İstanbul'da sağlık emekçileri: Ölüyor, tükeniyoruz
İstanbul'da sağlık emekçilerinin yaşadığı sorunlara dikkat çekmek ve çözüm üretilmesi için yetkililere seslenmek amacıyla "Ölüyoruz, tükeniyoruz" şiarıyla yapacağı yürüyüş yasaklandı. İstanbul Tıp Fakültesi önünde yapılan açıklamada, 8 gün de 8 hekimin hayatını kaybettiği belirtildi. Sağlık emekçileri, birlikte mücadele çağrısı yaptı.
İstanbul Tabip Odası'nın, "Ölüyoruz, tükeniyoruz! Hekimler ve sağlık çalışanları olarak yaşatmak ve yaşamak istiyoruz" şiarıyla İstanbul Tıp Fakültesi önünden Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Poliklinikler binası önüne yapacağı temsili yürüyüş yasaklandı.
Yasak kararı üzerine fakülte önünde açıklama yapıldı. Hayatını kaybeden sağlık emekçilerinin fotoğraflarının taşındığı ve "Yönetemiyorsunuz, ölüyoruz" yazılı pankartın açıldığı eylemde İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip konuştu.
Tüm ülkede Türk Tabipleri Birliği'nin çağrısıyla açıklama yapılacağını hatırlatan Saip, sağlık emekçilerinin pandemi sürecinde yaşadığı sorunları dile getirmek ve çözüm için yetkililere seslenmek istediklerinden sembolik eylemlerin yapılacağını söyledi.
SAİlP: SAĞLIK ÇALIŞANLARI TÜKENİYOR
Saip, "Çünkü sağlık çalışanları için motivasyona ciddi bir ihtiyaç vardır. Giderek emeklilik yaşı yükselmektir ve sağlık çalışanlarında hastalık gittikçe artmakta. Bu tükenmenin önüne geçmek için motivasyona ciddi bir ihtiyaç vardır" dedi.
BİRLİKTE MÜCADELEYE ÇAĞIRDI
Hastanelerdeki yığılmaya dikkat çeken Saip, bu nedenle yetkilileri önlem almaya çağırdı. İllerdeki hıfzıssihha ve il pandemi kurullarını, uzmanlık derneklerini, demokratik kitle örgütlerini, tabip odalarına, sağlık meslek örgütlerine ve ilgili tüm meslek kuruluşlarına seslenen Saip, yaşanan sorunların üzerinden ancak birlikte mücadele ile gelineceğini belirtti.
Saip, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Covid-19 hastalarının mutlaka mesleki hastalık olarak kabul edilmesi, yetkililerin bununla ilgili gerekli kanunu çıkarması gerekmektedir. Ayrıca kişisel koruyucu ekipman, hastanedeki çalışma koşullarımız, çalışma saatlerinin azaltılması baktığımız hasta sayısının mantıklı hale getirilmesi çok önemlidir."
'SORUMLULUKLARINI HATIRLATMAYA DEVAM EDECEĞİZ'
Basın metnini okuyan İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Güray Kılıç, "Suçu vatandaşa, yükü hekimlere ve sağlık çalışanlarına yıkanlara tarihsel sorumluluklarını yılmadan her gün hatırlatmaya devam edeceğiz" dedi.
Salgın sürecinin bugüne kadar olan yönetiliş biçimini yetersiz ve kaygı verici bulduklarını dile getiren Kılıç, "Ülkeyi yöneten yetkili kişi ve kurumlardan salgın tedbirleri, salgın bütçesi, salgın koordinasyonu, salgın planlaması konusunda acil, kapsayıcı ve inandırıcı program açıklamalarını bekliyoruz" dedi.
'HİÇBİR SALGIN VATANDAŞIN BİREYSEL ÇABASIYLA ÖNLENEMEZ'
Hiçbir salgının halkın bireysel çabasıyla önlenemeyeceğinin altını çizen Kılıç, hekimler ve sağlık çalışanlarının Covid-19 mücadelesinde yalnız bırakılmayacakları, korunacakları; maddi ve manevi olarak destekleyecek, hastalanan ve yaşamını yitiren sağlık emekçilerinin "meslek hastalığı" tanımını kabul edecek bir Sağlık Bakanlığı ve hükümet tutumu istediklerini söyledi.
'ŞEHİR HASTANELERİNİN ÖNCELİĞİ İNSAN DEĞİL SERMAYE'
AKP hükümetlerinin "Sağlıkta Dönüşüm Programı" ile cisimleşen; sağlıkta özelleştirme-performans sistemi ve kamu özel idaresi odaklı milyarlık kiralara neden olan "şehir hastaneleri"nin Covid-19 salgını ile insanı değil sermayeyi ve karı öncelediğini kaydeden Kılıç, "İlk adım olarak birinci basamak sağlık hizmetlerinin kamusal bir perspektifle yeniden düzenlenmesini, Aile Sağlığı Merkezleri'nin varlığı ve çalışanları ile birlikte kamu sağlık merkezi olarak tanımlanmasını ve acil olarak tüm ASM binalarının kamu eli ile temini ve onarımı ile ek sağlık personel ataması yapılmasını istiyoruz" diye konuştu.
Sağlık çalışanlarının çalışma sürelerinin 6 saate indirilmesini, dinlenme yer ve zamanlarının pandemi göz önünde bulundurularak yapılandırılmasını ve yeterli sayıda kişisel koruyucu ekipman sağlanmasını, bu hususta hiçbir aksama yaşanmamasının sağlanmasını istediklerini vurgulayan Kılıç, "Çalışma yaşamı, ulaşım, eğitim başta olmak üzere toplu bulunma ortamlarına dair insan yaşamını önceleyen, insan emeğinin değerini koruyan yasal ve idari düzenlemelerin hak kaybı yaratmadan ve en dezavantajlı, yoksul kesimleri emekçileri gözeterek ivedilikle yapılmasını bekliyoruz" dedi.
'8 GÜNDE 8 HEKİMİN HAYATINI KAYBETMESİ BAŞARI DEĞİLDİR'
Kılıç, şöyle devam etti: "Covid-19 salgını mücadelesinde başarı; akıl ve bilim esas alınarak, gerçekleri konuşarak, filyasyon ve test süreçlerini çok iyi yöneterek, tedavi ortamını iyileştirip, sağlık çalışanlarını motive ederek sağlanır. Salgının yaygınlaştığı, 8 günde 8 hekimin hayatını kaybettiği, herkesin kendisi ve bütün yakınları için sürekli tedirgin olduğu bir süreçte herhangi bir başarıdan söz edilemez."