22 Kasım 2024 Cuma

Kandıra 1 Nolu F Tipi Hapishanesinde siyasi tutsaklara tecrit ve baskı artarak sürüyor

Kandıra 1 Nolu F Tipi Hapishanesinde son iki ayda baskı ve saldırılara yenilerinin eklendiğini, saldırıların artarak sürdüğünü belirten tutsaklar, tecrit altındaki yaşam alanlarına müdahale edildiğine dikkat çekti. Aramaların özel bir operasyona dönüştürüldüğünü ve provokasyon tavrı sergilendiğini kaydeden tutsaklar, üç kadın tutsağın cezası kesinleştiği için hücreye götürüldüğünü bunu protesto eden aralarında HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ve Diyarbakır milletvekili Semra Güzel'e soruşturma açıldığını belirtti. 

Kandıra 1 Nolu F Tipi Hapishanesi'nde bulunan tutsaklar maruz kaldıkları hak ihlallerini duyurdu. Son iki ayda tecrit ve idari gözlem kurulu uygulamalarından doğan baskı ve saldırılara yenilerinin eklendiğini belirten tutsaklar, "Ayda 3, bazen 4 kez arama adı altında odalara girilerek günlük yaşamsal ihtiyaç kapsamındaki eşyalara el konuluyor. Mont, battaniye, temizlik malzemeleri gibi kritik ihtiyaçlara el konulmasının yanı sıra, süreli yayınlar, dergiler de toplanıyor. Bunların hepsi idare izniyle içeri giren eşyalar. Kullanılan el işi malzemeleri de toplanarak soruşturma ve ceza konusu haline getiriliyor. Esas olarak her aramada tutsakların zaten çok dar ve tecrit altındaki yaşam alanlarına müdahale ederek yaşanmaz hale getirmeyi hedefliyorlar" dedi.

'ARAMALAR ÖZEL OPERASYONA DÖNÜŞTÜRÜLÜYOR'
Üst üste ve keyfi biçimde yapılan aramalarda tutsakların diyalog ve şikayetlerine rağmen idarenin provokasyon zemini yarattığını belirten tutsaklar, şunları aktardı: "Eşyalara el koyma uygulamasına hapishane ikinci müdürü B.Y doğrudan katılıyor ve aramalar genel rutin işleyişin ötesinde özel operasyona dönüştürülüyor. Cezaevinde olağanüstü hiçbir sorun ve güvenlik ihtiyacı ortadan yokken, bu operasyonlarla tahrik, provokasyon tavrı sergileniyor. Gardiyanlar aramalara mutlaka herhangi bir eşyaya el koyma hedefiyle geliyor ve idarece talimatlandırıldıkları, gerilim çıkarmayla görevlendirildikleri gözlemleniyor. Daha ciddi hak ihlalleri ve saldırılara gebe bir atmosfer hakim cezaevinde.

'3 KADIN TUTSAK TEK KİŞİLİK HÜCRELERE GÖTÜRÜLDÜ'
"23 Ekim'de 3 kadın tutsak (Dilber Tanrıkulu, Gülşen Bahadır, Zozan Kutum) ağırlaştırılmış müebbet cezaları kesinleştiği gerekçesiyle tek kişilik hücrelere götürüldü. Ne var ki Garibe Gezer'in aynı bölümdeki hücrelerden birinde intihar etmesi hafızalarda hala taze ve üç kadının kapatıldıkları hücreler, herhangi bir insanın yaşamasına uygun değil. Garibe Gezer'den sonra bir adli kadın mahpusta yaşamına son vermişti. Tekli hücrelerdeki intihar olaylarından sonra gelişen tepkiler ve kamuoyu sonucu İl İnsan Hakları İzleme Kurulu inceleme yapmıştı. Kurul, inceleme sonucu hücrelerin 'uzun süreli yaşamaya uygun olmadığı' yönünde rapor açıklayarak, aslında beş metrekarelik yerlerin özel süreli ceza hücresi kategorisinde olduğunu da işaret ediyordu. İnsani tepki ve çabaların etkisiyle kısa süre boş kalan hücreler, bir işkence ve ölüm mekanı olarak yeniden kadın siyasi tutsaklarla dolduruldu. Kadınlar tecrit içinde özel tecrit, ceza içinde özel ceza uygulamasına tabi tutuluyor.

YÜKSEKDAĞ'IN DA ARALARINDA OLDUĞU TUTSAKLARA SORUŞTURMA AÇILDI
"Üç kadın mahpusun hücrelere götürüldüğü 23 Ekim günü temel yaşam hakkına sahip çıkmak doğabilecek trajik sonuçlara dikkat çekmek için durumu protesto eden tutsaklar hakkına ise ceza istemiyle soruşturma açıldı. Aralarında HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Diyarbakır milletvekili Semra Güzel'in de bulunduğu 17 kadın cezalandırılmak isteniyor. Gerekçe; 'baskılar, hücreler bizi yıldıramaz' sloganı atarak, kapılara vurmak. İdare görüşme ve diyalog taleplerine yanıt vermedi ve görüşme ısrarlarına 'kurumda hiçbir müdür, idareci yok' bildirimiyle dönüş yaptı. Bu tavır hücrelere gönderilen kadınların hayatının kısıtlı olarak riske atıldığını akıllara getirdi.İdarenin bilinçli ve sistematik olarak provokasyon yaratma tutumu sürüyor. Hapishanede bulunan kadın siyasetçilere yönelim üzerinden, var olan gerilim tırmandırma eğilimi de dikkat çekiyor."