Kadınların tarihinden: İzlanda grevi
İzlanda'da kadınlar 1975 yılının 24 Ekim'inde hayatı durdurdu. İşe gitmedi, yemek yapmadı, çocuk bakmadı. Böylece kadınlar, ev içindeki emeğinin görünmesini isterken, işyerlerinde "ücret eşitsizliğine" isyan etti. Ülke nüfusunun 220 bin olduğu ülkede 25 bin kadın eyleme katıldı.
Birleşmiş Milletler, 1975 yılını "Kadınların Yılı" ilan etti. Bunun üzerine İzlanda'daki kadın örgütleri ne yapabileceklerini konuşmak üzere bir araya geldi.
Kadınlar, erkekler ile aynı işi yapmalarına rağmen düşük ücret alıyordu. Ayrıca ev içinde harcadıkları emeğin sözü bile edilmiyordu.
"Kızıl Çoraplar" adlı kadın grubu, "grev" fikrini gündeme getirdi. Böylece, kadınların emeğini evden ve işyerinden çektiklerinde nelerin yaşanabileceğini gösterebileceklerdi.
Grev önerisi tartışmaların sonunda kabul edildi. Ancak, çalışan kadınların işten atılmasını engellemek için grev yerine "izin" kelimesinin kullanılmasına karar verdiler.
24 Ekim'de gerçekleşti. O gün kadınlar, ellerini hiçbir şeye sürmedi,iİşe gitmedi, mutfak önlüklerini giymedi, yemek yapmadı, çocuk bakmadı. Çocuk bakıcıları kadınlar da greve katılınca, çocuk bakımı babalara kaldı. Erkekler, çocuklarını iş yerlerine götürmek zorunda kaldılar. 24 Ekim kadınların "direniş ve zafer", erkeklerin ise "Bitmeyen Cuma"sı oldu.
Reykjavik’teki eyleme 25 bin kadın katıldı.
Ülke nüfusunun yaklaşık 220 bin olduğu düşünüldüğünde bu sayı muazzamdı.
Grevden beş yıl sonra boşanmış bir anne olan Vigdis Finnbogadottir'in dünyanın "ilk kadın başbakanı" olarak seçilmesinin de, kadınların grevi ile ilgili olduğu İzlanda kamuoyunda hala hakim bir düşünce.