23 Kasım 2024 Cumartesi

İzmir'de KHK direnişi 100. haftasında: Su kadar berrak, güneş kadar aydınlığız

KESK İzmir Şubeler Platformu, KHK'lerle kamu emekçilerinin ihraç edilmesini protesto ettiği oturma eyleminin 100. haftasında açıklama yaptı.
KESK İzmir Şubeler Platformu, OHAL kararnamesi ile binlerce kamu çalışanın ihraç edilmesini ve açığa alınmasını protesto ettiği oturma eyleminin 100. haftasında Karşıyaka İskele karşısında basın açıklaması yaptı.
 
Yoğun yağmur altında eylem yapan kamu emekçileri, "İşimizi ve geleceğimize sahip çıkıyoruz. Bu ağır saldırıyı püskürteceğiz" yazılı pankartlar açarak, "Karanlığa teslim olmayacağız", "İşimizi geri istiyoruz" ve "Zafer direnen emekçinin olacak" sloganları attı. Eğitim-Sen Manisa, Aydın, Balıkesir ve Tarım Orkam-Sen temsilcilerinin kısa konuşmasından sonra kamu emekçileri halay çekti.
 
100. hafta basın metnini okuyan Eğitim Sen İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Hasan Ali Kılıç, "960 gündür pasaport yasağı konan, mesleğini ve emeğini başka bir kurumda sürdürmesi engellenen aileleri, çocukları ve yakınları ile birlikte bir milyon insanımıza bedel ödetilmektedir. Sosyal devlet olma ilkesinden tamamen uzaklaşılmış, vatandaşından adeta öç alınmaktadır" dedi.
 
KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik ise "Nasıl ki İzmir'de arkadaşlarımız 100 haftadır direniyorsa bundan sonra da tüm ihraç arkadaşlarımız işlerine geri dönene kadar kamu emekçilerinin, demokrasi güçlerinin yürütmüş olduğu mücadele artarak devam edecektir" diye konuştu.
 
'SOSYAL DEVLET OLMADAN UZAKLAŞILARAK ÖÇ ALINMAK İSTENİYOR'
 
"15 Temmuz darbe girişimi bahane edilerek siyasal iktidar gibi düşünmeyen, 150 binden fazla kamu emekçisi hiç bir soruşturması olmadan, hiç bir hukuksal süreç işletilmeden on yıllarını vererek emekle elde ettikleri işlerinden ihraç edilmelerinin üzerinden 960 gün geçti, hala işlerine geri dönemediler" diyen Kılıç, sosyal devlet olma ilkesinden tamamen uzaklaşılarak adeta öç alırcasına bedel ödetilmeye çalışıldığını vurguladı. İhraç edilen kamu emekçilerinin geri dönme taleplerinin OHAL İşlemlerini İnceleme Komisyonu tarafından oyalandığını veya bilinçli bir şekilde uzaltıldığının altını çizen Kılıç şunları ifade etti:
 
"Bizler bu hukuksuz uygulamalara karşı itirazlarımızı büyütmek ve iş güvencemize sahip çıkmak için  haftalardır burada yürüttüğümüz oturma eylemlerimizin bugün 100'üncüsünü yapıyoruz. 100 haftadır bize yapılan hukuksuzluk karşısında mücadelemizi yürütüyor çöle dönmüş vicdanlara, adalet duygusunu kaybetmiş bu iktidara, hukuku ve adaleti yok sayan bu uygulamalarınızdan vazgeçin diyoruz. Arkadaşlarımızın her biri işlerinde ve mesleklerinde örnek çalışmalar sürdürmüş, emek demokrasi ve barış talepleri ile bir arada yaşamı savunmuş, hukukun adaletin ve hakikatlerin tarafı olmuşlardır. Cemaat ve tarikatların iktidarların açtıkları alanlarda, yaratılan olanaklarla, güçlenerek ülke yönetimindeki etkisinden rahatsızlığını sürekli dile getirmiş ve bunun için mücadele etmişlerdir."
 
'YETER ARTIK! BU HUKUKSUZLUĞA SON VERİN'
 
Uluslararası sözleşmelerle korunan haklarını kullanarak sendikacılık yaptıklarını vurgulayan Kılıç, yapılan hukuksuzlara bir an önce son verilip emekçilerin işlerine iade edilmesini çağrısını yineledi. Birçok cemaat karşı mücadele ettikleri halde devletin yetki kademelerinde yer alan bu cemaat üyelerinin barış ve demokrasi isteyenlere saldırdığını hatırlatan Kılıç şöyle devam etti:
 
"Bugün 15 Temmuz  darbe girişiminin sorumluları aranıyorsa, dün Fetö'yü palazlandırıp ülkenin ve dünyanın dört bir yanında örgütlenmesine katkı sunan olanak sağlayan ve hükümetlerde bakanlık düzeyinde temsil ettirenlerdir. Bu ülkenin en önemli devlet organlarında görev verip demokrasiyi barışı ve laikliği savun kesimlerin üzerine saldırtanlardır. Bu yaptıklarına karşılık olarak da terfi ettirip yükseltenlerdir. Buralarda sorumluluğu bulunan her kim varsa bunlar ihraç edilmeli ya da hükümetinizdeki yetkililer istifa etmelidir. Arkadaşlarımız ise FETÖ ve diğer cemaatler karşısındaki mücadeleleri ile ihraç değil ödüllendirilmelidir. Bir kez daha belirtmek gerekir ki; amaç ve ilkelerimiz doğrultusunda yürüttüğümüz sendikal mücadele kapsamında uluslararası sözleşmelerle korunan haklarımızı kullanarak sendikacılık yaptık, insan olmanın gereklerini yerine getirdik. Her oturma eyleminde dile getirdik yine de tekrarlıyoruz, arkadaşlarımız su kadar berrak güneş kadar aydınlıktırlar. Yeter artık! bu hukuksuzluğa son verin ve arkadaşlarımız işlerine mesleklerine arkadaşlarına geri dönsün."
 
'HAKİKATİ SAVUNMAYA VE MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ'
 
Her türlü yönelim, baskı ve saldırılara karşı barışı büyütüp mücadele etmeye devam edeceklerini dile getiren Kılıç, "1 Mayısa hazırlıklarımızı sürdürdüğümüz bu günlerde bizler, tüm baskılara, saldırılara, her türlü yönelime rağmen savaşa karşı barışı, sömürüye karşı emeği, faşizme karşı demokrasiyi, haksızlıklara karşı hak ve hakikatleri savunmaya, haklı ve meşru mücadelemizi yürütmeye kararlıkla devam edeceğiz; hiçbir güç bizi insanlık değerleriyle örtüşen bu haklı mücadelemizden alıkoyamayacaktır. Güneşin aydınlık gerçekliğini kapkara bulutlarla uzun bir süre kapatamazsınız. İşte yerel seçimler. Bu hukuk tanımaz politikalarınız, algı oluşturan yalanlarınız artık kabul görmüyor. Bütün medya, dipçik zoru, siyasallaştırdığınız hukuk, yanınızda olsa da bile. İhraç edilen KESK'li arkadaşlarımız onurumuzdur" diye sözlerine ekledi.