, mahalleye girmesinler diye. Girdikleri mahallede vahşet yapmışlardı. Birçok mahalle vardı ki küçük çocuklar dahil tüm aileyi katletmişlerdi. Hedefleri askeri insanlar değildi. Herkesi öldürmek için, halkı yok etmek için gelmişlerdi" dedi.
Cephane geldikten sonra temizlik operasyonuna başladıklarını kaydeden Hemo sonrasında yaşanan gelişmeleri şu şekilde aktardı: "Hamleye başladık, diğer mahalleye vardığımızda gece olmuştu. Bir ailede 12 kişinin hepsini öldürmüşlerdi. Biri de kızımdı, girdim ailenin yanına kızımı tanımadım. Çünkü kan içinde öyle bir hale gelmişti ki tanıyamadım. Katledilenlerin başlarında durdum hatta 'kızım acaba kendini hangi köşeye sakladı' dedim. Umut ettim işte. Bütün odaları kontrol ettik, çete yoktu. Katliam yapıp gitmişlerdi. Gülistan diye bir kız vardı, kapının arkasına saklanmıştı, orada öldürmüşlerdi. Onu yere yatırdık. Kafasına mermi sıkmışlar, öyle ölmüştü."
O evden sadece saklanan iki kız çocuğunun sağ çıktığını dile getiren Hemo, "Alenin iki kızı saklanmıştı. Sesimizi duyuyorlarmış, ama bizim olduğumuza inanamamışlar. Bir süre konuştuktan sonra çıktılar. 'Sesin geldi ama biz sesini tanımadık' dediler" şeklinde konuştu.
'MÜRŞİTPINAR SINIR KAPISINDAN GELDİLER'
Kobanê sokaklarında ev ev operasyon yapıldığını ve 4 gün sürdüğünü anımsatan Hemo şunları ifade etti: "Çetelerin araçları, mühürlü notları, kamuflajları vardı. Kobanê'nin kendi kapılarından gelmediler ki, Mürşitpınar Sınır Kapısı'ndan geldiler. Bu kıyafetleri nereden bulmuşlardı? Nereden biliyorlardı Kobanê'de silah yok, askerler izne silahsız geliyor?"
O günleri yaşarken gözünün önüne Halepçe Katliamı'nın geldiğini kaydeden Hemo şöyle devam etti: "Katliam günü, diğer mahalleye gittiğimde aynı aileden 10-15 kişi ölmüştü. Cenazelerin hepsi sokaklarda. Küçücük çocuklar annelerinin kucağında öldürülmüşlerdi. O gün Saddam Hüseyin'in Halepçe'de kimyasallarla insanları öldürdüğü görüntüler gözümün önüne geldi. O görüntüleri televizyonlarda izlemiştik. O zamanlar televizyon siyah beyazdı, kan o kadar görünmüyordu. Kobanê katliamında o kanı gördük. Çocukları annesinin karnında öldürmüşlerdi. Kendi adıma söylemeliyim ki, ondan sonra çetelerin olduğu bir noktanın koordinesi verildiğinde, büyük bir öfkeyle saldırıyordum. 'Şehit de düşsek sorun yok' dedim."
'SİLAHIMI ALIP KOŞTUM, KİMSE ÇOCUK ACISINI YAŞAMASIN İSTEDİM'
Kızının saldırının ikinci günü katledildiğini öğrenen Xalil Beko Hemo, "Bir arkadaşımla gittik o eve, kızımın cenazesini arabayla aldık, getirdik. O ara bir nokta için 'burada çete var' dediler. Arkadaşlar gitme dediler ama ben yine de silahımı alıp hızlıca gittim. Ben kızımın acısını yaşadım, kimse çocuğunun acısını yaşasın istemedim" dedi.
Evlerine üç gün sonra döndüğünü dile getiren Hemo, tanıdıklarının, akrabalarının başsağlığına geldiğini söyledi. Yakınlarda çete olabilir diye güvenlik almayı sürdürdüklerini belirten Hemo, şöyle devam etti: "Biraz uyumak istedim. Bir komşumuz vardı, 13 -14 yaşında engelli bir kızları vardı. Tek çocuklarıydı. Komşumuz geldi, yüzü bembeyaz olmuştu. "Kızım" diye bağırdı. Başka bir şey deseydi o kadar etkilenmezdim belki. Kendi kızım geliyordu aklıma. Kalktım silahımı aldım. Bir arkadaşımla gittik evlerine. Komşumuz 'çete yastığın arkasında' demişti. Engelli kızı dilsizdi. Önce bana baktı, sonra kafasını çevirip arkasındaki yastığa baktı. 'Gel, gel' deyip dışarı çıkardık. İşaret diliyle konuşuyorduk. Arkadaşım yukarıdan bana bağırdı, çetenin dikkati oraya döndü, o tarafı taramaya başladı. Aramızda 6-7 metre vardı. Bende çeteyi taramaya başladım. Arkadaşlar geldi, dedik bomba var üstünde, iptal ettiler. Biz dışarı çıktık. Bu sefer 'kızımın intikamını aldım' dedim kendi kendime, böyle kabul ettim."
'KOBANÊ ASLA DÜŞMEYECEK'
Kobanê halkının artık çetelerden korkmadığını dile getiren Hemo, son olarak şunları söyledi: "Zamanında 'Kobanê düştü, düşecek' diyorlardı. Ama Kobanê düşmedi. Tüm dünyadan dostlarımız, yoldaşlarımız geldi. Onların sayesinde düşmedi. Kobanê asla da düşmeyecek."
Kürt halkının birliğine sahip çıkması gerektiğini vurgulayan Hemo, "Cigerxwin'in sözü gibi, 'bir olmazsak, bir bir gideriz'. Dört parça Kürdistan'daki tüm halk arkamızda olsun" ifadelerini kullandı.