Kadın gücü ile iktidara
8 Mart kadın grevi politik çalışmasının öngününde tüm parti örgütlerine çağrımızdır: Her gün, her saat, her an kadın gücü ile iktidara diyerek kadın devrimi programını örgütlemeliyiz.
Son birkaç yıldır kadın özgürlük mücadelesinin, AKP faşist iktidarına geri adım attırdığı konusunda hemen herkes hemfikir. Şili'de başlayan ve kadın özgürlük mücadelesinin gündemi olan Las Tesis dansının kent kent örgütlenmesi, dans eylemlerinin yasaklanması ve polis şiddeti ile hareketin önlenmeye çalışılması, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü'nde kadınların tüm illerde sokağa çıkması ve yasaklı meydanlara girmesi, militan duruşları…
Bir yanda sosyalist kadınların ve kadın hareketinin öznelerinin geliştirdiği, giriştiği bilinçli, hedefli eylemler, diğer yanda da kadın kitlelerinin bağımsız, tekil örgütledikleri eylemler. Bu ikili karakter hareketin niteliğini ortaya çıkaran bir durumda. Kadın özgürlük hareketi çizgisi kendiliğinden ve örgütsüz. Bu iki kanalın birleştirilmesi ancak örgütlü kadınların, kadın kitleleri ile buluşma sorunlarının çözülmesi ile mümkündür.
Son dönemlerde kadınlar arasındaki çalışma tarzımızın deneyimlerini politik-örgütsel olarak değerlendirdiğimizde iki yön açığa çıkmaktadır. Birincisi; sosyalist kadınların kendi iç örgütlülüklerini yeni bir düzeyde örgütleme isteği ve çabası. İkincisi; kadınlar arasındaki çalışmanın yeniden sürekli ve hedefli olması... Ayrıca çalışmada tıkanan ve açılmaya çalışılan yön, sosyalist erkeklerin de kadın kitlelerini örgütlenme görevini sadece sosyalist kadınların omzuna bırakan cinsiyetçi zihniyetleriyle, politik-ideolojik ilgisizlikleriyle mücadele etmektir.
SKM 5. Kongresi'nin "Dünyayı Değiştireceğiz, Özgürlükte Buluşacağız" şiarıyla örgütlenmesi, kendi iç örgütlülüğünü yükseltmenin iradi bir müdahalesiydi. 8 Mart kadın grevi politik çalışmasının öngününde yaptığı kongre, cins bilinci ve siyasetin merkezindeki düzeyine, toplumsal cinsiyet rollerinin yansımasına cevaplar arayan bir nitelikteydi. Sosyalist kadınların bütün örgütlülüklerini yeniden inşa etme çabası; oluşan statükoları aşma iradesinin, sınırlılıklardan kopuşma isteğinin, yeni bir yol arayışının işaretiydi.
Eski sorulara yeni cevaplar bulma arayışı, ayak bağı olanı, eskiyeni, çürüyeni söküp atma isteği ise kadınları özgürlük mücadelesine örgütleme isteğinden gelmektedir. Tek bir gündeme ve sınırlı bir zamana hapsolan bir çalışma tarzını değil, her günün 8 Mart gibi örgütlendiği, kitle hareketinin değişik gündemleriyle kadın özgürlük mücadelesinin gündemleri arasında somut ve pratik özgün bağlantı kurarak, müdahale etme yöneliminin kazanılması işin esasını oluşturuyordu. Tartışılan önemli noktalardan biri de; emekçi kadınların kadın devrimi programı etrafında örgütlenmesine yoğunlaşan pratik eylem hattının örgütlenememesi, kadın kitleleri arasında çalışmanın yerelleşme tarzının oturmamasıdır.
Temas edilen kadınların çeşitli etkinliklere taşınması noktasında yaşanan darlıklar ise başka bir gerçek. Bu durum, kadın örgütlerimizin hızlı ve işlevli bir hale gelmesi gerektiğini, yeni kadın güçlerinin açığa çıkarılarak örgütlenmesi ve kitle tabanımızın genişletilmesi görevini birincil önceliğimiz haline getiriyor. Gerek uluslararası gerek Rojava gerekse de coğrafyamızda gelişen kadın hareketlerinin öncülüğünü yapmak için, kadın hareketinin politik-örgütsel-ideolojik-teorik ihtiyaçlarını tespit etmek ve buna göre konumlanmak yüksek bir irade ortaya koymayı gerektiriyor. Bizi yönetmesi gereken, bu bakış açısıdır.
25 Kasım çalışmalarında kazanılan deneyimler ışığında 8 Mart alanlarının, kadın grevinin emekçi kadınlarla birlikte örgütlenmesine ve seferber edilmesine bugünden başlamalıdır. Örgütsel ve politik gelişim düzeyinin geliştirilmesi ve bu stratejiye bağlı olarak temel alanlarda kadın örgütünün kurulması, kadınlara gitmenin sistematik haline getirilmesi, bütün parti toplamının bir kadın partisi gibi çalışma anlayışıyla hareket etmesi, kadın grevinin güçlü örgütlenmesini sağlayacaktır.
8 Mart kadın grevinin politik çalışmasının örgütlenmesi sürecinde parti, tüm örgütleriyle bir kadın partisi gibi çalışma kararını benimsemiş durumda. Son dönemlerde politik çalışmaların bir gününün kadınlar arasında çalışmaya ayrılması perspektifi benimsense de bu kararın uygulanmasında parti örgütlerinde bir eşitsizliğin olduğu bir gerçek. Parti örgütlerinin bir bölümü bu kararın uygulanması iradesini gösterse de kadın örgütünün aldığı bu karar, tüm parti örgütlerine sirayet eden bir karar olmadı.
Sosyalist erkeklerin, kadın kitleleri arasında çalışma yürütmeyi sadece sosyalist kadınların görevi olarak görmekten vazgeçmediği görülmektedir. Kendini kadın partisi olarak ifade eden partinin, 8 Mart kadın grevi politik çalışması döneminde bütün parti örgütlerinin kadın devrimi fikrine göre ruhsal şekillenmesinin ve perspektifinin büyütülmesi, kadın partisi gibi çalışmanın ilkelerine göre konumlanması, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin parti içinde alt üst olması, grevin güçlü örgütlenmesi temel görevlerinden biridir.
Parti toplamında bu konuda bir değişimin ve dönüşümün örgütlenmesi için kadın partisi gibi çalışmanın rolünü, içeriğini, çalışmanın nasıl örgütleneceğini kavratmak sosyalist kadınların da temel görevidir. Kadınlar arasındaki kitle çalışmasıyla yüzeysel, geri bir ilişki kuran sosyalist erkeklerin her gün kadın partisi gibi çalışmasını beklemek hayal gibi görünebilir. Sosyalist erkeklerin toplumsal erkeklikleriyle yüzleşmesi ve hesaplaşması, kadın devriminin programatik görüşleriyle günlük ilişki kurulduğu koşullarda mümkündür. 8 Mart kadın grevinin politik çalışması kapsamı içerisinde il, ilçe örgütlerinin her günkü çalışmayı kadın kitleleri arasında tüm omurgasıyla örgütleme, seferber etme, politik gelişmelere göre somut hedefler koyma sorumluluğu ile hareket etmelidir. Aksi takdirde, partinin kadın partisi olduğu fikri sözden ibaret kalır. Kadın iradesinin sözünün bir hükmünün olmadığı ve partinin söz ile eylem birliği arasındaki oluşan bu açı farkı kadın devrim iddiamıza ve perspektifimizle uyuşmayacaktır.
Grevin örgütlenmesi için, kadın kitleleri ile ilişkilenmenin araçlarını bulma ve bu ilişkilenmeleri kadın grevi temelinde örgütlülüklere dönüştürmek önemlidir. 8 Mart'ın bu yıl pazar gününe denk gelmesinden dolayı üretim grevini örgütleme koşulları sınırlı bir düzeyde kalacaktır. Tüm parti örgütlerimiz, kadın grevinin örgütleneceği bir pilot bölge seçmelidir. Her mahallede, her ilçede kadın grevini örgütleme komiteleri, komisyonları kurulmalı, takas pazarlarını yaygınlaştırarak kadın kitlelerini buluşturma ve örgütlenme araçlarına dönüştürülmeli, forumlar, şenlikler, yürüyüşler, paneller gibi envai çeşit mücadele araç ve biçimlerini hayata geçirmelidir. Emekçi kadın kitlelerine grevin nasıl yapılacağı anlatılmalı, 'Grevdeyiz, hayatı durduruyoruz' grev pankartları evlere, sokaklara, atölyelere, AVM'lere asılmalı, sarı toz bezi hareketi örgütlenmeli, alışveriş merkezlerinin önünde 'tüketmiyoruz' çağrıları yükseltilmelidir. Parti binalarında, derneklerde kreşler hazırlanmalıdır. 8 Mart gününün ücretli izin ve resmi tatil olması talebinin yanı sıra 8 Mart gününde ulaşımın kadınlara ücretsiz olması talebi yükseltilmelidir. Faşist rejim iktidarının kadın düşmanı politikalarına karşı kadın özgürlük mücadelesinin özneleri -başta sosyalist kadınlar olmak üzere; kadınların kendilerini örgütleyebileceği, yaşamını savunacağı çeşitli örgütlülükleri kurmalıdır. Bu aynı zamanda kadın devrimi programımızın da görevidir. Emekçi kadınları güncel sorunları ve talepleri etrafında harekete geçirirken, aynı zamanda kapitalist sermaye ve erkek düzenine karşı örgütlenmeye çağırmalıyız. Sosyalist kadınlar; ısrarla ve inatla, yılmadan, öğretilmiş alışkanlıkları kabul etmeden, kadın devriminin gücüne, iradesine sırtını dayayarak, tarihsel ve toplumsal bir görev olduğunun bilincini kavrayarak, milyonlarca emekçi kadının örgütlenmesini, mücadeleye seferber edilmesini ve harekete geçirilmesi görevini tüm parti gövdesiyle yapmakla, hareketi büyütmekle yükümlüdür. Değişimin olacağına öncelikle başta sosyalist kadınlar inanmalı ve ikna olmalıdır. Bütün parti örgütleri kadın partisi gibi çalıştığı koşullarda kadın grevi hayat bulacaktır. 8 Mart kadın grevinin öngününde tüm parti örgütlerine çağrımızdır: "Her gün, her saat, her an kadın gücü ile iktidara" diyerek kadın devrimi programını örgütlemeliyiz.