EMEK
Kemal Türkler katledilişinin 38. yılında mezarı başında anıldı
DİSK'in kurucusu Kemal Türkler katledilişinin 38. yılında mezarı başında anıldı.
DİSK'in kurucusu ve ilk genel başkanı Kemal Türkler, katledilişinin 38. yılında Topkapı'daki mezarı başında anıldı.
Anmaya DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, DİSK eski Genel Başkanları Kani Beko, Rıdvan Budak ve Süleyman Çelebi, Kemal Türkler'in kızı Nilgün Soydan ve çok sayıda sendika üyesi katıldı.
Anmada konuşan Nilgün Soydan, böylesine kalabalık bir kitle ile karşılaştığı için çok sevindiğini belirtti. Birlik ve dayanışmaya ihtiyaç duyulan böylesi bir günde babasının birleştirici özelliğini ortaya çıktığını dile getiren Soydan, "DİSK'in geçmişteki günlerine kavuşacağına olan inancımla ve özellikle gençlerin gözlerindeki pırıltıyı da gördüğümde çok mutlu oluyorum. İçerisinden geçtiğimiz zorlu günlerden, zorlu ülke koşullarında hep birlikte olup mücadele edersek, içinden güçlükle de olsa çıkabileceğimiz, verdiğimiz mücadelenin sonucunu alabileceğimiz günlere ve aydınlığa ulaşacağımıza olan umudumu hiçbir zaman yitirmedim" şeklinde konuştu.
'BİZLERE BIRAKTIĞI BU MİRAZTAN GURUR DUYUYORUZ'
Ardından söz alan Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, 38 yıldır Kemal Türkler'in mezarı başında yapılan anmaların tüm baskılara ve düşmanlara inat çoğaldığını söyledi. Türkler'in kendilerine bırakmış olduğu mirası, işçi sınıfının diğer kuşaklara onurlu bir şekilde aktarmak için mücadele verdiklerini kaydeden Serdaroğlu, "38 yıl, elbette ortalama insan ömrü için yarı ömür demektir. Bugün 40 yıla yaklaşan bir sürenin sonunda Kemal Türkler'in ortaya koymuş olduğu mücadele ilkeleri çok daha fazla geçerli hale geldi. O gün yapılan şeylerin bugün daha fazla ihtiyaç haline geldiğini düşünüyoruz. Bizlere bırakılan bu mirastan gurur duyuyoruz. Kemal Türkler, ölümün yakışmadığı insanlardan biridir. Bizler onu zaten öldü diye kabul etmiyoruz. Yüreklerimize gömüyoruz. Ve biz biliyoruz ki 38 yıldır bizi izliyor. Biz onun bıraktığı ilkelere zeval vermeden yaşamaya çalışıyoruz. Onurlu bir iş bu ama aynı zamana ağır bir iştir. Ama biz bu işi layığıyla yapmak için elimizden geleni yapıyoruz" diye konuştu.
ÇERKEZOĞLU: YAN YANA OLMAK DÜŞMANA ÖNEMLİ MESAJ
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ise kitlesel biçimde omuz omuza vererek yan yana durmanın dosta düşmana önemli bir mesaj verdiğini ve içinden geçilen süreçte önemli bir anlam taşıdığını vurguladı. Yeni rejimle bu topraklardan 150 yıllık demokrasi birikimin yok edilmeye çalışıldığına dikkat çeken Çerkezoğlu, "Bugün bu ülkede 'devleti sıfırdan kuruyoruz' diyerek, bu ülkeyi tek adam rejimine sürüklemeye çalışan bir süreci yaşıyoruz. Bu, kurmaya çalıştıkları yeni düzenin hangi sınıfların yararına hangi sınıfların zararına olduğunu önce fiili bir biçimde yaşatılan süreçten sonra 20 Temmuz 2016'dan bu yana ilan edilen OHAL sürecinden ve şimdi de son bir aylık süre içerisinde art arda gelen kararnamelerle yaşatılanlardan biliyoruz" ifadelerini kullandı.
'YENİ REJİM İŞÇİ VE EMEKÇİLERE DÜŞMAN'
Yeni rejimin işçi ve emekçi düşmanı olduğunu ifade eden Çerkezoğlu, "İşçi sınıfının kazanılmış tüm haklarını ortadan kaldıran, bu ülkenin tüm değerlerini ve güzelliklerini üretenleri açlık sınırının altında ücrete mahkum eden, her gün ama her gün konuşurken en az beş işçi arkadaşımızın hayatını kaybetmesine yol açan taşeronlaştırmayı ve güvensizleşmeyi getiren, zenginlerin daha zengin yoksulların daha zengin olmasının sonucunu doğuran bu düzendir" dedi.
Çerkezoğlu, son olarak şunları söyledi: "Bu rejim madende yerin yedi kat dibine giren bir işçi arkadaşımızla oradaki kazma sapı arasında, inşaatın 38 katına çıkan işçinin hayatı, onun çocuğuna, geleceğine bir asansör vidası arasında hiçbir fark görmeyen sermaye rejimidir. Ve biliyorlar ki bu emek düşmanı rejimi sürdürmelerinin tek bir yolu var oda toplumu ve her şeyden önce de işçi örgütlerini baskı altına almaktır. Doğrudan Cumhurbaşkanına bağlı olan devlet denetleme kuruluna sendikalarımızın seçilmiş görevlerini ellerinden alma yetkisi bile verildi. 12 Eylül'ün bile gerisine gidildi. Buradan açık bir biçimde söylüyoruz. Sendikalarımızı ve DİSK'i devletin ve Cumhurbaşkanlığının birer bürosu haline getirmeye çalışanlar bilsin ki biz DİSK'liler olarak geçmişimize ve bütün birikimimize sahip çıkacağız."