24 Kasım 2024 Pazar

KESK: OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu derhal lağvedilmeli

KESK Eşbaşkanı Aysun Gezen, KHK'lilerin yaşadığı sorunlara dikkat çekerek "Hükümetin bir organı gibi çalışan ve idari bir mekanizma olan OHAL Komisyonu derhal lağvedilmelidir" dedi.

KESK, OHAL kararnamesi ile ihraç edilen kamu emekçilerinin yaşadıklarını ve 26 Aralık 2019 tarihinde görev süresi tekrar uzatılan OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu'na ilişkin Mülkiyeliler Birliği'nde basın toplantısı düzenledi.

Basın toplantısına KESK Eşbaşkanları Aysun Gezen ve Mehmet Bozgeyik, HDP Milletvekilleri Ömer Faruk Gergerlioğlu, Hüseyin Kaçmaz, İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Millletvekili Yıldırım Kaya, KHK'li akademisyen Cenk Yiğiter ve KESK'e bağlı sendikalardan üye ve yöneticiler yer aldı.

Basın toplantısından önce KHK'lilerin 3 yıldan fazladır yaşadıklarını anlatan kısa bir sinevizyon gösterimi yapıldı.

'POLİTİKALAR NAZİ ALMANYASINI ARATMAKTA'
KESK Eşbaşkanı Aysun Gezen, darbe girişiminin bahane edilerek ilan edilen OHAL'in ardından yayınlanan kararnamelerle Anayasa'nın 15'inci maddesinde güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerin çiğnendiğini ifade etti. Yapılan ihlallerin başında ihraçların geldiğini ifade eden Gezen, "Sonrasında uygulanan politikalar adeta Nazi Almanya'sını aratmamaktadır" dedi.

"'3 ay sürmez' denilen OHAL 2 yıl sürmüş, 'başvuruları 2 yılda sonuçlandıracaktır' denilen OHAL İşlemlerini İnceleme Komisyonu dördüncü yıla taşmıştır. Dolaysıyla OHAL pratikte kalıcı hale getirilmiştir" diyen Gezen, komisyonun "oyalama" niteliği taşıdığı ifade etti.

Gezen, "Oyalama diğer faşizan, hukuk dışı politikalarla da birleşerek işkenceye, cezalandırmaya dönüştürülmüştür. Dört bir yandan kuşatmaya dönüştürülen bu cezalandırma politikası nedeniyle insanlar yaşamlarını yitirmiş, ağır hastalıklara yakalanmış, tedavi olanağı dahi bulamamışlardır. Yurtdışında tedavi görenler pasaport yasağı nedeniyle gidememiş, hastalıkları ilerlemiş, yaşamlarının geriye kalan kısmını yatağa bağımlı halde geçirenler olmuştur" diye belirtti.

'AKP'YE BAĞLI İSTİHBARAT ÖRGÜTLERİ'
Komisyonun başvuruların yüzde 90'ını reddettiğini söyleyen Gezen, "AKP'ye bağlı istihbarat örgütleri, iktidarın ihtiyaçları ve hedefleri doğrultusunda, herhangi bir belge ve bilgiye dayanmadan, herhangi bir hukuki süreci de işletmeden bireyleri ve kurumları fişlemektedir" ifadelerini kullandı.

Gezer, Komisyon kararlarına dair şunları söyledi: "'Kurum kanaati' adı altında ihbarcılığın ve iftiracılığın iktidar tarafından açıkça özendirildiği, teşvik edildiği, bazı örneklerde ise iftira atmaya zorlandığı ve bu kişilerin kollandığını da görmekteyiz. Aynı şekilde mülki amirlerin ve kurum idarecilerinin ihraç listelerinin oluşmasında ve komisyonun ret kararları almasında verdikleri asılsız bilgilerle önemli bir rol oynadığı anlaşılmaktadır. Bir kez daha hatırlatmak isteriz ki, asılsız ihbar ve bilgileri ile ihraç sürecine katkı sunan idareciler ile yargı önünde mutlaka ama mutlaka hesap soracağız. Kimse hukuksuzlukların, anayasa tanımazlığın ve bu devranın bu şekilde sürüp gideceğini düşünmemelidir."

'KOMİSYON ANAYASAYA AYKIRI'
Komisyonun belirlenmiş bir yargı mercii olmadığını belirten Gezen, "Hukuki niteliği bu kadar tartışmalı olan OHAL Komisyonu'nun, Türkiye Cumhuriyeti'nin anayasal kurumları olan mahkemeleri yok sayarak, kendisini mahkemelerin yerine koyarak karar vermesi açık bir Anayasa ihlalidir ve suçtur. Aileleriyle birlikte yüz binlerce insanın anayasal haklarının ellerinden alınarak açlık ve sefalete mahkûm ettirilerek sisteme biat ettirilmeye çalışılması aynı zamanda insanlık suçudur. Bu suça iktidarın yanı sıra OHAL Komisyonu üyeleri de ortaktırlar."

Gezen, taleplerini şu şeklide sıraladı:
 
Hukuka ve uluslararası sözleşmelere aykırı, etkin olmayan, denetlenemeyen, kendisini anayasa ve yasalar üstü gören, hükümetin bir organı gibi çalışan ve idari bir mekanizma olan OHAL Komisyonu derhal lağvedilmelidir.

Haklarında memuriyeti engelleyen herhangi bir kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan, hukuken suç olmayan gerekçelerle ihraç edilen tüm kamu görevlileri bütün haklarıyla birlikte derhal görevlerine iade edilmedir.

Hukuksuz ihraçlardan dolayı mağdur olan tüm kamu emekçilerinin maddi, manevi hak kayıpları karşılanmalıdır.

Mağdur olan ihraç kamu emekçilerinin mağduriyet giderilinceye ve hukuksuz ihraç edilen tüm kamu emekçileri görevlerine iade edilinceye kadar mücadele etmeye devam edeceğiz.

KAYA: DEVRAN DÖNECEK HESAP VERECEKLER
CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, "AKP'nin derdi FETÖ ile mücadele etmek değil, muhalif olanlara saldırmaktır. Hiç bir zaman ben ve örgütün bu mücadeleden geri durmadık. Devran dönecek bu zalimler hesap verecek muhakkak. Bir suçlu arıyorlarsa aynaya baksınlar orada suçluyu görecekler. Hakim ve savcıların verdikleri kararlar siyasal iktidarın kararları ile veriliyor. Bu sürecin takipçisi olmaya devam edeceğiz. KESK'in sorunun ihraç edilen 4 bin kişinin değil ihraç edilen herkesin sorunudur. Siyasi kararlar veriliyor. Biz bu kararları tanımıyoruz, Türkiye demokrasiyle yönetilen bir ülke olacak."

GERGERLİOĞLU: SİVİL ÖLÜME MAHKUM EDİLDİLER
HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu da "Sadece KESK değil herkes bu komisyona tepki göstermeli" dedi. 21'inci yüz yılda insanların "insanlık dışı uygulamalar" ile karşı karşıya kaldığını söyleyen Gergerlioğlu, şunları ifade etti: "İnsanlar neden ihraç edildiğini bilmiyorlar. Sadece bir ihraç durumu olmadı devlet onları sivil bir ölüme mahkum etti. 6 ay kadar mahkemelere ulaşamayan yüz binler var. Anayasa mahkemesi onları geri çeviriyor. OHAL komisyonu kuruluyor ve oraya gidin deniliyor son derece kötü bir komisyon. Komisyon siyasi iktidardan emir alıyor, siyasi iktidarın emrinde çalışıyor. Bu komisyon inanılmaz bir komisyon. Komisyona başvururken neden ihraç edildiğini bilmediğinden savunma yaparken ne yazacağını bilmiyorsun. İhraç edilmişsin ama neden ihraç edildiğini bilmiyorsun, üstüne sana kendini savun diyorlar. OHAL komisyonu lağvedilmelidir, insanların kendini suçsuz olmadığını ispatlanması isteniyor. Devlet KHK ile ihraç ediyor özel şirketler de yamalanıyor."

TÜRKDOĞAN: HERKES FİŞLENMİŞ DURUMDA
KHK'lilerin mücadelesinin sosyal hak mücadelesi olduğunu söyleyen İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, "Hukuken tartışılacak bir durum yok. Keyfi olarak bir KHK çıkarılıyor ama onu denetleyecek anayasa mahkemesi yok. 21'inci yüzyılda resmi ideoloji savunulması bekleniyorsa bu işin içinde çıkamazsınız. Devlete sadakat bekleniyor diyorlar hangi devlet? iktisat diyorlar vazgeçin bundan. Bu kriterler yarın bir gün size uygulanacak. İktisak hukuki bir kavram olarak kullanılamaz. Bu kavramdan hızla uzaklaşmalısınız. Herkes fişlenmiş durumda, insanlara bu zulmü niye yaşattırıyorsunuz? KESK demokrasi mücadelesi yürüttüğü için baskı altında" şeklinde konuştu.