22 Kasım 2024 Cuma

KGÖ: 30. yılında şan olsun MLKP'ye, şan olsun KGÖ'ye

Komünist Gençlik Örgütü, 30'uncu savaşın yılına ilişkin açıklama yaptı. 30 yıl boyunca yürüttükleri mücadelenin anlatıldığı açıklamada, gençliğe, KGÖ'nün örgütlerinde, örgütlü mücadele saflarında görev ve sorumluluk alma, güç verme, devrimci savaşımı yükseltme çağrısında bulunuldu.

Komünist Gençlik Örgütü (KGÖ) Merkez Komitesi (MK), 30. kuruluş yılına ilişkin yazılı açıklama yaptı. KGÖ'nün örgütlerinde, örgütlü mücadele saflarında görev ve sorumluluk alma, güç verme, devrimci savaşımı yükseltme çağrısında bulunulan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

'KAYYUM REKTÖRLERE KARŞI MÜCADELEDE BİZ VARDIK'
"Partimiz MLKP ve onun kızıl yıldızı KGÖ 30 yaşında! 30 yıllık mücadele tarihimiz gençliğin ve genç kadınların sorun talep ve özlemleri ekseninde mücadeleyle geçti. Üniversiteli gençliğin özerk demokratik üniversite, liseli gençliğin demokratik lise, genç kadınların yurtlarda ve sokaklarda tacize, şiddete, mobbinge karşı mücadelesinde ve yaşam hakkı için isyanında biz vardık. Faşist cuntanın üniversitelerdeki jandarması YÖK'e karşı mücadelede de, faşist şef tarafından atanan kayyum rektörlere karşı mücadelede biz vardık. Polis idare ülkücü faşistlerin işbirliğiyle zapturapt altına alınmaya çalışılan özgür lise mücadelesinde de, 2011 yılında üniversiteye giriş sınavında patlak veren şifre skandalı isyanında da biz vardık. Üniversitelerde tacize, şiddete karşı mücadele için kurulan kadın kulüplerinin kazanılması mücadelesinde, kadın özsavunmasında da, Özgecan Aslan, İkbal Uzuner ve Ayşegül Halil'in katledilmesine karşı gelişen genç kadın isyanında da biz vardık.

'GEZİ'DEN KOBANÊ'YE TARİHSEL YÜRÜYÜŞÜ BİZ ÖRGÜTLEDİK'
"Kürt sorununa emekçi çözüm mücadelesinde de, Türk halk gençliği içinde şovenizme karşı mücadelede de biz vardık. Yeri geldi Dicle Üniversitesi'ne kardeşlik yürüyüşü yaptık, yeri geldik 'askere gitme kardeş kanı dökme' dedik, yeri geldi gerillaya dönük saldırılar karşısında Kürdistan dağlarında canlı kalkan olmaya gittik. Onur ve özgürlük isyanı olan Gezi'de de, 21. yüzyılın ilk devrimlerinden olan demokratik halkçı Rojava Devriminde de biz vardık. Denizlerin mirasını sahiplenmek için Zap'a kardeşlik köprüsü için de gittik, Gezi'den Kobanê'ye o tarihsel yürüyüşü de biz örgütledik. 2008 yılında siyonist İsrail devletinin Gazze'ye dönük soykırımcı dökme kurşun operasyonuna karşı lise boykotlarında da, Aksa Tufanı'nı selamlama eylemlerinde de biz vardık. 2004 NATO ve 2009 IMF toplantılarının engellenmesi protestolarında barikat başlarında, 2012'de Malatya Kürecik'e Füze Kalkanı inşa edilmesine karşı mücadelede de biz vardık. Gençliğin birleşik mücadelesinin eyleminin konuşulduğu her yerde birleştirici ve kapsayıcı öncü bir kuvvet olarak oradaydık. Faşist hedeflere dönük milis faaliyetiyle etkin politika da, özgür propaganda ajitasyon çalışmaları da yaptık, MLKP'nin kentlerde ve kırlarda yürüttüğü politik askeri mücadelesine omuz vermekte de tereddüt etmedik.

'ONLARCA KOMSOMOLCU ŞEHİTLER KERVANINA KATILDI'
"Faşist diktatörlüğe karşı partimiz MLKP'nin ve Komünist Kadın Örgütü'nün (KKÖ) yol göstericiliğinde yürüttüğümüz bütün bu amansız politik savaşımda elbette düşmanın kesintisiz hedefi olduk. Şengül Boran'dan Suruç Katliamına, oradan Serhat dağlarında ölümsüzleşen Ulaş Alankuş'a kadar KGÖ'nün okulundan geçen onlarca komsomolcu şehitler kervanına katıldı. KGÖ'ye dönük sistematik gözaltı ve tutuklamaya dayalı faşist devlet terörü hiç eksik olmadı.
"Fakat hiçbiri sökmedi. KGÖ bu büyük savaşımda yitirdiği yoldaşlarının anılarına ve ideallerine, gençliğin sorun, talep ve özlemlerine bağlı kalarak yürümede tereddüt etmedi. O, yaklaşık on yıldır yürütülen tasfiyeci saldırıları gençlik adına en önde göğüsleyenlerdendi.

'EKSİK VE YETMEZLİKLERİMİZ DE OLDU'
"Elbette eksiklerimiz ve yetmezliklerimiz de oldu. Tarihinin değişik kesitlerinde içe döndük, bünyemizde ideolojik siyasi örgütsel kanamalar oluşmasını durduramadık. Devrimci savaşımımızda dönemin ve sürecin gerektirdiği politik ataklıklar sergileyemediğimiz zamanlar da oldu. Rojava ve Güney Kürdistan'a dönük sömürgeci işgalci saldırılara karşı mücadelede, 2015 yılından bugüne kadar süren tasfiyeci saldırılara karşı milisle politika yapma ve politik askeri biçimlerle savaşımı yükseltmede, siyasi çalışma alanlarımızı genişletmede, KGÖ mekanizmalarında ve gençlik kitleleri içinde erkek egemenliğine karşı mücadele görevlerinde ciddi yetmezlikler sergiledik. Heteroseksizme karşı mücadelede ve LGBTİ+ örgütlenmesinde zaman zaman girişkenliklerimiz olsa da geriledik, anlamlı bir örgütlülük oluşturamadık.
"Fakat hiçbir zayıflık ve yetmezliğimizle uzlaşmadık. Tüm bu zaaflarımızla hesaplaşmaya giriştik, kiminde yol aldık, kiminde henüz yolun başındayız.

'KGÖ SOSYALİZM İÇİN DEVRİMCİ SAVAŞIM YÜRÜTÜYOR'
"Genç arkadaş;
"İşte KGÖ tüm bu devrimci savaşımı eşit ve özgür bir yaşam olan sosyalizm için yürütüyor.
"O tüm bu bedelleri kadınların tacize, tecavüze, şiddete uğramadığı, katledilmediği bir yaşam için ödüyor.
"Tüm bu devrimci savaşım ve bedeller sömürgeci, faşist, kadın düşmanı saray rejiminin ve kapitalist sistemin yerle bir edilmesi için yürütülüyor. Bu faşist rejim yıkılmak zorunda.
"Çünkü biliyor ve görüyorsunuz ki bu sistemde gençliğin bir geleceği yok. Üniversiteli gençliğin büyük bir kısmı işsiz ve gelecek kaygısı içinde. Genç yoksullaşma diz boyu. Bu kapitalist sistemin ve onun yürütücüsü faşist saray rejiminin gençliğe vereceği hiçbir şey kalmadı. Bu işsizlik, geleceksizlik ve yoksulluk içinde neredeyse her gün bir genç arkadaşımızın intihar haberiyle uyanıyoruz.
"Çünkü biliyor ve görüyorsunuz ki, üniversitelerde akademik demokratik özerklik ve bilimsel eğitim yok.
"Çünkü biliyor ve görüyorsunuz ki, liselerde eğitim politik islamcı temelde şekillendirildi, bilimsel eğitim yok.
"Çünkü biliyor ve görüyorsunuz ki, bu ülkede politik özgürlük yok. En ufak hak aramanız, eleştirel bir tweetiniz, verdiğiniz bir röportaj sizi mahkeme, adliye, hapishane cenderesinin içine çekiyor. Çünkü biliyor ve görüyorsunuz ki, Kürt gençliğinin anadilde eğitim hakkı, Alevi gençliğinin inanç özgürlüğü, Çerkes gençliğinin dilini ve kültürünü özgürce geliştirme koşulları yok.
"Çünkü biliyor ve görüyorsunuz ki, kadınların geceleri de gündüzleri de özgürce dolaşma hakkı yok. Yaşama hakkı ise hiç yok.

'ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZE SİZ DE KATILIN'
"Tüm bunlara karşı tek çözüm yolu var; örgütlü mücadele ve devrim!
"O halde siz de 30. yılında;
"MLKP'ye katılın! 
"KKÖ'ye katılın!
"KGÖ'ye katılın!
"KGÖ'nün örgütlerinde, örgütlü mücadele saflarında görev ve sorumluluk alın, O'na güç verin, devrimci savaşımı yükseltin!
"Şan olsun 30. yılında KGÖ'ye!
"Şan olsun 30. yılında MLKP'ye!
"Şan olsun KKÖ'ye!"