'Kaza değil cinayet, kader değil katliam'
Kadıköy'de yan yana gelen Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, Bartın'da yaşanan maden katliamının kader olmadığını vurguladı, işçilerin kanıyla büyüyen sermaye düzenine karşı mücadele çağrısı yaptı.
İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, Bartın'da maden ocağında 41 işçinin katledilmesine tepki göstermek için Kadıköy rıhtımda bir araya geldi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Züleyha Gülüm ve Musa Piroğlu'nun yanı sıra siyasi parti, demokratik kitle örgütü temsilcileri katıldı. Eylemde, "Dün Soma, Ermenek, bugün Bartın! Kaza değil katliam" pankartı açıldı.
Eylem alanına Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Halkevleri, Emekçi Hareket Partisi (EHP) yürüyüş ve sloganlarla girdi. Yağmura rağmen kitlesel geçen eylemde, AKP-MHP iktidarının işçi katliamlarını "kader" olarak yansıttığı hatırlatılarak, bu anlayışa ve işçi katliamlarına karşı mücadele çağrısı yapıldı.
'KATLİAMDAN SİYASAL İKTİDAR SORUMLU'
Soma, Ermenek, 3. Havalimanı şantiyesi, Torunlar İnşaat ve Bartın-Amasra'da katledilen işçiler için saygı duruşunda bulunulan eylemde ortak basın açıklamasını Rüya Kurtuluş ve Deniz Bakır okudu. Yaşamını yitiren işçilere rahmet, yaralı işçilere şifa dileyen Kurtuluş, "Artık yeter" dedi. Amasra'daki TTK maden sahasındaki katliamın göz göre göre geldiğini vurgulayan Kurtuluş, Sayıştay ve TKİ raporlarında grizu riskine işaret edildiğini hatırlattı. "Hazırlanan raporlara rağmen işçinin canını patronların kasalarından daha değersiz bularak göz yuman, denetlemeyen, engellemeyen bakanlık ve siyasal iktidar bu katliamın sorumlusudur" diyen Kurtuluş, normalleştirilmeye çalışılan madenci ölümlerinin önlenebilir olduğuna dikkat çekti.
'İŞÇİ SAĞLIĞI, İŞ GÜVENLİĞİ MALİYET OLARAK GÖRÜLÜYOR'
Patronlar ve iktidarın kar için dayattığı üretim zorlaması, verimliliğin ve işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin maliyet olarak görülmesinin yıllardır madencilik sektöründe büyük katliamlara yol açtığını dile getiren Kurtuluş, şöyle devam etti: "İnsan yaşamı için alınması gereken, aklın ve bilimin öğrettiği önlemlerin, sadece ve sadece maliyet artmasın, işçilerin söz hakkı olmasın, karlarımız azalmasın diye alınmadığını biliyoruz. Tarihin en büyük iş cinayeti olan Soma'da bile tek tutuklu kalmadığının, 301 işçinin canının sorumlusu olarak kimsenin hesap vermediğinin, tek bir idarecinin bile görevden alınmadığının, iktidar sahiplerinden tek bir sorumlunun dahi istifa etmediğinin tanığıyız."
'FITRAT DEMAGOJİSİYLE EMEKÇİLERİ KANDIRMAYA ÇALIŞIYORLAR'
Deniz Bakır, işçilerin insanca yaşam talebini kar hırsına kurban eden AKP-MHP iktidarının bu katliama göz yumduğunu söyledi. "Açlık, işsizlik, hayat pahalılığı, sömürü ile her anımızı cehenneme çevirenler, itiraz edenleri, eleştirenleri, karşı çıkanları baskı ve şiddet ile bastırmaya çalışanlar bu katliamın sorumlusudur. Şimdi bir kez daha, Soma'daki ve çalışırken ölen yüzlerce işçinin ahı yerde dururken, Amasra'ya giderek gösteri yapan, gerçek yüzlerini gizleyen, her zamanki maskelerini takan, fıtrat demagojileri yapanlar emekçileri kandırmaya çalışıyorlar" diyen Bakır, gerçeğin örtülmesini kabul etmeyeceklerini vurguladı.
'VAHŞİ SERMAYE DÜZENİNİ YIKALIM'
Sadece madenlerde değil tüm iş kollarında işçi sağlığı ve iş güvenliği sisteminin çökertildiğini dile getiren Bakır, yıllardır işçileri piyasanın insafına bırakan çalışma yasalarıyla mücadele ettiklerinin altını çizdi. Bakır, şöyle devam etti: "Hayatımızı cehenneme çeviren, ölülerimizin üzerinde şatafatlı saraylar, gökdelenler, yollar, madenler inşa edenlere, her ay bir Soma'yı bize yaşatanlara tahammülümüz kalmadı artık. Artık yeter diyoruz. Herkesi daha fazla kar için daha fazla kan dökmekten çekinmeyen bu vahşi sermaye düzenini yıkmak, emeğin ve özgürlüğün iktidarını kurmak için birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz."
'BARTIN, SOMA, ERMENEK KATİLİ HÜKÜMET'
Eylem boyunca "Katil devlet hesap verecek", "Bartın, Soma, Ermenek katili hükümet", "İşçilerin birliği, sermayeyi yenecek", "Kaza değil cinayet, kader değil katliam" sloganları atıldı.