Kazanan Migros direnişçilerine dava açıldı: Yılmayacağız
Migros'un dayattığı kölelik koşullarını kabul etmedikleri için bir mesajla işten çıkarılan ve direnişle yanıt veren işçiler hakkında iki kez dava açıldı. Migros'un Esenyurt deposu önünde ve emek düşmanı patron Tuncay Özilhan'ın evinin bulunduğu Beykoz'da ters kelepçe işkencesiyle darp edilerek gözaltına alınan direnişçi işçilere kamu davası açıldı. ETHA'ya konuşan DGD-SEN Genel Başkanı Acar, kendileriyle dayanışmaya gelenlere de dava açıldığını söyledi ve ekledi: "Devlet istiyor ki kimse başını kaldırmasın, hakkını aramasın. Ama direneceğiz ve mücadele edeceğiz."
AKP-MHP iktidarının sermaye odaklı, emek düşmanı politikaları işçilerin haklarını gasp etmeleri için patronlara her türlü cesareti sağlamakla birlikte olanakları da sunuyor. Hakları için direnen işçiler kısa sürede kriminalize söylemlerle hedef gösterilirken, eylemlerde karşılarına polisten ordu yığılıyor. Patronun gasp ettiği haklarını isteyen işçiler darp ediliyor, tehdit ediliyor, hakarete uğruyor fakat ne hikmetse hakkında dava açılan yine işçiler oluyor.
Depo, Liman, Tersane ve Deniz İşçileri Sendikası (DGD-SEN) üyesi Esenyurt Migros depo işçileri geçen kış işyerinde uygulanan mobbinge, tacize, baskıya, kölelik düzenine ve dayatılan düşük ücrete karşı iş bırakma eylemine geçmişti. 257 işçi telefonlarına gelen bir mesajla işten atılmıştı.
İşçilerin yanıtı ise depo önünde direnişe geçmek olmuş, eylemlerini gerek Migros şubelerinde gerekse de emek düşmanı patron Tuncay Özilhan'ın Beykoz'daki villasının önünde sürdürmüştü.
Migros depo işçileri defalarca gözaltına alındı, darp edildi, ters kelepçe işkencesine maruz kaldı. Tüm saldırılara karşı işçilerin direnişi ve iradesi patronu geri adım attırmaya zorladı ve yüzde 8'lik zam talebini kabul etti.
Direnişin kazanımla sonuçlanmasını hazmedemeyen Migros, direnen 250 işçiye iki kez dava açtı. DGD-Sen Genel Başkanı Neslihan Acar, Şekerpınar depo önünde ve patron Özilhan'ın Beykoz'da bulanan evinin önünde darp edilerek gözaltına alınmalarına rağmen dava açılanın kendileri olduğunu vurguladı. ETHA'ya konuşan Acar, "2911'den dava açtılar. Taraflardan biri de Migros" dedi.
Acar, patron Özilhan'ın evinin önündeki eyleme dayanışmaya gelen İnşaat-İş, Dev Turizm-İş, TOMİS, Dev Tekstil, 4. Vardiya, Limter-iş, Kaldıraç, PTT-Sen, Boğaziçi öğrencileri ve TKP'liler hakkında da dava açıldığını belirtti.
Kendilerinin de darp edilmelerine, uğradıkları hakaret ve aldıkları tehdide ilişkin suç duyurusunda bulunduklarını ancak buna bir yanıt alamadıklarını söyleyen Acar, "İşçi arkadaşlarımız darp edildi, telefonlarına el konuldu, haklarında gözaltı kararı yokken güvenlikte bekletildi, sorguya çekildi, bizim üzerimize ifade vermeye zorlandı. Öte yandan Migros'ta çalışırken mobbing, taciz ile ilgili kadınların beyanı vardı suç duyurusunda bulundular. Bunların bir karşılığı yok. Devlet, gözaltıları hızla davaya dönüştürüyor. Devlet patron adına işçiye dava açıyor, bizi adliyede mesaiye zorluyor. Hukuksal bir dayanağı da yok. Çünkü, delil oluşmamış. Biz Şekerpınar'da yol kesmediğimiz böyle bir planımız yokken ‘yol kesme' ihtimaline karşı gözaltına alındık. Bir işçi arkadaşımızın verdiği 20'ye yakın ifade var.
Devlet istiyor ki kimse kafasını kaldırmasın, hakkını aramasın. Direniyorsanız hakkınızda dava açarım diyor. Ama biz zaten direnişe başlamadan işçi arkadaşlara yaşanacakları anlatıyoruz. Öyle yola çıkıyoruz. Baskılar yıldıramayacak, direnişi de mücadeleyi de sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.