4 Ekim 2024 Cuma

İzmir'de Ekim Devrimi paneli

ESP ve SGDF İzmir'de düzenlediği Dünyayı Sosyalizm Kurtaracak panelinde, sosyalizm bugün her zamankinden daha çok toplumsal bir alternatif olduğu kaydedildi. Ekim Devrimini anmaktan ziyade tarihe bırakmış olduğu ders ve kazanımlarını açığa çıkaran tartışmaların yürütüldüğü panelde, sosyalizmin halkların kurtuluşu bakımından önemine dikkat çekildi. 

Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) İzmir İl Örgütü ve Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) İzmir'de Ekim devriminin 104. yıldönümü dolayısıyla Dünyayı Sosyalizm Kurtaracak paneli düzenledi. 

Fuar Gençlik Tiyatrosunda gerçekleşen panel öncesi sahneye eski Sovyet afişlerinin yer aldığı görseller yansıtıldı. Sovyet marşları eşliğinde; Ekim Devrimi zaferi, iç savaş sürecinde toplumsal dönüşümün ekonomik, siyasal ve ideolojik başlıkları, Nazi faşizmine karşı yürütülen savaş gibi temaların yer aldığı afişler sergilendi.

Devrim ve sosyalizm şehitleri anısına bir dakikalık saygı duruşu yapıldı. 

YILDIRIM: EKİM'İ ANMAK YERİNE DERS VE KAZANIMLARINI TARTIŞMAK İSTİYORUZ
Panelin moderatörlüğünü üstlenen Meryem Yıldırım, açılış konuşması yaptı. Yıldırım, "Ekim Devrimi'ni geçmişte yaşanıp bitmiş bir hatıra olarak anmaktan ziyade, onun dünya devrim tarihine bırakmış olduğu ders ve kazanımları açığa çıkararak güncel bir tartışma yapmak istiyoruz" dedi. Yıldırım, sosyalizmin tarihe karıştığını savunan burjuva ideolojinin temsilci olduğu kapitalist sistemin kendi varoluşsal krizini aşamadığını kaydetti ve şöyle devam etti: "Bu noktada, daha fazla sömürü ve yıkımdan başka dünyaya ve insanlığa bir şey getiremiyor, vadedemiyor. Sömürünün, yıkımın, adaletsizliğin olduğu yerde sosyalizm güncel ve zorunludur. Bu güncelliği politik, ideolojik ve pratik bir hat ile inşa etmeyi bir görev olarak görüyoruz ve tartışmalarımızın buna hizmet etmesini umuyoruz."

ERTERNASYONAL ÖRGÜTLER PANELE MESAJ YOLLADI
Konuşmacılara söz verilmeden önce, çeşitli enternasyonal örgüt ve parti temsilcilerinin panele gönderdikleri kısa videoları izlendi. İran, Fransa, Şili ve İngiltere'den mesajlarını ileten enternasyonal devrimciler, Ekim Devrimi'ni ve paneli düzenleyenlerle birlikte katılımcıları selamladı.

Ardından Özgür Tv tarafından hazırlanan, Ekim Devrimi'ne giden süreci ve devrimi aktaran kısa bir video gösterimi yapıldı.  
 
Konuşmacılardan ilk sözü, "Müslüman Komünistler", "Kızıl Feministler" kitaplarıyla tanınan akademisyen  Emel Akal aldı. Toplumlar tarihinin, sınıf mücadeleleri tarihi olduğuna değinen Akal, "Spartaküslerden 1917'ye kadarki süreçte ezilenlerin tüm başkaldırı ve ayaklanmaları arasında Ekim Devrimi'ni farklı kılan yan, onun taktik ve stratejileri olan bir partisinin olmasıdır. Ekim bu anlamda örgüt, taktik ve strateji olmadan kalıcı bir kazanımın olamayacağının ispatıdır" diye konuştu.

AKAL: ÇARIN EN ÇOK GÜVENDİĞİ KAZAK ASKERLER DAHİ AYAKLANDI
Konuşmasında Çarlık Rusya'sından Ekim Devrimi'ne giden süreci geniş bir biçimde ele alan Akal, dönemin tarihsel toplumsal koşullarını özgün detaylarıyla dinleyicilere aktardı. Rusya toplumunda 1905 Devrimi öncesinde gerçekleşen grev ve ayaklanmalara, saraylarıyla ünlü Petrograd şehrindeki yoksulluğa değinen Akal, "Böylesi toplumsal çelişkilerle kaynayan Petrograd'da ayaklanan işçi sınıfı karşısında Çar'ın en çok güvendiği Kazak askerler dahi ayaklanmaya katılmış ve nihayetinde 1905 devrimi gerçekleşmiştir. Burada, devrimi bastırmaya çalışan iktidarlara karşı devrimcilerin zor araçlarını elinde tutmasının rolü bir kez daha açığa çıkmıştır" ifadelerini kullandı.

1905 Devrimiyle birlikte başlayan ikili iktidar sürecinin aslında iktidarı alabilecek güce sahip Bolşevikler açısından taktiksel bir değer taşıdığını belirten Akal, sonrasındaki süreçte özellikle savaş koşullarıyla birlikte toplumsal çelişkilerin daha fazla keskinleşmesiyle Duma'nın Sovyetler'de örgütlenen işçi ve emekçilere karşı Çarlık rejimini aratmayan bir yerde durduğuna dikkat çekti. Baskı koşullarına rağmen, özellikle savaş karşıtı gösterilerle birlikte hızlı bir Bolşevikleşme sürecinin gelişmesinin Şubat Devrimi'yle sonuçlandığını belirten Akal, "Ancak sonrasında kurulan geçici hükümet, işçi sınıfı ve köylülerin taleplerine cevap olmaktan uzaktır. Burjuvazi, geçici hükümetle yol alamayacağını anlamıştır ve askeri darbeye yönelir" dedi.

Nisan'da sürgünden dönen Lenin'in partisini, "Tüm iktidar Sovyetlere" şiarını işaret etmesiyle Bolşeviklerin nihai ayaklanmaya hazırlanmaya başladığını belirten Akal, şöyle devam etti: "Jülyen takvimine göre 25 Ekim'e denk düşen 7 Kasım'da Bolşevikler önderliğinde harekete geçen işçi sınıfı ile birlikte Çar'ın en çok güvendiği Kazak askerler dahi ayaklanmaya katılmış ve iktidar alınmıştır. Burada, devrimi bastırmaya çalışan iktidarlara karşı devrimcilerin zor araçlarını elinde tutmasının rolü bir kez daha açığa çıkıyor."

YILDIRIM: DEVRİM OLASILIĞINA DAİR MUHTELİF ÖNGÖRÜLERİN KARŞILIĞI YOK
Akal'ın ardından Sanki Devrim kitabının yazarı, çevirmen ve müzisyen Barış Yıldırım söz aldı. Eski devrimleri hatırlamanın Entelektüel bir ihtiyaçtan ziyade pratik kazanıma hizmet etmesi gerektiğini belirten Yıldırım, o nedenle düzenlenen panel gibi etkinliklerin önemine dikkat çekti daha da çoğaltılması gerektiğini ifade etti.

"Herkes tarafından teslim edileceği üzere, devrime dair bir umutsuzluk iklimi içerisinde olduğumuzu söyleyebiliriz" diyen Yıldırım, "Ancak, Nisan 1917'den yalnızca haftalar önce 'devrimi muhtemelen bizim çocuklarımız görecek' diye kaydeden Lenin'in pratikte gösterdiği üzere, devrimin olasılığına dair muhtelif öngörülerin esaslı bir karşılığı yoktur. Dolayısıyla bizlerin böylesi kehanetlerden ziyade, devrim anına hazırlığı önümüze çekmemiz gerekiyor" diye kaydetti. 
 
Barış Yıldırım, sosyalizm ruhunun tarihsel teorik gelişim duraklarını ele aldı. Ütopik sosyalistlerden, ona bilimsel bir aşı yapan Marksizme, bu gelişim seyrinin örgütsel ayağını inşa eden Lenin ve Plehanov'dan, üst yapıya yoğunlaşan Gramsci'ye değinen Yıldırım, son olarak radikal demokrasi fikriyatını savunan görüşlerden bahsetti ve "Bugün solun ruhu biraz da radikal demokrasi ruhunu taşıdığı için devrime dair umutsuzluk iklimine yedeklenebiliyor" diye kaydetti.  
 
"Acaba Gezi bizim 1905 Devrimimiz miydi?" sorusu üzerinden, öncesi ve sonrasıyla 1905 ve Gezi arasındaki paralelliklere dikkat çeken Yıldırım, bu tür analojileri sona erdirecek şeyin kapitalizmin yıkılması olduğunu belirtti.  
 
Son olarak devrimsel süreçlerin "sovyetler-merkezi yönetim", "çelik çekirdek parti-esnek örgütler ve ittifaklar", "ulusal ayrılık- birlik", "seçim - devrim", "ilkeler -pragmatizm" gibi antinomiler içerdiğine değinen Yıldırım, "Tüm bunlara cevap vermek için güçlü örgütlenmeler kurmamıza ihtiyaç var. Sol olarak farklılıklarımıza rağmen güçlü birliktelikler inşa etmemiz gerekiyor" dedi.

BAKIR: HAREKETİN KOŞULLARI FİİLEN VAR OLAN ÖNCÜLLERDEN DOĞAR
Panelde son olarak sözü Limter-İş örgütlenme uzmanı ve Marksist Teori Dergisi yazarı Deniz Bakır aldı. Sözlerine Marx'ın "Bize göre komünizm, ne yaratılması gereken bir durum, ne de gerçeğin ona uydurulmak zorunda olacağı bir ülküdür. Biz, bugünkü duruma son verecek gerçek harekete komünizm diyoruz. Bu hareketin koşulları, fiilen var olan öncüllerinden doğarlar" alıntısıyla başladı. Bu hareketin koşullarının Marksist diyalektik yöntemle açığa çıkarılacağını aktaran Bakır, Ekim Devrimi zaferinin, 1917 öncesinde öne çıkan toprak, barış ve özgürlük talepleri etrafında bir politik hareket yaratılmasında ve her şeyden önce, bu talepleri içeren bir örgütün inşa edilmesinde yattığını vurguladı.

Bugünün dünyasına bakıldığına, dünyanın her yerinde kapitalist sömürü ve savaşların hızla tırmandığını, bununla birlikte çeşitli şiddetlerde başkaldırı ve ayaklanma süreçlerinin geliştiğini vurgulayan Bakır, "90'ların sonunda tarihin sonunu ilan edenlerin, sosyalizmin yenildiğini, devrimlerin miadını doldurduğunu söyleyenlerin hemen ardından dünyanın çeşitli bölgelerinde yeni isyan ve ayaklanmalarının boy verdiğine tanıklık ediyoruz. Bu isyan hareketlerinin hepsi mevcut iktidarları yıkmak istiyor ancak devrimden sonrasına dair bir tahayyül geliştiremiyor" diye kaydetti.

'SOSYALİZM HER ZAMANKİNDEN DAHA FAZLA ÖNE ÇIKAN BİR ALTERNATİF'
Toplumsal düzen tahayyüllerinin Ekim Devrimi ışığında geliştirip güncellenmesi gerektiğine vurgu yapan Bakır, "Ekim Devrimi ne yaptı? Ulusların kendi kaderini tayin hakkını tanıdı, kadınları ev köleliğinden kurtararak toplumsal yaşamın her alanında öne çıkardı, bilimi ve kültürü kitlelerin ihtiyaç ve gelişimine sundu, barınma sorununu çözdü, işsizlik sorununu çözdü. Bu soruları elbette ki çoğaltabiliriz. Tüm bunlar bugün sosyalizmin her zamankinden daha fazla öne çıkan bir toplumsal alternatif olduğunu gösteriyor" dedi.

Sunumların ardından panel soru cevap bölümüyle devam etti .