25 Kasım 2024 Pazartesi

Kadınlar haykırdı: İstismarın sorumlusu devlettir

Kartal'da bulunan Anadolu Adliyesi önünde buluşan kadınlar, "erken evlilik" adı altında çocuk yaşta evlendirilen H.K.G.'nin yıllarca sistematik cinsel istismara uğramasının tek sorumlusunun Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel'in olmadığını kaydetti. İktidarın politikaları sonucu çocukların istismara maruz kaldığını vurgulayan kadınlar, çocuklar özgür yaşayana kadar mücadeleyi sürdüreceklerini ve susmayacaklarını kaydetti.

Kızının yıllarca çocuk istismarına uğramasını sağlayan Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel, Kartal'daki Anadolu Adliyesinde hakim karşısına çıkacak. Kadınlar duruşma öncesi adliye önünde yaptıkları açıklamada, çocuk istismarının politik olduğunu ve istismarcıların aklanmasına izin vermeyeceklerini kaydetti.

Cemaatlere, tarikatlara karşı hiçbir çocuğun, hiçbir kadının yalnız olmadığının altını çizen kadınlar, mücadeleyi yükselteceklerini belirtti. "Erkek adalet değil, gerçek adalet", "İstismarı aklama, suça ortak olma", "Yaşasın kadın dayanışması", "Asla yalnız yürümeyeceksin" sloganlarının sık sık atıldığı eyleme HDP Milletvekilleri Oya Ersoy, Züleyha Gülüm, Hüda Kaya, Filiz Kerestecioğlu, SKM Genel Sözcüsü Çiçek Otlu, EHP Sözcüsü Özge Akman, KCDP Genel Sekreteri Fidan Ataselim ve kent dışından gelen çok sayıda kadın katıldı.

Eylemde, "Erkek, tarikat, cemaat istismar ediyor; devlet istismarcıyı koruyor" ana pankartının açıldığı eylemde çocuk istismarına tepki gösteren çok sayıda pankart ve dövizler de taşındı.

ATASELİM: İKTİDARIN POLİTİKALARI SONUCU ÇOCUKLAR İSTİSMARA UĞRUYOR
Eylemde ilk olarak söz alan KCDP Genel Sekreteri Fidan Ataselim, istismarı örtenlerin, çocukların üstün yararını gözetecek yasaları uygulamayanların bu istismarın ortağı olduğunu kaydetti. Çocukların, kadınların nasıl konumlanacağının bu sistemde bir politika olduğunu söyleyen Ataselim, Ensar Vakfı'nda çocukların istismara uğraması sonrası bakanın "bir kereden bir şey olmaz" sözlerini hatırlattı, devam etti: "Bu siyasi iktidarın politikaları sonucunda çocuklar istismara uğradı. Meselesinin bir başka boyutu daha var, nerede daha çok yaşanıyor bu durumlar, hangi yurtlarda çocuklar intihara sürükleniyor. Tarikatlar ve cemaatlerin bu ülkedeki etkisini, yetkisini bütün kamu kurumlarına nasıl çöktüklerini bilmiyor muyuz?"

KBG: MÜNFERİT BİR OLAY DEĞİL ARTIK YETER
KBG adına Cemile Baklacı basın metnini okudu. Devlete görevinin tarikatları değil; çocukları, kadınları korumak olduğunu bir kez daha hatırlatan Baklacı, H.K.G.'nin 14 yaşındayken gittiği hastanede, yaşı reşit birinden aldıkları örnekle  çarpıtılmış belge hazırlayanlardan, takipsizlik kararı veren savcılığa hepsinin bu suça ortak olduğunu kaydetti. "Erken yaşta evlilik" diyerek çocuk istismarının adını koymayanların, "küçüğün rızası" diyenlerin, bunu meşrulaştırmaya kalkan TCK 103 düzenlemelerini defalarca kadınların önüne getirenlerin,  cemaatlerdeki istismarı derinlemesine araştırmayan bakanlıkların denetimsizce kaynak ve yer tahsis eden kamu kurumlarının da bu suçun ortağı olduğunun altıın çizdi Baklacı ve "Bu yaşanan münferit bir olay değil, artık yeter" vurgusu yaptı.

'FAİLLER HESAP VERENE KADAR SUSMAYACAĞIZ'
Tarikat ve cemaat yurtlarında yaşanan ve devlet tarafından üstü örtülmek istenen istismarları hatırlatan Baklacı, bugünkü davada da, H.K.G.'nin suç duyurusu başka bir savcının elinde iki yıl süründükten sonra soruşturmayı devralıp iddianameye dönüştüren savcının görev yerinin değiştirildiğini belirti. Baklacı, "Biz kadınlar, erkek adalet değil, gerçek adalet demek için buradayız. Bu davanın takipçisiyiz ve biliyoruz ki birlikte güçlüyüz. Sadece suçun birinci dereceden failleri değil görevini yerine getirmeyen tüm kamu yetkilileri de hesap verene kadar ses çıkarmaya devam edeceğiz. Görevi istismarı önlemek olanların 'ama biz koruma kararı almıştık' diyerek işin içinden çıkmasını kabul etmiyoruz" ifadelerini kullandı.

'ÇOCUKLAR GÜVENDE YAŞAYABİLENE KADAR MÜCADELEDEYİZ'
İstismara aileler, toplum, dini vakıflar, yargı ve bütün kurumlarıyla devletin ortak olduğunun atını çizen Baklacı, şöyle devam etti: "Artık yeter! Biz kadınlar, LGBTİ+'lar birbirimize, mücadelemize güveniyoruz. Tüm çocukların yoksulluktan uzak, eşit ve özgür yaşayabileceği bir dünya için isyanımız. Bu isyan hepimizin. Tüm sorumlular yargılanıp cezasını alana, bu devletin derinlerine nüfuz etmiş suç şebekeleri ortadan kaldırılana, çocuklar güvenle yaşayabilene kadar kadın dayanışmamızla, mücadelemizle buradayız, sokaklardayız."

Eylem sloganlarla sona ererken kadınlar davayı takip etmek için adliyeye geçti.