24 Kasım 2024 Pazar

Kadıköy'ü Kadıköylülerle yöneteceğiz

DEM Parti Kadıköy Belediye Eşbaşkan adayları Nimet Çelebi ve Veysi Eski; kadınların, gençlerin, LGBTİ+'ların, işçi ve emekçilerin, engelliler ile birlikte Kadıköy'ü yönetmeye talip olduklarını dile getirdi. İstanbul'un en lüks semtlerinden Kadıköy'ün diğer yanında açlığa mahkum edilen halkların yaşadığı Fikirtepe mahallesinden de ibaret olduğunun altını çizen Çelebi ve Eski, bu gerçekliği görmeyenlerin Kadıköy'ü yönetmemesi gerektiğini vurguladı. ETHA'ya konuşan eşbaşkan adayları, seçime üç gün kala Kadıköylülere, Kadıköy'ü birlikte yönetmek için DEM Parti'ye oy verme çağrısı yaptı. 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) eşbaşkan adayları hız kesmeden seçim çalışmalarını sürdürüyor. Kapı kapı gezen, işçilerle emekçilerle buluşan, demokratik kitle örgütlerini, kadın örgütlerini dolaşarak neden kendilerine oy verilmesi gerektiğini anlatan adaylar, seçimlere sayılı günler kala son çağrılarını yapıyor. 

Kadıköy her bakımdan özel ve özgün bir bölge. Beyoğlu'nun insansızlaştırılmasının ardından halkların yığıldığı Kadıköy, aynı zamanda devrimci, demokrat özelliğiyle de öne çıkan bir alan. Son yıllarda eylem ve etkinlikler için tercih edilen adres. Bu nedenle yerel seçimlerde de dikkatleri oldukça çekiyor. DEM Parti Kadıköy Belediye Eşbaşkan adayları Nimet Çelebi ve Veysi Eski, geçtiğimiz günlerde Kadıköy adaylarına bir çağrı yapmış, şeffaf bir şekilde Kadıköy'ün ve Kadıköy halklarının sorunlarını ve çözüm önerilerin tartışma çağrısı yapmıştı. 

KADIKÖY CADDEBOSTAN'DAN BOSTANCI'DAN İBARET DEĞİL
Seçimlere üç gün kala Çelebi ve Eski ile şu ana kadar yürüttükleri çalışmayı, halklarda ne gibi bir karşılık bulduklarını, diğer adaylara çağrılarının amacını ve politikalarını konuştuk. Kadıköy'ün yalnızca Bostancı, Caddebostan gibi burjuva kesimlerin yaşadığı yerlerden ibaret olmadığını, Fikirtepe gibi açlık ve yoksulluğa mahkum edilen, işçi ve emekçilerin yoğun yaşadığı yerleri de kapsadığını söyleyen Çelebi ve Eski, seçilen kim olursa olsun emekçi semtleri görmeden Kadıköy'e hizmet edemeyeceğinin altını çizdi. 

DEM Parti Kadıköy İlçe Eşbaşkan adayları Nimet Çelebi ve Veysi Eski'nin sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle: 

KADIKÖY CHP'YE MAHKUM DEĞİL

Öncelikle Nimet Çelebi ve Veysi eski neden DEM Parti Kadıköy Belediye Eşbaşkan adayı oldu. Çalışmalarınız sırasında adaylığınız halk tarafından nasıl karşılandı?
Nimet Çelebi: DEM Parti'nin Kadıköy'de aday çıkarması; ilçe meclisinin ve  yönetimin, il örgütüyle birlikte aldığı bir karardı. Niye böyle bir öneride bulunduk, Kadıköy'ün hep CHP'ye mecbur olan bir yer gibi bir görünümü var. Ama Kadıköy'de CHP'nin dışında çok da farklı düşüncede ,kimlikte, inançta insanlar yaşıyor. Aynı zamanda demokratik kitle örgüleri, inanç merkezleri, sendikalardan oluşan bir yapısı var. Dolayısıyla da burada DEM Parti'nin 3. yol anlayışının yeşerebileceğini gördük. Kadıköy de DEM Parti'dir. Bu anlamda adaylığımızı ilan ettik, çalışmalarımızda da genelde olumlu bir yaklaşım söz konusu oldu. Her gün Kadıköy rıhtımda bir stand açıyoruz binlerce insan geliyor ve düşüncesini dile getiriyor. Bize oy veren, bizimle birlikte düşünen kitlelerimiz adaylığımızı çok olumlu değerlendirdi. O günden bugüne faaliyetlerimizi yoğun bir şekilde yürütüyoruz. 

Veysi Eski: Kadıköy çeşitliliklerin olduğu, her inançtan, her etnik kimlikten insanlarımızın yaşadığı; 500 bin nüfusu olmasına rağmen hafta içi 2 milyon, haftasonu 3 milyon insanın hizmet aldığı bir yer. Kadıköy'de çok ciddi bir emekli kitle var, kültür sanat var. İstanbul'un kalbi diyebiliriz. Özellikle Beyoğlu'nun insansızlaştırılmasıyla birlikte insanlar daha çok Kadıköy'ü tercih etmeye başladı. Kadıköy yaşam tarzı anlamında bir direnç noktası. Sivil toplum örgütlerini, sendikalarını, Nimet Başkan kadın örgülerini ziyaret ederek, buralardaki talepleri alarak başladık çalışmaya. 

FİKİRTEPE'DEKİ İNŞAAT İŞÇİLERİNİ GÖRMEDEN KİMSE KADIKÖY'Ü YÖNETEMEZ
Kadıköy öyle bir yerdir ki, Kadıköy'den devrimi başlatacağız gibi ama hayali olarak Caddebostan'da dolaşılacak bir yer değil. Nimet başkanımla birlikte Fikirtepe'ye gittik. Özellikle Emlak Konut'un inşaatlarında çalışan işçileri ziyaret ettik. İşçiler bizim gelişimizi inanılmaz bir coşkuyla karşıladı. Ama şu gerçeği de gördük, Türkiye'nin en zengin muhitlerinden olan Kadıköy'de bir tarafta Kürt inşaat işçilerinin 19. yüzyıl İngiltere işçi sınıfı şartlarında, kötü yatakhane ortamlarında yaşadığını gördük. Kadıköy'ün böyle iki tarafı var. Kadıköy tek yönüyle sadece Caddebostan'dan, Bostancı'dan ibaret değil. Aynı zamanda Fikirtepe'deki işçilerin de yaşadığı bir yer. Biz en coşkulu karşılamayı orada gördük, bu çalışmada bizi en mutlu eden taraf da orasıydı. Kadıköy belediyesine aday olduğumuz için de sırtımıza bir yük yükledi. Çünkü Fikirtepe'deki inşaat işçilerini, oradaki çalışma şartlarını görmeden kazanmaktan, kaybetmekten ari söylüyorum kazanacak her kimse Kadıköy'ü yönetemez, yönetmemeli. Oradaki o şartları düzeltmek gibi sorumluluğu var her kim kazanacaksa. 

MAHALLE MECLİSLERİYLE YÖNETECEĞİZ
Temel paradigmamız zaten mahalle meclisleriyle yönetmek. Temel olarak Terzi Fikri Edip Solmaz ve Gültan Kışanak geleneğine yaslanıyoruz. Bu geleneğin halkta da ciddi bir karşılığı var. Kadıköy belediyesini kazandığımız takdirde muhakkak ve muhakkak mahalle meclislerini harekete geçireceğiz, söz sahibi olmasını sağlayacağız.

YENİ REZERV YASASIYLA KADIKÖY İNSANSIZLAŞTIRILACAK
Çok ciddi bir şekilde mülksüzleştirme süreci yaşanıyor ve yaşatılacak. Daha önceki kentsel dönüşüm süreçlerinde, ki ben Fikirtepe'nin kentsel dönüşüm  sürecinde de mücadele eden bir avukat olarak söylüyorum ciddi anlamda bir kent için mültecileştirme; yeni getirilen rezerv yasasıyla birlikte Kadıköy gibi yerlerin demografisiyle oynanması söz konusu. Kadıköy'de yaşayan insanların, Kadıköy'ün dışına çıkarılması ve bunun yerine plaza/site yaşamında yaşayabilecek insanların gelmesi söz konusu. Fikirtepe'de karşıda Sulukule'de vb. çok ciddi bir şekilde kent içi mültecileşme durumu oldu. Bugün Yeldeğirmeni'ndeyiz. Şunu çok iyi biliyorum, kıyının karşı tarafına Karaköy'e  Galataport yapıldıysa, bu tarafına da AKP-MHP illa ki bir şey yapacaktır. Rezerv yasasıyla birlikte Yeldeğirmeni, Osmanağa, Caferağa mahallesi insansızlaştırılıp, kent içi mülteci haline getirilecektir. Bu noktada işte mahalle meclisleri çok önemli. Biz mahalle meclislerimizle buna karşı mücadele edeceğiz. Yerinde dönüşümü mahalle meclislerimizle sağlayacağız. 

KADIN EŞİTLİĞİNİ ESAS ALMADAN YEREL DEMOKRASİDEN BAHSEDİLEMEZ

Peki, politikalarınız ve hedeflediğiniz planlar neler?
Nimet Çelebi: Belediyenin bir kadın bakış açısıyla yönetilmesi bizim için çok önemli. Eğer bugün eşbaşkanlık sistemiyle aday oluyorsak, bu gerçekten belediyelerde de kadına yönelik şiddete, tacize, tecavüze karşı, kadın yoksulluğuna karşı; kadının eşit ve özgür yaşayabileceği kentleri orada var edebilmek. Kadın eşitliğini esas almadan yerel demokrasiden bahsedilemez. Büyükşehirlerde ya da Batı illerinde hiçbir örneğini göremiyoruz, ancak Kürt illerinde kayyumla görevinden alınan kadın arkadaşlarımızın yarattığı büyük bir emek ve deneyim var. Kadın bakış açısıyla belediyelerin yönetilmesi deneyimleri var. Biz bunu esas alıyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliğini esas alan bir biçimde belediyeyi yönetmek, bunu esas alan biçimde bütçe oluşturma. Bir kadın bütçesi, toplumsal cinsiyet eşitliği bütçesini toplumda mutlaka var edeceğimizi söylüyoruz.

KATILIMCI BİR BELEDİYE BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ
Genel anlamda da bütçe çok önemli. Kadıköy belediyesinde bütçe kaleminin orada çalışan emekçilere verilmesi; yaşamlarının daha da iyileştirilmesi, onurlu, insanca yaşayabilecekleri bir hale gelmelerini istiyoruz. Esas olarak emekçiye bütçe aynı zamanda ranta, talana, betona değil halka bütçe diyoruz. Bu da bizim emekçi ve halklar için önemli bir bakış açımızdır. Yoksulluk gerçekten hat safhada. Bundan Kadıköy de azade değil. Üniversite öğrencilerine bakıyoruz, yoksullar, barınacak yerleri yok. Dolayısıyla da evine, köyüne, memleketine dönen, barınma ve okuma hakkını kullanamayan kadınlar görüyoruz. Bu anlamda belediye bizim için bütün bu kesimlerin kendini var edeceği, bu sorunlarla mücadele edeceği belediyenin de katkılar sunacağı bir yerdir. Çünkü gerçekten Kadıköy, oradaki insanlarla, doğasıyla, canlısıyla bir bütündür. Belediye olarak yönetime adaysak katılımcı bir belediye bizim esas bakış açımızı oluşturur. Bir taraftan kadınların ,kadın belediye meclisi ile yönetime katılması. Kadıköy'deki kadın örgütlerinin, derneklerinin, mücadele örgütlerinin kadın meclisi aracılığıyla yönetime katılması. Gençlerin gençlik meclisi aracılığıyla yönetime katılması. Temel bakış açılarımızdan. 

ENGELLİ VE YAŞLI İNSANLARI DAHİL EDECEĞİZ
Engelli, yaşlı insanlar buranın bütününü oluşturan unsurlardır. Engelli insanların rahatlıkla hareket edebileceği fiziksel yapılar, hem de iş olanakları açısından belediyede mutlaka yer verilmeli. Engelli kadınların mutlaka sürece girmeleri gerekiyor, belediye aracılığıyla bunu sağlayabiliriz. Kadıköy'de daha katılımcı, kadın bakış açsııyla olabilecek, işçiden emekçiden yana, ekolojik Kadıköy'ü var etmeye çalışıyoruz. Ranta, talana yol açmayacak ekolojik Kadıköy oluşmasıın istiyoruz. 

ÇOK DİLLİ BELEDİYECİLİK BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ
Belediye hizmetlerinin çok dilli verilmesi gerekiyor. Kadıköy'de de Kürtler, Rumlar, Ermeniler, halklar yaşıyor. Mülteci kadınlar var. Çok dilli bir hizmet söz konusu olduğunda gerçekten belediyenin hizmetini karşıdaki kişi alabilecek. Elbette ki DEM Parti'nin bakış açısı bunu öne sürüyor. Diğer sol sosyalist adaylar var. CHP'yi falan bıraktım, onlara baktığımızda çok dilli belediyeciliği görmüyoruz. Onlar için bir sorun değil. Önemli bir adım olarak görülmüyor. Bu da aynı zamanda kendi halkına yabancı bakış açısı. 

LGBTİ+'LAR BİRLİKTE BELEDİYEYİ YÖNETECEĞİZ
LGBTİ+ haklarını esas alan ve belediyede yer veren bir belediyecilik. LGBTİ+'lar yok sayılıyorlar, ötekileştiriliyorlar. Çok zarar görüyorlar katliama varan. Bizim açımızdan LGBTİ+'lar için belediyede belli bir istihdam, özellikle LGBTİ+'lara ilişkin eğitim çalışması yapılması, onların örgütleriyle birlikte belediyede bir meclis oluşturmak. Bu şekilde de hep birlikte bir belediyeyi yönetmek anlayışımız var. Veysi arkadaşımla birlikte SPOD Derneğinin LGBTİ+ protokolünü imzaladık, imzalayan sayılı adaylardanız sanırım. Belediyeyi aldığımızda böyle davranacağımızı belirtiyoruz. 

HAYVANLARI KORUMAK TEMEL GÖREVLERİMİZDEN
Kadıköy'de çok önemli bir konu da sokak hayvanları. Çünkü sokak hayvanları şiddete uğruyor, aç kalıyor. Sokak hayvanlarının korunması, kollanması, hayatta tutulması, veterinerlik hizmeti verilmesi belediyenin görevi. Hangi belediye olursa olsun birinci görevi sokak hayvanlarını korumak ve yaşatmaktır. Fakat bunu Kadıköy belediyesinde küçük ölçüde görebiliyoruz. Ama şunu savunuyoruz, belediyeye geldiğimizde öncelikle sokak hayvanlarının kısırlaştırılması başta olmak üzere onlara sahip çıkmak temel görevlerimizden. Hayvan haklarını koruyan Kadıköy'de birçok dernek var onlarla da görüştük. Bizden talepleri oldu çok makul. Sözümüzü verdik. 

ADAYLAR KAMUSAL ALANDA TARTIŞMALARINI YAPIYORDU

26 Mart tarihinde Kadıköy'ün adaylarına çağrı yaptınız ve görüşmek istediniz. Bununla muradınız neydi?
Veysi Eski: Kadıköy çok özel bir yer. Kadıköy sol, sosyalist partilerin, sosyal demokratların, seküler kesimin en çok oranda yaşadığı bir yerdir. Kadıköy kendi içinde demokratik bir kültürü olan bir yer. Kadıköy eski bir antik Yunan kenti, Khalkedon'un devamı niteliğinde. Atina demokrasisini eksik bulmakla birlikte dünyadaki ilk yerinden yönetim, ilk doğrudan demokrasi olarak kabul ederiz. Sonradan doğrudan demokrasinin yerini temsili demokrasi aldı. Ama ileri demokrasilerde şöyle bir uygulama var, seçimlerden önce herhangi bir yere aday olan kişinin aynı masa etrafında halkın önünde kamusal alanda tartışmalarını yapıyorlar ve insanlar buna göre bir tercihte bulunuyor. 

KADIKÖY'DEKİ ADAYLARA DEMOKRASİ ÇAĞRISI YAPTIK
'90'lı yılların o karanlık dönemlerinde dahi Türkiye'de böyle bir kültür vardı. Ama daha sonrasında özellikle AKP-MHP iktidarı ve Tayyip Erdoğan'ın kimseyi muhatap almamasıyla birlikte bu şekilde aynı masa etrafında buluşup, farklı fikirlerin tartışıldığı model tamamen ortadan kalktı. Herkes kendi mahallesine seslenmeye başladı. Anayasacı hocalarımız farklı mahalle kavramından farklı kamusal alanlar kavramından bahsediyor. Kamusal alanların bölünmesi aynı zamanda toplumun bölünmesi anlamına geliyor. Biz kamusal alanı izleyen, takip eden, dahiliyet sağlamak isteyen tüm yurttaşarın birlikte dahiliyet sağlayabilecekleri, aynı masa etrafında tüm adayların bir araya gelip projelerini, şehre dair görüşlerini, vizyonlarını ortaya koyacakları bunun da canlı yayınlanması ve Kadıköylüler tarafından takip edilmesi ve kararların buna göre alınması gerektiğini ifade ettik. Çünkü çok eşitsiz bir yarıştan bahsediyoruz. Bir taraftan belediyenin kaynaklarından beslenen bir anlayış, öbür tarafta iktidarın kaynaklarından beslenen ve kampanyasını bunun üzerinden yürüten adaylaşma süreci. Biz şunu diyoruz, gelin oturun konuşalım. Kadıköy halkı izleyerek, kimin ne dediğini duyarak, kimin ne olduğunu görerek; yaratılmış profiller değil etiyle, kemiyle, Kadıköy'ü yönetmeye talip olanlar kendini ifade etsin, karşılıklı olarak tartışsın. Kadıköy halkı da buna göre karar versin. Tamamen demokrasi çağrısı. Kadıköy kimliğine de Khalkedon kimliğine de bir çağrı aynı zamanda. Kadıköy agorasına çağrı şeklinde oldu çağrımız. Çünkü tartışmak, konuşmak birlikte bir şeyleri yürütmek aynı zamanda halka da bir güven verir. İnanılmaz bir antisiyaset duygusu oluşmuş durumda, halktaki bu antisiyaset duygusunu da hep birlikte yenmiş oluruz. Bu noktada buradan da aynı şekilde özellikle sol, demokrat aday arkadaşlarımıza aynı masa etrafında buyrun gelin Kadıköy'ün sorunlarını tartışalım diyorum. 

KÜRT İLLERİNDE OYU OLANLARI, OY KULLANMAYA DAVET EDİYORUZ

Seçimlerin son üç günü. Kadıköy halklarına bir çağrınız var mıdır?
Nimet Çelebi: Hareketli seçmen konusunda özellikle Kürt illerine, devletin çok büyük oranda asker, polis sevk ederek kayıt yaptırmasıyla bir amacı var. O da kayyumu seçimden önce atamak. Büyük oranda orada ikamet ettirilerek asker ve polisi, kendisinin öne geçmesini sağlamak. Biz de bunun önüne geçmek için orada ikameti olan Batı illerindeki tüm seçmenlerimizi kendi ikametinde oy kullanmaya davet ettik. Organizasyonumuzu yaptık. Hazırlıklarımızı yaptık. Gerçekten bu çağrımıza uyup büyük oranda seçmenimiz kendi oy kullanacakları memleketlerine gidecekler iki gün önce. Kendi memleketlerinde, semtlerinde, bölgesinde oy kullanmaya çağırıyoruz. 

HALKLARIMIZ MUTLAKA MÜŞAHİT OLMALI
Veysi Eski: Ciddi anlamda sürekli teyakkuzda olmak zorundayız. İrade gasbı yapmaya sürekli hazır olan bir iktidardan bahsediyoruz. O yüzden sandıklara sahip çıkmak; müşahit, sandık görevlisi, okul sorumlusu olmak çok önemli. İstanbul'da yaşayan halkımıza çağrımız şu, il ve ilçe örgütlerimize gidin, sandık kurulu üyesi olmadıysanız müşahit olun ve kartlarınızı alın. Oy kullandığınız sandıkları takip edin. Sandık güvenliği noktasında sandık kurullarında, avukat görevlendirmesi konusunda çalışmalarımızı yürüttük, hazırlıklıyız. Bu noktada bazı eksikliklerimiz olsa da pazar gününe kadar çözeceğimize inanıyorum. 

İRADEMİZİN SEÇİM YOLUYLA GASP EDİLMESİNE İZİN VERMEYELİM
Daha önce kayyum atayarak Kürt illerinde halkımızın iradesini gasp edenler bizim aldığımız bilgiye göre 54 bin seçmenin az farklı olan yerlere taşımaları söz konusu. Buralarda ciddi anlamda kayyum yerine seçim ile halkımızın iradesi gasp edilmek isteniyor. Oyu memlekette olup, metropollerde yaşayan halkımıza sesleniyorum son iki gün il ve ilçe örgütlerimize gidin, arkadaşlarımız sizi memleketinize götürecek, geri getirecek. İradenize sahip çıkmak için lütfen yollara düşelim, irademizin bu sefer seçim yoluyla gasp edilmesine izin vermeyelim.