6 Ekim 2024 Pazar

Kadınlar Cengiz'e ve AKP'nin talan projelerine yol vermiyor

İşkencedere Vadisi'nde Cengiz İnşaat'ın talan projesine karşı halkın direnişi devam ediyor. Sokağa çıkma yasağını tanımayan kadınlar ve halk, tapulu arazilerinin bilgileri dışında kamulaştırılarak Cengiz İnşaat'a peşkeş çekildiğini söyledi, şirketi koruyan askerlere ve devlete tepki gösterdi. Direniş alanını terk etmeyen kadınlar, "Biz buraya bekçiyiz. Yol vermeyeceğiz. Taş vermeyeceğiz" sözleriyle kararlılıklarını ifade etti.

Rize'nin İkizdere İlçesi'nde bulunan İşkencedere Vadisi'nde Cengiz İnşaat devletin koruması altında doğa katliamına devam ediyor. Bölgede OHAL ilan edilmiş, asker bölgeyi abluka altına almış durumda. Bölgede Cengiz İnşaat'ın yanı sıra iki katliam projesi daha devam ediyor. İşkencedere Vadisi'ni talan projelerine karşı halkın direnişi de sürüyor. Direnişte yer alan kadınlar, "Buradan kadınlar yol vermeyecek. Biz buraya bekçiyiz. Yol vermeyeceğiz. Taş vermeyeceğiz" sözleriyle kararlılıklarını ifade etti.

Cengiz İnşaat'a verilen arazinin tam olarak hangi alanı kapsadığı konusunda köylülere bilgi verilmezken, talan projesi, bal üretimi yapılan bölgede ve köylülere ait çay bahçelerinin olduğu alanda sürdürülüyor. Tapulu çay bahçeleri ise köylülere bilgi verilmeden AKP-MHP iktidarı tarafından kamulaştırılarak, Cengiz İnşaat'a peşkeş çekildi.

ARICILIK YOK EDİLİYOR
Bölgede arıcılık yapanlar, binden fazla kovanları olduğunu ve yılda 2 ton deli bal, kestane balı diye adlandırılan bal çeşitleri üretimi yaptıklarını anlattı. Arıların 312 çeşit çiçekten bal yaptıklarını söyledi. Cengiz İnşaat'ın taş ocaklarıyla buradaki arıcılığın ve endemik yapının sona ereceğine dikkat çekti.

Başından itibaren köylülerle birlikte direnişte olan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Murat Çepni de 'çok kıymetli' diye tarif ettiği 'deli bal' üretiminin taş ocağı yapımıyla sona ereceğine dikkat çekti. Çepni, "Bölge bir bal cenneti, taş ocağının yapılacağı alanda 'deli bal' denilen çok kıymetli bir bal üretiliyor. Onu simgelemek amacıyla işleyen petekleri alana koydular. Köylüler buradan ayrılmayacaklarını kaydediyor. Biz de tüm kamuoyuna dayanışma çağrısı yapıyoruz" dedi. 

'IRMAĞININ AKIŞINA ÖLÜRÜM DİYENLER DEREYİ YOK ETMEYE ÇALIŞIYOR'
İş makinalarının doğa katliamına başladığı alanda aynı zamanda köyün su ihtiyacını da karşılayan dere bulunuyor. Taş ocağı uğruna su kaynaklarının yok edileceğine dikkat çeken köylüler buna izin vermeyeceklerini söyledi.

Nöbet alanında bulunan bir direnişçi, "Irmağının akışına ölürüm diyen soytarılar bugün bu dereyi yok etmeye çalışıyor. Ne oldu, ırmağının akışına ölüyorsunuz, türküler yapıp, siz askere gitmiyorsunuz, bizim askere gönderdiğimiz çocukları karşımıza getiriyorsunuz" diye tepki gösterdi.

Bir başka direnişçi ise, "Kendi çıkarları uğruna bu güzel doğamızı katledecekler. Suyun ne kadar değerli olduğunu bildikleri halde bunun görünmesini engelliyorlar. Bu doğayı katledenler, yarın çocuklarına torunlarına nasıl hesap verecek" diye konuştu.

TARIM ARAZİLERİ KAMULAŞTIRILDI
Cengiz İnşaat'ın proje için dosyaya koyduğu resimde ağaçların bulunmadığı kurak bir arazide çalışma yapılacakmış gibi gösterildiğine dikkat çeken köylüler, "Bakın burada öyle bir alan var mı. Burada çaylıklarımız ve ağaçlarla dolu ormanlık arazi var" diyerek yalan dolan üzerine kurulan talan projesine izin vermeyeceklerini bir kez daha dile getirdi.

Taş ocağı yapılmak istenen bölgede köylünün tapulu çay bahçeleri olduğunu ve bu bölgeden yılda yaklaşık 120 ton çay toplandığını aktaran direnişçi köylüler, "Halk göç etmek zorunda kalacak. Doğa katliamının yanı sıra halkın geçim kaynakları yok edilmek isteniyor" diyerek bu projenin aynı zaman sürgün anlamına geldiğine işaret etti.

KADINLAR TAŞ OCAĞINA YOL VERMEYECEK
Direnişin temel dinamiği olan kadınlar en kararlı kitle. Genci, yaşlısı, kadınlar alanı hiç terk etmiyor. Taş ocağının kurulacağı bölgede tapulu çay bahçeleri olduğunu hatırlatan kadınlar, "Bizim büyüklerimiz buraları açlıkla, sefaletle, ne şartlarda yapmış. Sırtımızda toprak taşıdık ettik bu çaylıkları. Şimdi gelmiş verecekler onları taş ocağına. Ben hiçbir yere gitmeyeceğim. Çaylarımı çocuklarım gibi büyüttüm ben nasıl gideyim buradan. Neye istinaden bu köyü peşkeş çekmiş, bilmiyorum" diyerek hem tepkilerini hem kararlılıklarını dile getirdi.

Tapulu arazilerinin kendilerine bilgi verilmeden kamulaştırıldığını ve Cengiz İnşaat'a peşkeş çekildiğini söyleyen direnişçi kadınlar, "Biz yeni fark ettik, el altından satılmış, halka haber verilmemiş. Devlet kamulaştırırken hiç sordu mu siz malınızı veriyor musunuz? Başbakan olduğu dönem çağrı yapıyordu, 'köyden çıkmayın, terk etmeyin, ben size destek vereceğim' diyordu. Bizi köyü bunlara peşkeş çekmek için bekletti. 'Hayvancılık yapın' dedin hayvancılık ettik. 'Köye durun' dedin köyde durduk. Şimdi de satıyorsun buraları. Bir de dilenci gibi patates soğan dağıtıyor halka. Buralar bizim tapulu arazilerimiz. Benim köyümü satıyorsun bana sordun mu? Benim arazimi satıyorsun, benim yetkimi sen kullanıyorsun, benim yerime imza veriyorsun. Ben sana böyle bir yetki vermedim" diyerek isyan etti.

'ASKER OLMUŞ MÜTEAHHİDİN ASKERİ'
Kadınlar Cengiz İnşaat'ı korumak için bölgeye gelen askere de tepkili. Askere tepki gösteren direnişçi kadınlardan biri şunları söyledi: "Çekim yapıyorum, üstüme yürüyor. Bağırıyorum üstüme yürüyor. Komutana dedim sen bana müdahale edemezsin, çekim de yaparım bağırırım da. Ben hakkımı arıyorum, koruyorum. Askerden soğumaya başladım. Ben canımı dişime takmışım bu ülkeye rütbeli asker yetiştirmişim. Şimdi diyeceğim ona bırak, gerek yok. Asker olmuş müteahhidin askeri."

Komutanın pandemi yasaklarını gerekçe göstererek alanı terk etmelerini istediğini, ceza yazmakla tehdit ettiğini anlatan direnişçi kadınlar, "Biz hastalığı falan bıraktık, buradan ayrılmayacağız, yerimizi vermeyeceğiz. Gelmeyin hastalık var diyor. Pandemi dolayısıyla ceza yazacakmış bizi korkutmaya çalışıyor. Kendileri de gelmiş buraya dip dibe onlara yasak yok. Onlara pandemi yok, biz de var. Biz malımızı kurtarmaya geldik" diye konuştu.

'YEDİKLERİ YETMEDİ SIRA VADİYE GELDİ'
Direnişçi kadınlar devletin talan projeleri karşısında geri adım atmayacaklarını sık sık dile getiriyor. Son olarak direniş alanını hiçbir koşulda terk etmeyen kadınların kararlılık ifade eden sözlerine ve çağrılarına kulak verelim: "Yedikleri, içtikleri yetmedi şimdi bu vadiye geldi sıra. Bakalım geçebilecekler mi buradan. Yemin ederim dağları aşağıya indiririz. Biz buraya bekçiyiz. Buradan kadınlar yol vermeyecek. Biz bir ağaç kesmeye korkuyoruz. O kadar ağacı nasıl kesecekler taş ocağı için. Buraya destek verin."