20 Eylül 2024 Cuma

İstanbul ve Ankara'da eş zamanlı eylem: Göçmen cinayetleri politiktir

Zonguldak'ta katledilen göçmen işçi Mohammad Nourtani için Göçmen Sendikası Girişimi'nin çağrısıyla yan yana gelen çok sayıda kişi, "Bizi hayatta ırkla, dilde, dinde ayırıp, ölümde birleştiren bu katliam ve sömürü rejimine karşı birlikte kardeşçe yaşamayı başaracağız" dedi.

Göçmen Sendikası Girişimi'nin çağrısıyla katledilen Afgan işçi Vezir Mohammad Nourtani için Ankara'da Madenci Anıtı, İstanbul'da ise Süreyya Operası önünde eş zamanlı eylemler gerçekleşti. Eylemlerde, "Göçmenlerin canı patronların madenlerinden değerlidir" pankartı açıldı.

'NOURTANİ BİNLERCE GÖÇMEN İŞÇİDEN BİRİ'
"Yaşasın sınıf dayanışması", "Göçmen cinayetleri politiktir", "İşçilerin birliği sermayeyi yakacak", "Nourtani'n hesabı sorulacak" sloganlarının sık sık atıldığı İstanbul'daki eyleme Limter-İş, İnşaat-İş, Dev Yapı-İş, 4. Vardiya İşçi Dayanışması, Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve çok sayıda siyasi parti, demokratik kitle örgütü temsilcisi katıldı. Basın metnini ise Burcu Çıra okudu. Zonguldak'ta kaçak bir maden ocağında kayıtsız çalıştırılan Afgan uyruklu 55 yaşındaki Mohammad Nourtani'nin fenalaştığını ve çalıştığı kaçak maden ortaya çıkmasın diye hastaneye götürülmek yerine katledildiğini belirten Çıra, Nourtani'nin bu kaçak madenlerde çalıştırılan binlerce göçmen işçiden biri olduğunu vurguladı.

'BÖYLESİ KORKUNÇ SUÇU İŞLEYECEK CÜRETİ NEREDEN BULDU'
Bu madenlerde işlenen suçların ve iş cinayetlerinin üzerinin kapatıldığını ve patronların korunduğunu belirten Çıra, "Aynı zamanda MHP Gelik Belde Başkanı olan Hakan Körnöş'un sahibi olduğu bu kaçak maden denetimlerden nasıl bu kadar kolay sıyrıldı? Enver Gideroğlu ve Hakan Körnöş böylesi korkunç suçu işleyecek cüreti nereden buldu?" diye sordu.

"Biz biliyoruz ki bu ülkede işçi canı kıymetsiz, göçmen işçi canı ise daha da kıymetsiz görülüyor. Patronlar için birer gider kaleminden ibaret olan işçi yaşamı, ödenmesi gereken para cezalarından da ucuz" diyen Çıra, 2023'ün 10 ayında en az bin 634 işçinin katledildiğini aktardı.

'BU DÜZENDE GÖÇMEN İŞÇİLERİN CENAZELERİ BİLE İNSANLIK ONURUNU AŞAĞILIYOR'
İş cinayetlerine alışmayacaklarının altını çizen Çıra, şöyle devam etti: "Bu açıdan Vezir Mohammad Nourtani cinayeti münferit bir olay olarak görülemez, ülkede sistematikleşmiş işçi kıyımının ne yazık ki acı bir örneğidir. Devletinden düzen muhalefetine, basınından akademisine, her yerde her an göçmen nefretinin örgütlendiği, artık limanlara vuran göçmen bedenlerinin haber değeri olmaktan çıkarak değersizleştirildiği bu düzende göçmenlerin cenazeleri bile insanlık onurunu aşağılayacak şekilde muamele görüyor."

Geçmişte de göçmenlerin benzer yöntemlerle katledilip cesetlerinin ortadan kaldırılmaya çalışıldığını hatırlatan Çıra 2 yıl önce Güzelbahçe'de katledilen Suriyeli inşaat işçileri Mamoun al-Nabhan, Ahmed Al-Ali ve Muhammed el-Bish'in davasının 2024'e ertelendiğine dikkat çekti.

'DAHA FAZLA GÖÇMENİN ÖLÜMÜNE NEDEN OLUYOR'
Karabük Filyos Çayı'nda ölü bedeni bulunan 18 yaşındaki Gabonlu Dina'nın cinayetinde de ortadaki çok açık delillere rağmen işlenen suçların gizlenmeye çalışıldığını vurgulayan Çıra, "Bu cezasızlık ve hukuksuzluk daha fazla göçmenin, daha fazla kadının, daha fazla işçinin ölümüne sebep oluyor" dedi.

Devletin sermayenin işlediği suçlara seyirci kaldığını vurgulayan Çıra, göçmenleri de içeren işçi sınıfı ve haklarına yönelik saldırıları geri püskürtecek örgütlenme ve mücadeleye ihtiyaç olduğunu vurguladı. "Göçmenlerin kayıtsız, sağlıksız, ucuza çalıştırılması, Nourtani cinayetinde olduğu gibi iş cinayetlerine, nefret suçlarına 'kurban' edilmesi sadece göçmenlerin sorunu değil, bir bütün olarak bu ülkede yaşayan, çalışan, üreten tüm emekçi kesimlerin, ezilenlerin sorunudur" diyen Çıra, sermayenin emekçi halkları birbirine düşman etmesine izin vermeyeceklerinin altını çizdi.

'BU SÖMÜRÜ DÜZENİNDEN HESAP SORACAĞIZ'
Çıra, şöyle devam etti: "Çalışma haklarımızı da yaşam haklarımızı da birlikte savunacağız. Bizi hayatta ırkla, dilde, dinde ayırıp, ölümde birleştiren bu katliam ve sömürü rejimine karşı birlikte kardeşçe yaşamayı başaracağız. Soma'da, Ermenek'te, Bartın'da katledilen maden işçilerini unutmadığımız gibi Vezir Mohammad Nourtani'yi de unutmayacağız. İş cinayetlerinde kaybettiğimiz her bir işçi kardeşimizin acısı ve öfkesiyle bu sömürü düzeninden hesap soracağız."