19 Eylül 2024 Perşembe

İzmir'de Ferhat Tepe için eylem

Gözaltında katledilen Özgür Gündem gazetesi Bitlis muhabiri Ferhat Tepe için İzmir'de düzenlenen eylemde, faillerden Tağma'nın 1996 yılında bu görevde iken kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayrıldığı belirtildi. 

İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, Konak'ta bulunan eski Sümerbank önünde  Özgür Gündem gazetesi Bitlis muhabiri Ferhat Tepe için yan yana geldi. Gözaltında kaybedilenlerin fotoğraflarının yer aldığı "Kayıplar vicdanındır sahip çık", "Kayıplar belli failler nerede" pankartları açıldı. 

'TEHDİT EDİLDİKTEN SONRA KAÇIRILDI'
Şube yöneticilerinden Caner Canlı, basın metnini okudu. Tepe'nin babası DEP Bitlis Şube Başkanı İshak Tepe'nin 1993 yılında Tatvan 6. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Korkmaz Tağma'nın daveti üzerine katıldığı bir toplantıda, Kürtlerin kültürel ve demokratik hakları üzerine tuğgeneralle tartıştığını hatırlatan Canlı, "Tağma; tartışma sırasında Tepe'yi ülkenin sadık vatandaşları olarak yaşamlarını sürdürmedikleri takdirde yok edilecekleri şeklinde tehdit etmişti. Bu olaydan kısa bir süre sonra gözaltına alınıp serbest bırakılan Ferhat Tepe, 28 Temmuz 1993 günü saat 19.00'da bölgede polis olarak tanınan, uzun boylu ve sakallı biri tarafından bir arabaya zorla bindirilerek yeniden gözaltına alındı. Aracı, içinde iki kişinin olduğu 65 AD 095 plakalı beyaz Renault marka başka bir araç daha takip etti. Bu ikinci araç, ertesi gün Mahalle başı Polis Karakolu önünde park edilmiş olarak görüldü" dedi. 

'VÜCUDUNDA DERİN İŞKENCE İZLERİ TESPİT EDİLDİ'
Olaydan bir gün sonra İshak Tepe'yi kimliği belirsiz bir kişinin aradığını ve Ferhat Tepe'yi, Türk İntikam Tugayı adına kaçırdıklarını söylediğini aktaran Canlı, "İshak Tepe aynı gün Bitlis Emniyet Müdürlüğüne, Cumhuriyet Savcılığına, OHAL Valiliğine, İçişleri Bakanlığına ve Başbakanlığa dilekçe ile başvurdu ve oğlunun kurtarılması için yardım talebinde bulundu. Tepe, başvurularına bir yanıt alamaması üzerine tekrar Asayiş Şubeye başvurarak oğlunun polislerce gözaltına alındığını gören şahitler olduğunu ve kaçırmada kullanılan arabanın güvenlik güçlerine ait olduğunu belirtti. Daha sonraki telefon aramalarında Tepe'ye söylenenler, arayan kişinin tüm gelişmelerden, hatta Tepe'nin General Tağma ile tartışmasından haberdar olduğunu kanıtlıyordu. 4 Ağustos 1993 tarihinde Ferhat Tepe'nin cansız bedeni Hazar Gölü kıyısında bulundu. Aynı gün savcı ve adli tabip, ölümün boğulma sonucu gerçekleştiğini bildirerek başka incelemeye gerek olmadığına karar verdi ve cenaze Elazığ kimsesizler mezarlığına gömüldü. 8 Ağustos günü İshak Tepe üçüncü kez kimliği belirsiz kişilerce arandı ve oğlunun cenazesinin Elazığ morgunda olduğu bildirildi. 9 Ağustos 1993 günü İshak Tepe oğlunun 5 Ağustos'ta kimsesizler mezarlığına defnedildiğini öğrendi; aynı gün mezarın açılmasının ardından oğlunu teşhis etti. Ferhat Tepe'nin vücudunda derin işkence izleri vardı; izlerden; üzerinde sigara söndürüldüğü, el ve ayak bileklerinin bağlandığı anlaşılıyordu. Bu izlerin hiçbiri adli tıp raporuna yansımamıştı. Ferhat Tepe'nin gözaltında tutulduğu 28 Temmuz, 4 Ağustos tarihleri arasında işkence gördüğü yine aynı tarihlerde gözaltında bulunan kişilerce de doğrulanıyordu. Diyarbakır'ın Bismil ilçesinde aynı günlerde gözaltına alınan DEP Bismil İlçe Başkanı Mümtaz Çerçel'in de aralarında bulunduğu 14 tanık, Tepe'yi Diyarbakır Jandarma Alay Komutanlığında gördüklerini söylüyorlardı" ifadelerini kulandı. 

İshak Tepe'nin yetkili yerlere yaptığı tüm başvurular sonuçsuz kaldığını ve oğlunun ölümüne ilişkin iddiaları nedeniyle "güvenlik güçlerini tahkir ve tezyif etme" suçundan bir yıl hapse mahkûm edildiğini kaydeden Canlı, 4 Mayıs 1995'te İshak Tepe'nin oğlunun devlet yetkilileri veya onların bilgisi dahilinde hareket eden kişilerce kaçırılması ve gözaltında işkence edilerek öldürülmesi ve hükümetin etkin bir soruşturma yürütmemesi iddiasıyla AİHM'ye başvurduğunu belirtti. "Hükümet ise AİHM'ye sunduğu raporda, İçişleri Bakanlığının yaptığı inceleme sonucu Ferhat Tepe'nin gözaltına alındığına dair hiçbir belgeye rastlanmadığını ve bu nedenle savcının soruşturmaya yer olmadığına karar verdiğini belitti" diyen Canlı, AİHM'in 9-14 Ekim 2000 tarihlerinde Ankara'da tanıkların dinlendiğini söyledi.

'TAĞMA HAKKINDA SORUŞTURMA AÇILMADI'
Ferhat Tepe'nin öldürülmesinden bir süre sonra, Tepe'nin de avukatlığını üstlenen Şevket Epözdemir'in öldürülmesi olayında da Korkmaz Tağma'nın adının geçtiğini ancak her iki olayla ilgili de hakkında soruşturma açılmadığını kaydeden Canlı, şöyle devam etti: "1994-1996 yılları arasında Genelkurmay Silahlanma, Savunma ve Araştırma Daire Başkanlığına atanan Tağma, 1996 yılında bu görevde iken kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayrıldı."

Açıklamanın ardından bir süre sessiz oturma eylemi yapıldı.