Kafe bar çalışanları: Nakdi destek yapılsın, kira ve faturalar ertelensin
Korona önlemleri kapsamında AVM'ler hala hizmet verirken, AVM'ler dışında kalan kafe-bar gibi mekanlarda hizmet durduruldu. Binlerce iş yeri kapandığı için çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu milyonlarca çalışan işsiz kaldı. Bu alanda çalışanlar, Kafe-Bar Çalışanları Dayanışması'nı kurdu. Salgın döneminde acil talepleri: Devletin nakdi destek sunması, kira ve fatura ödemelerinin ertelenmesi."
Korona salgının yeniden artmasıyla birlikte, AKP iktidarı "yeni önlemler" paketini açıkladı. İktidar bir kez daha bilim insanları ve sağlık örgütlerinin önerilerini dikkate almadı. Fabrikalar da AVM'ler de açık. Ancak, hizmet sektörü başta olmak üzere birçok iş yeri kapatıldı.
Sermayenin ihtiyaçları göz önünde bulundurularak alınan önlemler nedeniyle, hizmet sektörü başta olmak üzere birçok alanda küçük esnaf batmış durumda. İşletme sahipleri ve bu alanda çalışan milyonlarca kişi, bugün yaşamını sürdüremeyecek noktaya geldi.
DİSK-AR'ın verilerine göre geniş tanımlı işsiz sayısı 9,6 milyon, Covid-19'un etkisiyle işsizlik ve iş kaybı toplam 10,5 milyon. Bu dönem istihdam 975 bin azaldı, ümitsiz işçi sayısı ise yüzde 117 arttı.
İşsiz sayısının büyük bir kısmını hizmet sektöründe çalışanlar oluşturuyor. Bu sektörde sigortasız çalıştırma yaygın olduğu için, tam olarak kaç kişinin çalıştığı tespit edilemiyor. Ancak resmi olmayan verilere göre toplam çalışan sayısının 4 milyona yakın olduğu tahmin ediliyor.
Pandemi önlemleri nedeniyle işsiz kalan, ekonomik sorunlarla birlikte neredeyse tüm sosyal hayatları da biten kafe-bar çalışanları, bugünlerde yaşadıkları sorunların çözümü için sokaklarda. Kafe-Bar Çalışanları Dayanışması adı altında örgütlenen, çoğunluğunu da gençlerin oluşturduğu emekçiler, taleplerinin yerine getirilmesini istiyor.
'BİRBİRİMİZLE DAYANIŞIYORUZ AMA KOLAY OLMUYOR'
Kafe-Bar Çalışanları Dayanışması'ndan Göksu Uyar ve Betül Topkaya ile pandemi öncesi ve sonrasında yaşadıkları sorunlar ve bugün bakımından taleplerini konuştuk.
2.5 yıldır kahvaltı sektöründe çalışan, toplamda ise 5 yıldır hizmet alanında olan Göksu Uyar, çalışma alanlarında yaşadıkları sorunların, pandemi ile katlandığını söyledi. Kafe ve barlarda daha çok üniversite öğrencileri ya da yeni mezun olan gençlerin çalıştığını kaydeden Uyar, "Bu sektörde çalışanların ağırlıklı kısmını gençler oluşturuyor. Aynı sektörde çalışıp, aynı evlerde kalıyoruz. Bu nedenle hiçbir arkadaşımız evini geçindiremiyor. Kiraların ve faturalarını ödeyemiyor. Birçok arkadaşımız, yeniden ailelerinin yanına dönmek zorunda kaldı. Birbirimizle dayanışıyoruz, komün halde yaşamaya çalışıyoruz ama kolay olmuyor. Çünkü hepimizin koşulları aynı" dedi.
TEMEL TALEPLER: NAKDİ DESTEK, KİRA VE FATURALARIN ERTELENMESİ
Temel sorunları olan düşük ücret, sigortasız çalıştırılma, kendilerine verilen tiplere (bahşiş) patron tarafından el konulması ve esnek çalışma saatlerinin çözümü için pandemiden önce bir araya gelerek tartıştıklarını söyleyen Uyar, Taksim, Kadıköy ve Beşiktaş'ta çok sayıda iş yeri ile görüştüklerini aktardı. Özellikle sigortalarının yapılması için talepte bulunduklarını kaydetti.
"Pandemi ile birlikte artık çalışamıyoruz" diyen Uyar, şimdi en temel taleplerinin ise sigortalı ya da sigortasız fark etmez her çalışana nakdi destek yapılması olduğunu vurguladı. Uyar, şunları söyledi: "Bunu devletten istiyoruz. Çünkü bir yıkım yaşıyoruz. Bu sektörde çalışan arkadaşlarımız için sosyal hayat bitmiş durumda. Aslında bu alanda çalışan arkadaşlarımız, sadece cumartesi ve pazar değil, her gün karantina yaşıyor. Çünkü evden çıkamıyor.
İkinci talebimiz ise sağlık. Önlem deniliyor ama bizim için bunun bir karşılığı yok. Çünkü ezici çoğunluğumuzun sigortası yok. Salgın arttı. Bugün herhangi bir durumda hastaneye gitme şansımız yok. Bir diğer talebimiz ise kira ve faturalarımızın ertelenmesi."
'KADIKÖY, BEŞİKTAŞ, TAKSİM BİZİM İÇİN 'ÖZGÜRLÜK ALANI' DEĞİL'
Pandemiden önce çalışma alanında yaşadıkları sorunların çözümü için bir araya geldiklerini ifade eden Uyar, şunları söyledi: "Herkesin bildiği Kadıköy, Beşiktaş, Taksim 'özgürlük alanı.' Ama bu iş çalışanlar için öyle değil. İşletme sahipleri kendi kafalarına göre ne yapmak istiyorlarsa, o an ne işlerine geliyorsa sizi öyle çalıştırıyor. Örneğin Kadıköy'de bir kafe 65 TL'ye çalıştırıyor, diğeri 110-120 TL'ye. Barlarda çalışan arkadaşlar zaten farklı ücretler alıyor."
Ekonomik olarak bir gelirleri olmadığı için sosyal yaşamlarının da bittiğini kaydeden Uyar, "Arkadaşlarımızın bir çoğunda anksiyete var, gelecek kaygısı çok derin" dedi.
'BİR YIL İÇİN 40 YIL SUSAMAYIZ, MÜCADELEDEN BAŞKA ŞANSIMIZ YOK'
Yaşadıkları sorunların kökten çözülebilmesi için örgütlenmelerinin çok önemli olduğunu vurgulayan Uyar, sözlerini şöyle tamamladı: "Biz onur mücadelesi veriyoruz. Şimdi buraya yatırım yapmaya çalışıyoruz. Ekonomik taleplerin öyle ya da böyle karşılığını alabiliriz ama yine yetmeyecek. Ama işçinin, emekçinin, bizlerin hayatlarını örgütlü hale getirebiliriz. Buna karşı daha fazla mücadele verebilir, kolektif iradeler oluşturabiliriz. Bunlarla uğraşıyoruz.
Hakikaten geldiğimiz noktada çok basit bir hesap var; sigortalı ya da sigortasız çalışsak da, yılda 15 gün izin yapabildiğinizi düşünün. Geriye kalan ömrümüzde çalışsak, ancak 70 yaşına kadar. Çünkü emeklilik de artık hayal. Biz tüm çalışma hayatımızda sadece bir sene var olabiliyoruz izinlerle beraber. Hakikaten bizim mücadele etmekten başka bir şansımız yok. Bir yıl için 40 yıl susamayız herhalde!..."
TOPKAYA: GENÇ KADINLAR BAKIMINDAN KOŞULLAR DAHA ZOR
Betül Topkaya ise İstanbul Üniversitesi psikoloji bölümünden yeni mezun olmuş. Bir süre kendi alanında iş aramış ancak, zaten istihdam alanı geniş olmadığı için iş bulamamış.
Kendi alanında iş bulamadığı için kafede çalışmaya başladığını söyleyen Topkaya, "En büyük kaygımız ve sıkıntımız geçinememek. Bununla beraber kendini var edememe de var, özellikle bu dönem. Evlere hapsolduğumuz ve elimizin kolumuzun bağlandığı bir dönem. Üretim yapamıyoruz, çalışamıyoruz" dedi.
İktidarın doğru bir planlama yapmadan kararlar aldığını kaydeden Topkaya, "İnsanlar ne yapacağını bilemiyor. 'Yarınki yemeğimi hangi parayla yaparım' sorusunun yanıtını veremiyor" diye konuştu.
Kafe bar sektöründe çalışan gençlerin çoğunun ailelerinden ayrı, kendi ayaklar üzerine durmaya çalıştıklarını belirten Topkaya, bu sektörde çalışanlarının çoğunluğunu genç kadınların oluşturduğunu söyledi. İşyerleri kapatıldığı için birçok kişinin ailesinin yanına dönmek zorunda kaldığını ifade eden Topkaya, "Kadın olmak burada başka bir fark yaratıyor. Çoğu genç kadın özgürlüğünü kazanmak için çalışmak zorunda. İşsiz kalmak demek tekrar aile evine dönmek ve yeniden bir bağımlılığı getiriyor. Aslında tırnaklarınla edindiğin özgürlüğünden de bir şeyler götürüyor" şeklinde konuştu.
Sektörde koşulların zaten genç kadınlar bakımından zorlu olduğunu ifade eden Topkaya, cinsiyetçi yaklaşımların yaygın olduğunu belirtti.
"En temel talebimiz insani koşullarda yaşamak" diyen Topkaya, ekledi: "Bunun da bir koşulu nakdi desteğin sağlanması. Ücretsiz izne çıkarılan arkadaşlarımızın ücretli izne çıkarılması."