24 Kasım 2024 Pazar

KESK Olağan Genel Kurulu'nda ortak mücadele vurgusu

KESK 11'inci Olağan Genel Kurulu'nu Ankara'da topladı. Kongredeki konuşmalarda ortak mücadele vurgusu yapıldı.

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) 11'inci Olağan Genel Kurulu'nu, Ankara'da Türkiye Barolar Birliği (TBB) Konferans Salonu'nda topladı. 3 gün sürecek kongrenin ilk gününe, çok sayıda siyasi parti, demokratik kitle örgütü ve uluslararası sendika ve konfederasyon temsilcileri katıldı.

Kongrenin divan başkanlığına Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Türkdoğan seçildi. Demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenlerin anısına saygı duruşunun ardından KESK Eş Genel Başkanları Şükran Kablan Yeşil ve Mehmet Bozgeyik konuştu.

YEŞİL: KAPİTALİZM UYGARLIK KRİZİNE DÖNÜŞMÜŞTÜR
Türkiye ve dünyada yaşanan çoklu krizlere dikkat çeken Yeşil, "Kapitalist sistem bunalım ve değişim yaşamaktadır. Sömürüde sınır tanımayan ve ezilenlerin kazanımlarına saldırı başlatan kapitalizm, kendi ürettiği krizin bedelini insanlara ve doğaya ödetmek istiyor. Tüm sermaye grupları küresel ve birbirine bağlı bir bölüşüm içerisinde hareket etmektedir. Dünyada ne yazık ki otoriterleşme, daha fazla yoksulluk ve savaş politikaları gittikçe güç kazanmıştır. Kapitalizm artık bir uygarlık krizine dönüşmüştür" dedi.

Kürt sorununda çözümsüzlük ısrarının devam ettiğini söyleyen Yeşil, "Güney Kürdistan'a dönük saldırılar, Rojava bölgesine dönük operasyonlar bir yandan gerilimi sürekli kılma haliyle bağlantılı olsa da özünde Kürt sorununun devamlılığına dönük bir devlet politikası olarak karşımıza çıkıyor. Kayyum politikaları, milletvekilleri ve siyasetçilere dönük kumpas davaları tek adam rejiminin Kürt sorunundan beslendiğinin açık bir göstergesidir" diye belirtti.

BOZGEYİK: TEK ADAMIN SALDIRILARI ARTTI
İktidarın politikalarını eleştiren Bozgeyik, iktidarın "sınır ötesi operasyonlar ve Kürt düşmanlığıyla" kendi yandaşlarını konsolide ettiğini söyledi.

Bozgeyik, "Mayıs seçimleri sonrası tek adam rejimi saldırılarını arttırmıştır. Ekonomik krizin derinleşmesi ve Kürt halkının temsilcilerine dönük saldırılar, kadınlara dönük söylemler, tarikatların ve cemaatlerin görünürlüğünün iktidar tarafından sürdürüleceği açıktır. En ufak bir demokratikleşme adımının iktidarın sonunu getireceği korkusuyla devletin güvenlik güçlerini şirket görevlisi olarak kullanmaktan geri adım atmamaktadır. Buna karşın tüm demokrasi güçlerine daha fazla sorumluluk düşüyor" dedi.

FİNCANCI: MÜCADELEYİ BİRLİKTE SÜRDÜRECEĞİZ
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, kamu emekçilerinin mücadelesini selamladı. TTB Merkez Konseyi'nin görevden alınması kararına değinen Fincancı, "Bizler faşizme ve tüm baskılara direnen, haklarımız için mücadele eden insanlarız. Bizi görevden alabilecek bir devlet söz konusu olamaz. Bizi ancak meslektaşlarımız görevden alabilir. Biz meslek yaşamımız boyunca hep meslek örgütümüz için emek verdik, mücadelemizi de hep birlikte sürdürdük, bundan sonra mücadelemizi birlikte sürdüreceğiz" dedi. Şair Bertolt Brecht'e atıf yapan Fincancı şöyle konuştu: "Şairlere niye sustuklarını sorarlar; Brecht, 'Bizim onurumuz hiçbir zaman susmamak olmuştur' der. Susmayan, mücadele eden tüm dostlarımızı yüreklerinden öpüyorum. O yüreğinizin ışığı hiç solmasın."

KORAMAZ: BU ÜLKEYİ KARANLIĞA TESLİM ETMEYECEĞİZ
KESK'in demokratik mücadelenin "en önemli mevzilerinden" biri olduğunu ifade eden TMMOB Genel Başkanı Emin Koramaz, "Biz siyasi iktidarın kapı kulu değil, ülke halkının kamu çalışanlarıyız. Bu ülkenin namuslu, direngen ve mücadeleci insanlarıyız. Geriye dönüp baktığımızda bu ülke coğrafyasının hiç de hak etmediği bir tablo ile karşı karşıyayız" dedi. Cumhuriyetin 100. yılında halk egemenliği yerine kişi egemenliğinin tesis edildiğini söyleyen Koramaz, "Bu ülkenin devrimcileri, emekçileri olarak bu ülkeyi karanlığa teslim etmeyeceğiz" dedi.

PARTİ BAŞKANLARI KONGREYİ SELAMLADI
Sosyalist Yeniden Kurtuluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Cavit Uğur, "Milyonlarca insanın hakları ve Türkiye'nin demokrasisi için mücadele ettiniz. Bir toplumsal ittifakı inşa ederek, hep birlikte mücadele edeceğimizin inancıyla hepinize başarılar diliyorum" dedi.

Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Ahmet Hasena, emek mücadelesinin toplumsal ve siyasal açıdan tarihi bir önemi olduğunu söyledi.

GÜMÜŞTAŞ: KESK'İN ÖRGÜTLÜ VARLIĞINI İLERİ TAŞIMAK HEPİMİZİN YÜKÜMLÜLÜĞÜ
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş, ESP ve kadın örgütü Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) adına kongreyi selamladı, başarı dileklerini iletti. İçinde bulundukları siyasi koşullara karşı örgütlülükle meydan okumak, direnmek gerektiğini belirten Gümüştaş, "Siyasi koşullar bize bu yürüyüşü; örgütlü, kurumsal varlığımızı ve birikimimizi tasfiyeci saldırı kuşatmasına izin vermeden sürdürmeyi dayatıyor" dedi.

KESK'in 10 Ekim katliam saldırısının altında kalktığını, OHAL-KHK zulmüne karşı emeğini savunarak direndiğini hatırlatarak mücadele birikimine işaret eden Gümüştaş, "Kuşkusuz, büyük iç gerilimler, büyük tartışmalar, büyük beklentilerle, büyük zayıflık tarifleriyle belki buraya getirdiğiniz kongre tartışmalarını aynı zemine yaslanarak ileri taşıma zeminini şimdiden kurmuş durumdasınız. Bu toplanma iradesini selamlamak istiyorum. Bu örgütlü varlığın, bu örgütlü direnişin kıymetini hep birlikte bilmek, saygınlığına gölge düşürmemek, mücadelesini asla yere düşürmeden daha ileriye taşımakla hepimiz yükümlüyüz. O yüzden bu salona, delegasyona hem güvenimizi, hem dayanışma duygumuzu iletiyorum" dedi. Gümüştaş, yeni seçilerek eşbaşkanlar ve yönetim kuruluna başarı diledi.

ÖNEREN: FAŞİZMİ YENMEZ ZORUNDAYIZ
Devrimci Parti Genel Başkanı Elif Torun Öneren ise, "Faşizmin yok edilmesi için birlikte bir mücadele bizi bekliyor. Bu mücadeleyi vermeden özgür bir gelecek bizim olmayacak. Bu mücadeleyi Rojava'da ölümsüzleşen, zindanlardaki siyasi tutsaklar için vermeliyiz. Katliama dönüştürülen depremde kaybettiğimiz bütün insanlar için faşizmi yenmek zorundayız. Kargoyla gönderilen anaların evlatları var gözümüzün önünde. Taybet Ana var sokakta bırakılan. Kızımı yıkarken elimde kalan derileri var. Hepsine borcumuzu ödeyene kadar mücadele edeceğiz" ifadelerini kullandı.

BAKIRHAN: KESK SENDİKAL MÜCADELENİN YÜZ AKIDIR
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan da KESK kongresine katıldı. Kadın mücadelesi ve KESK mücadelesine büyük emek veren, bedel ödeyen ve Sevi Gökçe ve Sevil Figen Erol'u saygı ve rahmetle anan Bakırhan, 10 Ekim Gar Katliamında ölümsüzleşenler ve Hrant Dink'i de andı.

KESK'in, sendikal mücadelenin yüz akı olduğunu söyleyen Bakırhan, "Duruşuyla, mücadelesiyle, direnişiyle siz emekçilere büyük bir umut verdiği gibi biz Kürtlere de ezilenlere de kadınlara da gençlere de mücadelesiyle örnek bir duruş ortaya koyan onurlu bir sendikal mücadele yürütüyor. Hem sermayeden ve devletten kopuk hem de emekçiye, halka, yoksullara yönelerek tabanına dayanan sendikal mücadelesiyle takdire şayan bir duruş ortaya koyuyor. KESK sadece bir mücadele örgütü değil. KESK aynı zamanda eş genel başkanların da ifade ettiği gibi işlerine haksız hukuksuz  son verilen KHK'lilerle dayanışmasıyla da en önemli dayanışma örneklerinden birini sergiliyor" dedi.

TİSK Genel Başkanı Halit Narin'in 1980 darbesinden sonra sarf ettiği "20 yıldır emekçiler güldü bundan sonra bizler güleceğiz" sözlerinin yanı sıra Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "Bizim dönemimizde grevler bitti" sözlerini hatırlatan Bakırhan şöyle konuştu: "Halit Narin gibi Erdoğan iktidarı da yine sermayeyi ve yandaşı güldüren, emekçileri ve yoksulları perişan eden, açlığa yoksulluğa iten bir siyaseti devam ettiriyor. AKP döneminde sermayedarlar büyüdü, güçlendi; emekçiler yoksullaştı, geçinemeyecek hale geldi. Ancak emin olun ki hem darbe ürünü yönetimleri hem de 21 yıldır bu ülkeyi yöneten sermaye dostu bu iktidarları dayanışmamızla ve ortak mücadelemizle birlikte göndereceğiz. Bir gün halkların, emekçilerin, Alevilerin, ötekilerin eşit ve adil bir şekilde yaşadıkları demokratik cumhuriyeti yaratacağımıza olan inancımızı koruyorum."

Bakırhan, Ortadoğu'da süren savaşlar ve çatışmalara değinerek, bu savaşların kamu emekçileri ve yoksul halkı ilgilendirdiğini söyledi. Kürtlerin hak sahibi olmaması için iktidarların denemedikleri vahşet, katliam kalmadığını belirten Bakırhan, Kürt halkının taleplerinin vahşet ve zulüm politikalarıyla ortadan kaldırılamayacağına işaret etti. Bakırhan, "Çözüm ne İngiltere'de ne Amerika'da ne de emperyalist çözüm politikalarındadır. Çözüm; Amed'dedir, Ankara'dadır, KESK kurultayının yapıldığı bu salondadır. Çözüm; emekçilerdedir, emekçilerin mücadelesindedir" diye konuştu.

İYİP Genel Başkanı faşist Meral Akşener'in dün yaptığı, "Sinan Ateş'i torbacılar öldürdü, katletti. Biz geçmişimizde siyasi cinayetlere şahit olduk ama mertçeydi" sözlerini hatırlatan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Akşener'in Kürtlerin, emekçilerin, yoksulların katledildiği faili meçhul cinayetleri "mertçe" olarak nitelendirdiğini söyledi. Bakırhan, "Vedat Aydın'ı öldürenler mert değildi, onu kalleşçe öldürdüler. Büyük işkenceler yaparak öldürdüler. Kenan Budakları, Ape Musaları öldürenler mertçe öldürmediler, onları vahşice öldürdüler. Bu cinayetler işlenirken büyük bir sorumluluğu bulunan o parti başkanının bu söyledikleri demokratik bir ülkede hemen bu sabah yargılama konusu olurdu. Bu sözleri söyleyen bu vatandaşın iktidardan farklı düşünmediğini belirtmek istiyorum. Bu vahşete, bu kalleşliğe, işkencelere binlerce faili meçhul cinayete imza atanları bir gün bu ülkede demokratik bir yargı karşısında yargılayacağımızın sözünü yinelemek istiyorum" dedi.

DEM Parti sadece parlamentoda olmadığını sokakta, fabrikada, emekçilerin ve yoksulların direndiği her yerde olduğunu söyleyen Bakırhan, "Her yerde olmaya, sizinle dayanışma içinde olmaya devam edeceğiz. Mücadelemiz ortaktır. Ne Kürt meselesi ne demokrasi meselesi ne kadın mücadelesi ne de sizin kararlı mücadeleniz birbirinden farklıdır. Hepsi bir bütündür. Birlikte yürütülmesi gereken mücadeledir" diye ekledi.

Kurum temsilcilerinin konuşmaların ardından KESK kongresinin ilk günü sona erdi.