4 Ekim 2024 Cuma

Kanal İstanbul Projesi'nde bilim insanlarına baskı deşifre oldu

TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu, Kanal İstanbul Projesi'nin ÇED olumlu kararının iptali için açılan davada, bilirkişi görevinden istifa eden bilim insanının projenin şaibeli olduğunu ortaya çıkardığını kaydetti. Açıklamada, projenin derhal iptali istendi. 

TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu, Kanal İstanbul Projesi'ne karşı açtıkları "Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu" kararının iptali davasına ilişkin açıklama yaptı. 

Mahkemenin ara kararı ile uyuşmazlığın teknik yönden açığa kavuşturulabilmesi için alanında uzman bilirkişilerin görüşüne başvurulması için keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği hatırlatılan açıklamada, mahkeme tarafından atanan bilirkişi isimlerinin bir kısmına ise tarafsız ve objektif olmayacakları kanaatiyle itiraz edildiğini, bu nedenle de mahkemeden yeni bir bilirkişi heyeti atanmasının istendiği kaydedildi. 

'BİLİRKİŞİLİK GÖREVİNDEN AFFINI TALEP ETTİ'
Açıklamada, mahkeme tarafından bilirkişi heyetine Yıldız Teknik Üniversitesi akademisyenleri arasından seçilen bir bilim insanının mahkemeye projenin seyrini değiştirecek beyanlarda bulunarak bilirkişilik görevinden affını talep ettiği belirtildi. Açıklamada, "Söz konusu beyanda; Karayolları İstanbul Bölge Müdürlüğünden bir kişiyle birlikte özel bir firma yetkilisinin söz konusu isimle irtibata geçerek Kanal İstanbul Projesini anlattıkları ve İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ile birlikte iki tane de Vakıf Üniversitesi olmak üzere dört üniversiteden teknik rapor almak istediklerini belirttikleri; kendilerinden talep edilenin Karayolları Bölge Müdürlüğü'nün topoğrafyaya göre kabaca ve yaklaşık olarak belirlediği dört güzergahtan hidrolojik ve çevresel etkilerinin en az olacağı güzergahın tespit edilmesi olduğu ifade edilmiştir. Ardından, raporun kendilerince hazırlandığı ancak raporun yetkililerce uygun bulunmadığı ve yeniden düzenlenilmesi talebinde bulunulduğu belirtilmiştir. Buna karşın ise kendilerinin bunun bilimsel rapor olduğunu ifade ettikleri ve söz konusu düzenlemeyi kabul etmedikleri söylenmiştir" denildi.

'GÖRÜŞÜNE İLİŞKİN ÜSTÜ ÖRTÜLÜ VE AÇIK TEHDİTLER ALDI'
Yine aynı beyanda, kendisinin yazmış olduğu raporun İTÜ'de deşifre edildiği ve görüşü ile ilgili olarak açık ve üstü kapalı tehditler aldığını anlattığı aktarılan açıklamada, "Devamında, söz konusu ismin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Mūdürlüğü'nün Barbaros Bulvarındaki binasında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı yetkililerinin katılımıyla İTÜ'deki diğer hocalarla birlikte gayri resmi bir toplantıya çağrıldığı, bu toplantıda kendilerinden güzergahla ilgili çekincelerini detaylıca incelemelerinin ve tekrar değerlendirmelerinin talep edildiği; buna karşın kendisinin çalışmadan ayrıldığı, İTÜ'deki akademik grubun ise bu istek doğrultusunda çalışmalarına devam ettiği belirtilmiştir" diye belirtildi.

'ÇED RAPORU ŞAİBELİDİR'
Projenin ÇED Raporu'nun şaibeli olduğunun altı çizilen açıklamada, kamu yararı adı altında yapılacağı söylenen etki alanı böylesine geniş bir projede bilim yolsuzluğunun yapılmasının asla kabul edilemeyeceği vurgulandı. Kanal İstanbul Projesi ÇED sürecinin derhal sona erdirilmesi ve projeye karşı açılan tüm davaların akabinde düşürülmesi gerektiği vurgulanan açıklama, şu ifadelerle devam etti: 

'PROJE İPTAL EDİLMELİDİR'
"Yönlendirilmiş ve bilimsel olmayan verilerle bezenmiş ÇED Raporu, süreci baştan hatalı kılmaktadır ve süreç yok hükmündedir. Bir kez daha ifade ediyoruz, Kanal İstanbul Projesi'nin ÇED sürec hukuka, bilimsel ve teknik esaslara aykırı yürütülmüştür ve bu süreç neticesinde hazırlanan ÇED Raporu hatalıdır. Bu durum, projenin yol açacağı çevresel tahribatı ve bu tahribatın telafisini imkansız kılmaktadır. Projeye, yönlendirilmiş ve gerçeği yansıtmayan görüş bildiren akademisyenlerin meslek etiği mutlaka sorgulanmalı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı başta olmak üzere ilgili tüm kamu kuruluşları üzerilerindeki şaibeyi kaldıracak adımı atarak bu projeyi iptal etmelidir. 

Topluma karşı duymuş olduğumuz sorumluluk gereği tüm gerçekleri kamuoyuyla paylaşmayı bir borç bilir, halkımızın kenti ve ülkesi hakkında söz hakkı talep ederek sürece dahil olmasını temenni ederiz. Projeye karşı itirazlarını dile getiren yüzbinlerce insan adına, meslek etiğini göz ardı etmeyen, tüm baskı ve tehditlere karşın bilimsel olanda ısrar eden ve yaşadığı süreci açık yüreklilikle dile getiren hocamıza ayrıca teşekkür ediyoruz."