Kazdağları'nda direniş sürüyor: Sessizleşirsek, onlar da talana devam edecek
Kazdağları'nda nöbet 288. gününde devam ediyor. Direnişçilerden Ferzan Aktaş, maden projesinin kamuoyunun tepkisiyle durduğunu belirtti, eylemlerin sürmesi için çağrı yaptı. Aktaş, "Devam etmeliyiz, sessizleşirsek onlar da devam edecek. Bu şirketler seri katil gibi çalışıyorlar."
26 Temmuz'da Kazdağları'nı korumak için başlayan nöbet sürüyor. Kanadalı Alamos Gold ve yerli iştiraki Biga Madenciliğin siyanürlü altın madeni projesine karşı ilk günden bu yana mücadelenin içinde yer alan Ferzan Aktaş'la 288. güne giren nöbeti konuştuk.
Koronavirüs salgının başlamasıyla birlikte direnişçiler izolasyonlarını sağlayarak nöbet çadırlarında eylemlerini sürdürdüler. Dayanışma için gelmek isteyenlerden de bulaş riski nedeniyle alana gelmemelerini ancak sosyal medyada eylemleri sürdürmelerini rica ettiler. Her Cumartesi 15.00'te Çanakkale'de yapılan "elele" eylemi de bu nedenle sosyal medyaya taşındı. "Kamuoyunun tepkisi olmasaydı, şirketi durduramazdık" diyen Aktaş, 13 Ekim'de ruhsatın yenilenmediğini ama iptal de edilmediğini vurguladı.
'FAALİYET YOK AMA ŞİRKET HALA BURADA'
Kazdağları'nda 9 aydır nöbetin sürdüğünü belirten Aktaş, "Şirketin bir faaliyeti yok şu an ama birkaç kes ağaç kesimi yaptılar. Belgeledik ve suç duyurusunda bulunduk ve çalışmaların durmasını sağladık. 9 aydır her hareketlerini gözlemliyoruz. Çalışmaları yok ama buradalar" dedi.
Salgın bahanesiyle Orman Bölge Müdürlüğü'nün iki hafta önce alanı terk etmelerini istediklerini hatırlatan Aktaş, ceza kesileceği, bu işin polislerin çıkarmasına ve tutuklanmaya kadar gideceği yönünde de tehdit edildiklerini hatırlattı. "Biz zaten gerekli önlemleri aldık, gelmek isteyen arkadaşlardan ricada bulunduk. Jandarma zaten bunları biliyor" dedi Aktaş ve ekledi: "Madende çalışan güvenlikler işlerine devam ediyor. Ruhsat yok ama şirket hala burada. Biz de bu karar itiraz ettik, STK'lar dilekçe verdiler. Şu an dilekçelerimize yanıt alamıyoruz ancak iki günde bir Orman Bölge Müdürlüğü'nün memurları hala burada mıyız diye kontrol ediyor."
'ŞİRKET CİVARDAKİ KÖYLERE RÜŞVET AMAÇLI ÇALIŞMALARA BAŞLADI'
Direnişlerinin süreceğini vurgulayan Aktaş, "13 Ekim'de ruhsat yenilenmediğinde kendi sosyal medya hesaplarından ve web sitelerinden ‘bahar aylarında tekrar başlayacağız' diye açıklama yaptılar. Bahsettikleri bahar ayları geldi. Şirket civardaki köylerde rüşvet amaçlı çalışmalara dahi başladı. En son ramazan kolileri dağıttı. 200 kadar çalışanını ruhsat yenilenmeyince çıkarmıştı, şimdi ruhsat yenilenmiş gibi hareket ediyorlar. Web sitelerinde 'her türlü şeyi doğru yaptık, bakanlığın, devletin ruhsatı yenilemesini bekliyoruz' dediler. Biz de bu nedenle gitmiyoruz. Salda gölünü de pandemi gerekçesiyle kapattılar ardından iş makineleri girdi alana. Bizi çıkardıklarında da aynısını Kazdağları'na yaparlar diye korkuyoruz. 'Ruhsatı yok ama 7 aydır bu şirket neden burada?' sorusunun cevabını alamıyoruz. Amacımız şirketin tamamen buradan çıkması, alanın rehabilite edilmesi. Bu alan erezyon sahası, sıyırdıkları yerde toprak kayması oldu. Araçları çekmek zorunda kaldılar" dedi.
'ŞİRKET ALTIN VE GÜMÜŞÜ ALIP SİYANÜRÜ BIRAKMAK İSTİYOR'
Projenin Kazdağları'ndaki tek altın madeni projesi olmadığının altını çizen Aktaş, şöyle devam etti: "Kritik bir önemi var buranın. Hem Çanakkale'nin içme suyu kaynağı var Atikhisar barajı. O barajın su toplama havzası bu maden sahası. Buradaki dereler besliyor barajı ve alanda siyanürlü maden projesi yapmak istiyorlar. Sadece bir mebra serip koca havuzlarda altın ve gümüşü ayrıştırıyorlar. Ama sadece altın ve gümüş değil; kurşun, arsenik, civa gibi ağır metallerde ayrışıyor. Ve şirket siyanürü bırakıp altın ve gümüşü alıp gitmek istiyor. Aynı zamanda burası deprem bölgesi, yaşanacak ufak bir kazada mebranın yırtılma durum var, bizim nöbette olduğumuz zamanda iki kaza oldu. Dünya da çok felakete yol açmış örekleri var, böyle bir şey Çanakkale'deki insanların suyunu zehirleyecek hem de ekosistemi mahvedecek."
'BİR GRAM MADEN İÇİN 4 TON SU HARCIYOR ŞİRKET'
Alamos Gold'un Kazdağları'nda iki ruhsatı olduğunu hatırlatan Aktaş, birinin siyanürlü maden projesi olduğunu ifade etti. Onun dışında yerli ve yabancı şirketlere verilen yüze yakın maden ruhsatına dikkat çeken Aktaş, "Çalışma henüz yok ama her tepenin başına bir altın madeni düşüyor. Bunlar hayata geçerse Kazdağları diye bir şey kalmayacak. Yüzyıllarca kendine gelemeyecek bir tahribata yol açıyor. Öte yandan bir gram için 4 ton su harcıyorlar. İklim krizi yaşıyoruz, ilerleyen günlerde su sorunu, su kıtlığı yaşayacağız. Sadece şirketler para kazansın diye su harcamak kabul edilemez. Bundan sonraki bütün mücadeleler doğayı, her bir ağacı korumak mücadelesine dönüşecek. O yüzden herkes bulduğu ağaca sarılsın, ağacı ve ormanları korusun" dedi.
'BU ŞİRKETLER SERİ KATİL GİBİ ÇALIŞIYOR'
Ferzan Aktaş ve arkadaşları 9 aydır dayanışmayla sürdürüyor eylemlerini. Salgın nedeniyle dayanışmak isteyenleri alana almadıklarını üzülerek belirten Aktaş, salgın bittiğinde alanda buluşmak istediklerini dile getirdi. Ancak illaki dayanışmak için Kazdağları'nda olunmasına gerekmediğini kaydeden Aktaş, sosyal medya eylemlerinin devamlılığını istedi ve ekledi: "Kamuoyu tepkisi madeni durdurdu. Devam etmeliyiz, sessizleşirsek onlar da devam edecek. Bu şirketler seri katil gibi çalışıyorlar."