KESK Kadın Meclisi: Failler cezalandırılsın
Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi'nde yaşanan cinsel saldırının davası öncesi açıklama yapan KESK Kadın Meclisi, "Bugün burada bir kez daha, bu ve bu gibi olaylarda işyerlerinin, ilgili kurumların ve adli makamların gereğini yerine getirerek failleri cezalandırmasını istiyoruz" dedi.
Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi'nde hemşire bir kadına cinsel saldırıda bulunan hekim S.E.'nin yargılandığı dava öncesi Bakırköy Adliyesi önünde KESK Kadın Meclisleri çağrısıyla çok sayıda kadın yan yana geldi. Eyleme, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekili Ceylan Akça, Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM), Yeni Demokrat Kadın (YDK), İstanbul Tabip Odası, Kadın Zamanı Derneği ve çok sayıda kadın katıldı.
"Taciz ve tecavüz her yerde, susmayacağız, sessiz kalmayacağız. Failler cezalandırılsın" pankartı açılan eylemde "Tacizin, tecavüzün rızası olmaz", "Sağlık emekçisi kadınlar taciz, tecavüz tehdidi altında çalışmak istemiyor" dövizleri taşındı.
AKÇA: KADININ BEYANI ESASTIR
İlk sözü alan DEM Parti milletvekili Ceylan Akça, "Kadınlar işyerlerinde, okullarda, evlerde, her alanda gördükleri şiddeti mahkemelerde hakimler önünde tekrar kanıtlama mecburiyetinde bırakılıyorlar" ifadelerini kullandı.
İstanbul Sözleşmesi'nin iptaliyle rıza ve beyan kavramlarının tartışmaya açıldığına işaret eden Akça, şöyle devam etti: "6284'ü tartışmaya açarak kadınları koruyan mekanizmaları ortadan kaldırmaya çalışanlara diyoruz ki: Hiranur Vakfı'ndaki 6 yaşındaki çocuğun da rızası yoktu, bugün iş yerinde çalışmaya, kendisini var etmeye çalışan arkadaşımızın da rızası yoktu. Kadının beyanı esastır. Her iki elimizle tacizcilerin, tecavüzcülerin ve onları koruyan siyasilerin yakasında olacak, bu işin peşini bırakmayacağız. Arkadaşımızın yanında olmaya devam edeceğiz, kadının beyanını koruyacağız."
KESK Kadın Sekreteri Döne Gevher Koyun, öfkeli olduklarını belirterek, "İsyanımız, her seferinde karşımıza çıkan şiddet karşısında adliyenin, kolluğun doğru bir tutum sergilememesi ve bunun üzerinden yürüyen süreçlere" dedi.
KOYUN: EVET DEMİYORSAK HAYIRDIR DİYORUZ
İş yerinde karşılaştıkları her türlü şiddete karşı daha net ses çıkartabilmek için yan yana geldiklerini belirten Koyun, iş yerinde yaşanan ama şikayetlere yansımayan çok sayıda şiddet olayı da olduğuna işaret etti. Erkek egemen sisteminin kadınlara dönük saldırılarına hep birlikte itiraz ettiklerini belirten Koyun, "Çalışma Bakanlığı'na soruyoruz: İş yerlerinde kaç kadın şiddete maruz kalıyor ve bunlardan kaçı şikayete dönüşüyor? Bunlara karşı hangi düzeyde soruşturmalar yürütüyorsunuz" dedi.
Mahkeme heyetine seslenen Koyun, "Rıza kimin rızası, neye göre, kime göre rıza? Siz mi belirliyorsunuz? Evet demiyorsak hayırdır diyoruz" ifadelerini kullandı ve tüm saldırılara, şiddete karşı hep birlikte mücadeleyi örgütleyeceklerinin altını çizdi.
GÖÇMENOĞLU: DEVLET ŞİDDETİN FAİLİ DEĞİLSE AZMETTİRİCİSİDİR
Basın açıklamasını okuyan Helin Göçmenoğlu, ev, sokak, işyerleri gibi her mekanın kadına dönük şiddet ve suç mahalline dönüştüğünü söyledi. İstanbul Sözleşmesi'nin iptal edilmesine, 6284 sayılı kanunun tartışmaya açılmasına, kadına yönelik şiddet davalarında cezasızlık politikalarına işaret eden Göçmenoğlu, devletin kadına yönelik şiddetin faili değilse azmettiricisi olduğunu kaydetti.
"Failin değil mağdurun cezalandırıldığı bu erkek devlet yargısı toplumsal yaşamın genelinde olduğu gibi işyerlerimizde de erkeğin her türlü şiddetine açık hale gelmemize sebep oluyor" diyen Göçmenoğlu, Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi'nde hemşire olarak çalışan bir kadına cinsel saldırıda bulunan hekim S.E.'nin yargılandığı dava için burada olduklarını söyledi.
'YEDİKULE HASTANESİ YÖNETİMİ OLAYIN ÜSTÜNÜ ÖRTBAS ETMEK İSTEDİ'
Kadının saldırı sonrası şikayetçi olmasıyla S.E.'nin 12 Mart 2023'te gözaltına alındığını ancak ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldığını ifade eden Göçmenoğlu, Yedikule hastane yönetiminin olayın üstünü örtmeye çalıştığına işaret etti. Olaydan bu yana tek yapılanın hemşire kadının sürgün edilmesi olduğuna işaret eden Göçmenoğlu, fail S.E.'nin yargılama sürecinde kadını suçlayıp, itibarını zedelemeye çalıştığını vurguladı.
Göçmenoğlu, şöyle devam etti: "Davanın görüldüğü Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı sanığa arkadaşımızın kendisine karşı koyup koymadığını, bağırıp bağırmadığını ve sanıkla flört edip etmediğini sormuş, sanık S.E. arkadaşımızın kendisine iftira attığını ve tüm yaşanan sürecin rızaya dayalı olduğunu bir süredir aralarında duygusal bir ilişki olduğunu ileri sürmüş ve beraat istemişti. Tüm iddiaları boşa çıkarılmasına rağmen son görülen celsede savcı mütaalasında sanığın beraatini istedi. Buradan kadına yönelik şiddet davalarında erkek yargının başvurduğu yargılamanın kendisini şiddete dönüştüren tutumunu kabul etmediğimizi bir kez daha vurguluyoruz."
'ILO 190 İMZALANSIN'
Mahkemenin ve hastane yönetiminin mağdur suçlayıcılığına tepki gösteren Göçmenoğlu, "Bugün burada bir kez daha, bu ve bu gibi olaylarda işyerlerinin, ilgili kurumların ve adli makamların gereğini yerine getirerek failleri cezalandırmasını istiyoruz. Suçların idari yönden önlenmesi bakımından ise 6284 sayılı kanunun etkili bir biçimde uygulanmasını istiyoruz. İstanbul Sözleşmesi'nin feshinin iptali, şiddet ve tacizle mücadelede önemli bir araç olan ILO'nun 190 Sayılı Sözleşmesi'nin bir an önce imzalanmasını istiyoruz" dedi.
Eylem boyunca, "Erkek adalet değil, gerçek adalet", "Koruma, aklama, yargıla", "Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz" sloganları atıldı.