26 Kasım 2024 Salı

'Katliamın sorumlularından örgütlenerek hesap soralım'

Amasra'da 41 maden işçisinin katledilmesine Antep'te tepki gösterildi. Antep Emek ve Demokrasi Güçleri, "Kaza değil, kader değil, fıtrat değil, katliam" diye vurguladı. Amasra'daki madenin 2005 yılında imtiyaz anlaşmasıyla Erdoğan'ın telefonla uçak istediği Mehmet Hattat'ın şirketine devredildiği belirtilen eylemde, işçilere sokağa çıkma ve örgütlenme çağrısı yapıldı.


Antep Emek ve Demokrasi Güçleri, 41 işçinin katledilmesini protesto etti. Balıklı Parkında bir araya gelen emekçiler ve demokrasi güçleri adına Birtek-Sen Genel Başkanı Mehmet Türkmen açıklama yaptı.

Amasra'da devlete ait madende yaşananın kaza değil, kader değil, katliam olduğunu vurgulayan Türkmen, bunu propaganda, ajitasyon olsun diye söylemediklerini belirtti, "Bir gerçeği, herkesin görmesi gereken bir gerçeği; görmeyenin, görmezden gelenin suç ortağı olacağı bir gerçeği ifade ediyoruz" dedi. Katliam gerçeğini dile getiren, işçilerin sağlığını ve hayatını hiçe sayan patronların ve onların emrinde olan iktidarın kar hırsı, rant düzeni, denetimsizliği, kasti ihmalleri yüzünden göz göre göre yaşanan işçi katliamlarının hesabını soranların, sorumluların yargılanmasını isteyenlerin provokatörlük, acıları istismar etmekle suçlandığını belirten Türkmen, katliamın sorumlularına işaret etti.

Türkmen, "Maden ocaklarını denetlemeyen, işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini hiçe sayan, patronların sömürü çarkı dönsün diye yerinaltını üstünü işçilere mezar eden rejimin ta kendisidir! Amasra'da meydana gelen patlama için iş kazası, facia, kader diyenler veya bu toplu katliamın kurbanı olan işçileri 'maden şehidi' gibi uyduruk ifadelerle ananlar, bu olayı basitleştirmeye çalışarak asıl sorumluları ve iktidarın iş sağlığı ve güvenliği politikasını, yani resmi kurumları aklama çabası içinde olanlardır" diye konuştu.

'DENETİMSİZLİK, İHMAL, KATLİAM'
Daha önce Soma, Ermenek, Zonguldak, Balıkesir, Kozluk, Siirt ve Şırnak'ta yaşanan işçi katliamlarını hatırlatan Türkmen, "Bartın'da ölen işçiler en başta iktidarın denetimsizlik, ihmaller, daha önce yaşanan katliamlardaki cezasızlık ve sorumluları koruma politikası yüzünden ölmüştür" dedi. Amasra'daki maden ocağının 2005 yılında Türkiye Taşkömürü Kurumu'ndan rödevans (imtiyaz) anlaşmasıyla Hattat Enerji ve Maden Ticaret A.Ş. firmasına verildiği bilgisini veren Türkmen, "2019 ve 2020'de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişlerinin hiç birisi, Amasra'daki madene gidip denetim yapmamış. Peki bu şirketin sahibi kim? Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 'telefonla yerli uçak istediği işadamı' olarak bilinen Mehmet Hattat. 'Kader planı'na bakın" dedi.

KADER DİYENLER PATRONLARIN KARI VE ÇIKARINI KORUYOR
Erdoğan'ın 'kader' açıklamasını hatırlatan Türkmen, "Soma'nın üzerinden 8 yıl geçti. Şu an tutuklu sanık bulunmuyor. Yargıtay 'olası kast'tan patronlara yüzlerce yıl ceza verdi. Birileri devreye girdi. patronları kurtarmak için Yargıtay üyelerini değiştirdiler. Suçu 'bilinçli taksir'e çevirip patron Can Gürkan'ı kurtardılar. Ama Soma'nın avukatları Can Atalay ve Selçuk Kozağaçlı cezaevinde.
Bu nasıl bir kader planıdır ki, iktidar ortakları, yakınları, beşli çeteler, yandaş patronlar ülkenin yeraltı ve yerüstü bütün kaynaklarını yağmalayarak, emek sömürüsü ve işçilerin kanıyla semirerek büyürken, yerinaltında ve üstünde ölmek, aç kalmak işçilere düşmektedir" diye sordu.

20 yıllık AKP iktidarı döneminde bin 990 işçinin katledildiğini hatırlatan Türkmen, "İşçi katliamlarının baş sorumlusu olan AKP-MHP iktidarı yargı sopasıyla gerçeklerin üstünü örtmek ve toplumu sessizliğe gömmek istese de, hakikatler açığa çıkmaya ve bizler tarafından dillendirilmeye devam edecektir" dedi.

'SOKAĞA ÇIKALIM, ÖRGÜTLENELİM'
Katliamın sorumlularından, insanca yaşam talebini görmezden gelen iktidar ve patronlardan hesap sormak için sokağa çıkma ve örgütlenme çağrısı yapan Türkmen, "Bizler, maden ocaklarında ortaya çıkan denetimsizlik, dizginlenmeyen kar hırsı ve işçi sağlığı ile iş güvenliği hususlarındaki keyfiyet sonucunda ortaya çıkan Amasra'daki işçi katliamının sorumluları hesap verene kadar sesimizi yükseltmeye ve mücadele etmeye devam edeceğiz" diye vurguladı.