Kadın Komünarlar: Mücadelemiz, tüm zamanlar bizim olsun diye...
DKP/Birlik-Kadın Komünarlar, "Ufkumuzda geleceğin kadın özgürlük zamanları -yani komünizm- ile, erkek egemen tüm kurumları, yapıları, ilişkileri son atomuna kadar parçalayıp yok etmek için savaşacağız!" dedi.
Devrimci Komünarlar Partisi/Birlik-Kadın Komünarlar, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ile ilgili olarak yazılı açıklama yaptı. "Mücadelemiz, tüm zamanlar bizim olsun diye" denilen açıklamada, 8 Mart'ın tarihsel süreci hatırlatılarak, "8 Mart, kadınların özgürlük taleplerini hep birlikte haykırdıkları, zamanı ele geçirmek için hamle yaptıkları, erkek egemenlikçi kapitalist sisteme karşı mücadelelerinin simgesi olan bir gün olarak bugünlere kadar geldi" ifadelerine yer verildi.
"Patriyarkal kapitalist sistemin tüm yapı ve kurumları -en başta da faşist devletin kendisi-; erk'ini 'hane içi'nden sokağa, okula, işyerine kadar yaşamın her alanında korumak ve kollamak isteyen erkekler, her yol ve yöntemle mevcut düzen sürgit gitsin diye uğraşıyorlar. Şiddetinden, tacizine, tecavüzüne, cinayetlerine kadar baskı ve zor mekanizmaların tümü kadınları hizaya getirmek için devrededir" denilen açıklamada, dünyada artan kadın isyanları ve direnişleri hatırlatılarak şu ifadelere yer verildi:
"Erkek egemenlikçi kapitalist sistem, ülkedeki faşist iktidar ve devleti, varlığını kadın düşmanlığı üzerinden yeniden üretiyor. Savaşımız aynı zamanda sadece saldırılara karşı değil geleceğimizi fethetme mücadelesidir. Erkek egemenliğini ve erkek egemen kapitalist sistemi, faşist devleti soyut söylemlerle değil doğrudan hedefe koyacak; gecelerimizi de gündüzlerimizi de özgürleştirmek için mücadele edeceğiz!"
"Biz, cins bilincini, ancak kendimizi siyasal bir özne olarak inşa etmek için mücadele ettiğimizde kazanabiliriz. Eyleyerek dönüşür ve dönüştürürüz" diyen Kadın Komünarlar açıklamasında, "Bedenimize, emeğimize, kimliğimize yönelen her saldırıya karşı amansızca kavgaya girişeceğiz" ifadelerine yer verildi.
"Biz, patriyarkal kapitalist dünyanın, değerler sistemine artık hapsolmak istemiyoruz. Kendi kararlarımızı kendimiz vermek istiyoruz. Nasıl giyinip dolaşacağımıza, nasıl konuşup güleceğimize... biz karar vermek istiyoruz. Yaşamlarımızın bize ait olmasını istiyoruz. Bugünümüz, geleceğimiz ve hayallerimiz üzerinde, dışımızda ve üstümüzde bir gücün erkek-devlet iktidarının hegemonya kurmasını istemiyoruz. Toplumsal üretim ilişkilerinin dolayımı ile gelişen toplumsal cinsiyet rollerinin içerisinde hareket etmeye artık bir son diyoruz ve kimsenin karşımıza buradan köklenen bir "erk"le çıkmasına izin vermeyeceğimizi haykırıyoruz" ifadelerinin yer aldığı açıklamada şunlar belirtildi:
"Biz, sömürü ilişkilerinin; ezme-ezilme ilişkilerinin olmadığı; sınıfların, ulusların, pasaportların, sınırların kavram setimizde yer almayacağı; kimsenin cinsiyetinden, cinsel kimlik ve yöneliminden dolayı ayrımcılığa uğrayıp baskıya maruz kalmayacağı gibi bir ayrıcalığa da sahip olmayacağı; sınıflar ve sınıf ayrımlarının, toplumsal işbölümünün, yöneten ve yönetilenin artık kendisine yer bulamayacağı bir dünya için mücadele ediyoruz. Ufkumuzda geleceğin kadın özgürlük zamanları -yani komünizm- ile, erkek egemen tüm kurumları, yapıları, ilişkileri son atomuna kadar parçalayıp yok etmek için savaşacağız!"