JKŞ: Kürdistan'ı talan eden Erdoğan rejimine karşı mücadeleyi yükseltin
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimine yönelik 4 Ekim'den bu yana artarak süren saldırılara ilişkin açıklama yapan JKŞ, dünyanın farklı ülkelerinde eylemlerle Türk burjuva devletinin halk, kadın ve çocuk düşmanlığına karşı çıkma çağrısı yaptı. JKŞ, "Kürt ulusunun dilini, kimliğini, eylem ve örgütlenme hakkını ve özerk yönetimini tanımayan, Kürdistan'ı talan eden, katil Erdoğan rejimine karşı mücadeleyi yükseltin" dedi.
Devrimci Komünist Kadınlar (JKŞ), 4 Ekimden bu yana artarak süren saldırılara ilişkin açıklama yaptı. "Örgütlenmeye ve direnişi her alanda büyütmeye" başlıklı açıklamada şu ifadeler yer aldı: "4 Ekim tarihinden beri süren, saldırılarda, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ülkemizin bin bir emekle, fedakarlıkla inşa edilen siyasi, ekonomik ve askeri noktaları zarar gördü, şehitler ve yaralılar verdik. Tıpkı siyonist işgalci İsrail devletinin 70 yıllık saldırganlığı karşısında, savaşarak yaşamayı başaran Filistin halkı gibiyiz. Rojava devrimi de, 12 yıldır, diktatör Erdoğan ve Türk burjuva devletinin sömürgeci politikalarına karşı büyük direnişine devam ediyor. Savaşlara, ekonomik ambargoya, göçmenlik politikalarına rağmen, ezilen mazlum halklar ve devrimciler tarih yazıyor. Evet, Rojava bugün, Filistin adına da direniyor. Rojava bugün Dağlık Karabağ adına da direniyor. Rojava bugün tüm Kürdistan adına, dünya devrimi, dünya devrimcileri adına da direniyor. Direnişi zafere çevirmek, örgütlülüğü ve eylemselliği yükseltmekle mümkündür. Karşımızda, içtiğimiz suyu, kullandığımız elektriği, yaktığımız mazotu, yediğimiz ekmeği kana bulayan vahşi bir düşman var.
"Kanla beslenen, vampir gibi kendini var eden burjuva Türk devletinin, onurunu satmayan Rojava devrim güçlerine her daim cevabı savaş oldu, katliam oldu. Sırtını sıvazlayarak üzerimize sürdüğü DAİŞ çetelerini hezimete uğratışımızın ardından, doğrudan faşist Türk ordusuyla işgal saldırılarına başladı. Efrin-Grê Spi ve Serêkaniye kantonlarını işgal ederek, Türkleştirme ve ajanlaştırma siyaseti uyguladı. Ama nafile! Rojava kanının son damlasına, kalbinin son vuruşuna kadar, mücadeleye yeminlidir. Bombardımanların altında, gökkuşağı gibi rengareng yaşamı üretmeye, acılarına rağmen gülümsemeyi kendinden eksiltmemeye, tekniğe karşı insanı üstün kılmaya yazgılıdır.
ÖZERK YÖNETİM ÜLKEMİZİN KADINLARINA
"Devrimin temel yapı taşı olan bizler, devrimin eşbaşkanlık sistemi ve diğer kadın hakları sayesinde,erkek egemen yönetim sistemine darbeler vurduk. Rojava Kadın Devrimi, kadının köleleştirilme ve ikinci cins olarak sömürülmesi politikasına yanıttır. Kadın devrimini derinleştirme ve yayma, savunarak yaşatma, en çok biz kadınlarla mümkündür. Şimdi, devrime daha büyük bir seferberlik ruhuyla, kadınların sarılma vaktidir. Topraklarımızdaki Kürt, Arap, Süryani, Ermeni, Aşuri, Çerkez, Türkmen, Müslüman, Hristiyan tüm kadınlar, sömürgeci faşist Türk devletine ve çetelere karşı sımsıkı durmalı, kadın birliğini ortaya koymalıyız. Yürüyüşlere, basın açıklamalarına, toplantılara ve özsavunma nöbetlerine katılalım. Direnişimizi her alanda, her yerde mahallemizi, kentimizi, ülkemizi savunarak ortaya koyalım.
KUZEY VE DOĞU SURİYE, ROJAVA DOSTU KADINLAR VE LGBTİ'LER
"Dünyanın farklı ülkelerinde, eylemleriniz ile Türk burjuva devletinin halk, kadın ve çocuk düşmanlığına karşı çıkın! Kürt ulusunun dilini, kimliğini, eylem ve örgütlenme hakkını ve özerk yönetimini tanımayan, Kürdistan'ı talan eden, katil Erdoğan rejimine karşı mücadeleyi yükseltin. Sömürgeci Lozan Antlaşmasının 100. Yılında, 29 Ekim burjuva Türk cumhuriyetinin 100. Yılında, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetiminde yaşayan halklara ve kadınlara, ölüm, açlık, yoksulluk dayatan faşizme ve emperyalizme karşı sesinizi yükseltin! Erkek egemenliğine karşı mücadeleyi, Rojava kadın devrimini sahiplenme ve yaşatma eylemleriyle büyütelim! Sesimize ses katan, tüm kadınlara teşekkürlerimizi iletiyor, mücadelede başarılar diliyoruz. Ya zafer, ya zafer!"