İzmir'li kadınlar: Jin, jiyan, azadi
Kıbrıs Şehitleri Caddesini sloganlarla inleten kadınlar, en büyük güçlerinin örgütlü mücadele olduğunu kaydetti ve örgütlenmeye çağırdı. Dünyanın her yerinden yükselen isyana selam veren kadınlar, "Jin, jiyan, azadi" sloganını haykırdı.
İzmir Kadın Platformu'nun çağrısıyla binlerce kişi Kıbrıs Şehitleri Caddesinde toplandı. "Geceleri de sokakları da meydanları da terk etmiyoruz" diye haykıran İzmirli kadınlar, "Eşitlik, özgürlük, laiklik için ayaktayız" yazılı pankart açtı.
Başta Deniz Poyraz olmak üzere katledilen kadınların fotoğraflarını taşıyan kadınları, erkek-devlet şiddetine karşı örgütlü mücadeleye çağırdı.
İşgalci Türk devletinin yenemediği gerillaya karşı kullandığı kimyasal silahların araştırılmasını istediği için hedef gösterilen ve tutuklanan TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı'nın fotoğrafları da yürüyüşte taşındı.
Yürüyüşün en önünde kadınlar trampetler çaldı. Sevinç Pastanesi önüne kadar yürüyen kadınlar sloganlarıyla Alsancak'ı inletti. İKP adına basın metnini Aylin Aker ve Eren Saran okudu. 25 Kasım'ın tarihçesinin hatırlatıldığı açıklamada, "Mirabel kardeşlerin ölümünden onlarca yıl sonra bugün, tüm dünyada kadına yönelik şiddetin devlet şiddetiyle nasıl iç içe geçtiğini görüyoruz" denildi.
'KADINLAR ŞİDDET DOLU BİRLİKTELİKLERE MAHKUM EDİLİYOR'
Kadınların ve LGBTİ+'ların eşitlik, özgürlü, şiddetsiz bir yaşam, insanca çalışma hakkının hedefe konduğu kaydedilen açıkalmada, "Tek adam rejimi, bir yandan gerici, gelenekçi, cinsiyetçi,erkek egemen söylemlerle şiddeti sıradanlaştırırken, diğer yandan İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılması, nafaka hakkının kısıtlanmak istenmesi, boşanmalara arabuluculuk uygulamaları, şiddet faillerine cezasızlık politikası ve iyi hal indirimleriyle kadına yönelik erkek şiddetini ve kadın katliamlarını körüklüyor. Artan enflasyon, her gün her şeye gelen zamlar bir yandan yoksulluğu, diğer yandan kadınların ev içi yüklerini artırıyor. Artan yoksulluk ise kadınlara fiziksel, psikolojik, ekonomik şiddet olarak dönüyor. Kadınlar şiddet dolu birlikteliklere mahkum edilirken, kadın cinayetleri artıyor" ifadeleri kullanıldı.
'KİRLİ SİYASİ OYUNLARINIZA ARAÇ OLMAYACAĞIZ'
"Biz kadınlar sadece yaşamak değil, insanca yaşamak istiyoruz. Her kadına güvenceli iş ve çocukların sağlıklı koşullarda büyümesi için her iş yerine kreş istiyoruz" denilen açıklamada, "kutsal aile", "dini değerler", "gelenek görenek" denilerek kadınların erkek egemenliğine mahkum edildiği kaydedildi. İstanbul Sözleşmesi'nin "toplum ahlakı" bahanesi ile feshedildiğini, iktidarın LGBTİ+ları geleceksizliğe, işsizliğe, yoksulluğa, toplumsal dışlanmışlığa, nefret cinayeti kurbanı olmaya, intihara sürüklediğinin altı çizilen açıklamada, "Bizi hapsetmek istedikleri cinsiyet kalıplarını, bizi içinde boğdukları o ataerkil aileyi reddediyoruz. Erkek egemen sistem için kârlı olanı değil, özgürlüğümüzü seçiyoruz. Başörtülü, örtüsüz, lezbiyen, biseksüel, trans, Kürt, Alevi, Laz, ev emekçisi, fabrika işçisi kadınlar olarak makbul olmayacağız, ataerkil ailenize sığmayacağız. Kirli siyasi oyunlarınıza araç olmayacağız" denildi.
'JİN, JİYAN, AZADİ'
Erkek şiddetinin tek adamıyla, yandaş medyasıyla, polisiyle, mahkemesiyle örgütlenmiş erkek egemen devlete karşı en büyük gücün örgütlü mücadele olduğunun altı çizilen açıklamada, "Eşitlik ve özgürlük, laiklik ve barış için örgütlü mücadele dışında bir seçeneğimiz yok. Bizi korkutmaya, sindirmeye, yaşamdan izole etmeye çalışanlara bir kez daha bu sokaklarda meydan okuyoruz. İran'da faşist molla rejimi tarafından Jinna Mahsa Amini' nın katledilmesiyle başlayan özgürlük mücadelesiyle bir kez daha yükselen ve dünyanın her yerinde yankılanan sesi duyuyor ve büyütüyoruz ve bu 25 Kasım'da tekrar ediyoruz; Jin, Jiyan, Azadi" vurgusu yapıldı.
Açıklama sonrası performans gösterimi düzenlendi. Kadınlar daha sonra halaya durdu.