KADIN
İzmirli kadınlardan Şule Çet davasına kitlesel katılım çağrısı
Şule Çet İçin Adalet Komisyonu düzenlediği etkinlikte 15 Mayısta görülecek davaya kitlesel katılım çağrısı yaptı.
Gazi Üniversitesi öğrencisi Şule Çet'in ölümüyle ilgili kamuoyu oluşturmak için kurulan Şule Çet İçin Adalet Komisyonu, Tepekule Kültür Kongre Merkezi'nde toplandı.
Etkinlikte konuşan Melisa Demir, Şule Çet'in davasına kitlesel bir katılımın davayı değiştireceğini belirterek 15 Mayıstaki davaya katılım çağrısı yaptı.
Şule Çet'in katledilmesi ve mahkeme süreçlerinde yaşananların, yargının erkeği koruduğunu gösterdiğini söyleyen Demir 'Şule'nin orada ne işi vardı' gibi çeşitli söylemlerle sanığın aklanmaya çalışıldığını belirtti. Bu adaletsizliğe karşı kadınların adaleti sağlaması gerektiğini söyleyen Demir "Türkiye ve dünyanın her yerinde her gün gerçekleşen sayısız katliamlara sessiz kalmamalıyız. Sosyal medyadan başlattığımız Adalet Komisyonları kayıt başvurusuna Türkiye'nin her yerinden ses verildi. Eğer mahkemeler adaleti sağlamıyorsa kadın adaletini bunlara gösterelim. Şule'nin mahkemesi 15 Mayıs'ta ve biz biliyoruz ki bu mahkemeye Adalet Komisyonlarının kitlesel katılımı mahkeme sürecini tamamen değiştirecektir" dedi.
Demir, son olarak "Açığa çıkardığımız bu gücü Şule Çet için, Zülal Tütüncü, İrem Kütük ve katledilen tüm kadınlar için büyütmeye devam edersek, bir kadın adaleti sağlamış oluruz" dedi.
Melisa Demir'in konuşmasının ardından Şule Çet için hazırlanan video gösterimi ile Şule'nin avukatı Umur Yıldırım'dan alınan röportajın görüntüsü izletildi.
Etkinlik Alev Özkiraz'ın sonuç bildirgesini okumasıyla sona erdi.
Şule Çet Için Adalet Komisyonları Sonuç Bildirgesi söyle:
28 Mayıs'ı 29 Mayıs'a bağlayan gece hepimizi bir araya getirecek bir sıra arkadaşımızı, bir dostumuzu, o güzel gülüşlü Şule'mizi aramızdan aldılar. Daha acı olansa sonrasında başlayan dava sürecinde arka arkaya gelişen hukuksuzluklar: Önce katil zanlıları serbest bırakıldı, sesimizi yükseltebildiğimiz için tutuklandılar. Ardından basın bütün erkek egemen yanlı haberleri ile katilleri değil Şule'yi hedefleştirdi. Geçtiğimiz haftalarda öğrendik ki dosyadaki en önemli delil kayıp. Peki Şule ilk miydi, peki Şule son oldu mu? Ne yazık ki bizim seslerimiz Münevver Karabulut'un ardından da buluşmuştu. Özgecan Aslan, Hande Kader, Helin Palandöken, Zülal Tütüncü, İrem Kütük... Maalesef ki katledilen kadınların sayısı her geçen gün artıyor. Peki neden? Nasıl oluyor da kadınlara yönelik tecavüz, taciz, şiddet, cinayet durmaksızın artıyor? Adaletin, İstismara uğrayan çocukların çıkaramadığı ses olmak istedik. Çünkü biliyoruz; adaletin kurulamadığı günlerde soluk alan her bireyin yaşamı tehdit altındadır.
En önemli delilin dahi kaybedildiği, unutulup karartılmaya çalışıldığı Şule Çet Davasında çıkacak kadar bu topraklarda yaşayan her kadın için geleceği aydınlatmak demektir. Bu nedenle 15 Mayıs günü Ankara Adliyesi önünde olacağız.
Şule Çet için adalet istemek tüm kadınlar için adalet istemek demektir. Bu nedenle adaleti arayan her kadının sesine ses olacağız. Bir tacizci, tecavüzcü, kadın katili bilsin ki mahkeme önlerinde adalet istemek için bir değil onlarca kadın orada olacak.
Yaşadığımız her yerde erkek şiddetini farklı biçimlerde deneyimliyoruz. İş yerinde mobbing, evde yasaklar, kampüste taciz, sokakta tecavüz, medyada aşağılanma gibi örnekleri artırabiliriz. Bu nedenle yaşamlarımızı savunacak biçimde kendimizi ve değebildiğimiz tüm kadınları çok yönlü geliştireceğiz. Hukukçu arkadaşlarımız ile oluşturduğumuz Kadın Adaleti Hukuk Komisyonu haklarımız konusunda bilgilendirici çalışmalar yapmanın yanı sıra dava takiplerinde de bulunacak. Psikolog arkadaşlarımızın oluşturduğu Kadın Adaleti Psikolog Komisyonu çeşitli biçimlerde erkek şiddetine maruz kalan kadınlara psikolojik destek sunacak. Ayrıca özsavunma atölyeleri ile bir saldırıya karşı kendimizi savunmayı öğreneceğiz.
15 Mayıs'a gidene kadar bakılan her yerde Şule'nin görünmesini sağlayacağız. Şule'nin resmiyle dolaşan kadınlar sokaklarda olacak. Okurlarımızda, kampüslerde, kent meydanlarında Kadın Adaleti Kürsüleri kurarak 15 Mayısa kadar Şule'nin, katledilen, adaletsizliğe uğrayan kadınların sesini her yerde duyuracağız.
Yaşamları çalınan tüm kadınları yaşatmak; istismara uğrayan çocukların çıkaramadığı ses olmak için birbirimize kenetlenerek sürdüreceğimiz yaşamımızı. Bambaşka hayatlardan kadınlardan olarak buluştuğumuz o eşsiz kimlikten, kadın olmaktan aldığımız güçle ilk sözümüz 'Yaşamak İstiyoruz!'