23 Kasım 2024 Cumartesi

İstanbul Enerji A.Ş. işçileri: Hakkımız olanı istiyoruz, lütuf değil

Sefalet ücreti dayatmasına karşı Enerji-Sen'de örgütlenerek iş bırakan İstanbul Enerji A.Ş. işçilerinden Ünsal Göze ve Faruk Beykoz, 2 yıldır oyalandıklarına dikkat çekerek, "Biz hakkımız olan ücreti istiyoruz, yöneticilerimizden bir lütuf da istemiyoruz" dedi.

Enerji-Sen üyesi İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) bağlı Enerji A.Ş.'de çalışan işçiler, sefalet ücreti dayatmasına karşı iş bıraktı. Bostancı Aydınlatma Şantiyesi, Bayrampaşa Aydınlatma Şantiyesi ve Seymen Elektrik Üretim Santrali olmak üzere üç iş yerinde çalışan enerji işçileri, şirket yöneticileri tarafından aylardır insanca bir ücret taleplerinin karşılanmaması sonucu İBB'nin Saraçhane'de bulunan binası önünde nöbet başlattı.

Nöbet alanlarında ziyaret ettiğimiz işçiler, iki yıldır sefalet ücretine karşı mücadele ettiklerini söyledi. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na çağrı yapan işçiler, nöbet alanına gelip taleplerini dinlemesini istedi. 

GÖZE: YAKLAŞIK 3 YILDIR MAAŞLARIMIZA ZAM YAPILMADI
Seymen Elektrik Üretim Santrali'nde 4 yıldır elektrik teknisyeni olarak çalışan Ünsal Göze, "4 yıl önce biz buraya başladığımızda, asgari ücretin 2.5, 3 katı maaşla çalışıyorduk. Fakat gelinen noktada yaklaşık 3 yıldır maaş zammı gibi bir zam almadık. Enflasyon farklarıyla idare edilmeye çalışılsa da artık evlerimizi geçindiremeyecek durumdayız" ifadelerini kullandı. Toplu iş sözleşmelerinin de sona erdiğini ve yeni bir TİS sürecinde olduklarını kaydeden Göze, şirketin her türlü zam yetkisi olduğuna dikkat çekti.

'HAKKIMIZ OLANI İSTİYORUZ, LÜTUF DEĞİL'
"Hakkımız olanı istiyoruz. Verdikleri teklifler, yaşamsal maliyetlerimizi bile karşılayamayacak durumda, çok düşük ücretler. Biz ev geçindiriyoruz. İstanbul'da ortalama en kötü kira 15 bin lira olmuş. 15 bin lira kira olan bir yerde 21 bin, 22 bin lira olan ücretlerle bizden geçinmemiz bekleniyor. Biz hakkımız olan ücreti istiyoruz, yöneticilerimizden bir lütuf da istemiyoruz" diyen Göze, asgari ücret seviyesine düşen ücretlerinin yeniden 2.5 katı denk gelecek şekilde yükseltilmesini istedi.

'ZOR KOŞULLARDA ÇALIŞIYORUZ'
Çalıştıkları üretim tesisinde, İstanbul Avrupa yakasının bütün çöpünün Silivri, Seymen köyündeki katı atık merkezine geldiğini aktaran Göze, "Burada çalışma koşullarında çöp var, çöp gazı var, yüksek ses var, yüksek voltaj var. Zor koşullarda çalışıyoruz ama piyasaya baktığımızda sektörel anlamda aldığımız ücretler asgari ücrete yakın bir seviyede. Biz de bu durumdan rahatsızız" dedi.

'HAKKIMIZ OLAN ÜCRETLERİ VEREBİLECEKLERİNİ BİLİYORUZ'
İBB yöneticilerine çağrıda bulunan Göze, şöyle devam etti: "Biz hakkımız olan ücretleri verebileceklerini biliyoruz. Keza bunu kendileri de ifade ettiler. Zaten defalarca, uzun süren görüşmelerimiz oldu. Ama baktık ki artık görüşmelerden bir sonuç alamıyoruz, biz de hakkımızı belediyenin önünde aramaya geldik. Hakkımız olan ücretleri bize versinler. Başka bir derdimiz yok bizim."

BEYKOZ: DURUMUN BURAYA GELMESİNİ YÖNETİCİLERİMİZ İSTEDİ
11 yıldır Bayrampaşa Aydınlatma Şantiyesinde çalışan elektrik teknisyeni Faruk Beykoz, "Durumların buraya gelmesini tabii ki bizden çok yöneticilerimiz istedi. Türlü türlü bahanelerle, kandırmalarla, haklarımızı yemelerle bizi buraya kadar ittiler" ifadelerini kullandı.

İki yıldır insanca yaşamaya yetecek bir ücret için mücadele ettiklerini vurgulayan Beykoz, "'Gelin, konuşalım, anlaşalım, bizi sefalete mahkum ettiniz. Biz elektrik teknisyenleriyiz, İstanbul'u biz aydınlatıyoruz' dedik. Bizi sadece oyalıyorlar ve gelinen noktada da tehditlerle, mobbinglerle de buraya gelmemizi ellerinden geldiği kadar engellemeye çalıştılar. Ama bugün buradayız" dedi.

'BİZİ HİÇBİR ZAMAN PERSONEL YERİNE KOYMADILAR'
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na çağrıda bulunan Beykoz, "Bizi buraya, atadığı yöneticilerimizin mobbing ve baskıları getirmiştir. Biz ona kendilerini 'Ekrem başkana şikayet edeceğiz' dediğimizde, 'Gidin, o zaman sizin içeriğiniz siyasidir' dediler. Demek ki sadece kendileri bu belediyenin personeli, bizi hiçbir zaman personel yerine koymadılar" ifadelerini kullandı.

Şirket yöneticilerine kendilerini ve yaptıkları işi anlattıklarını, diğer şirketlerin bordrolarını getirip gösterdiklerini aktaran Beykoz, "Gördüğünüz Saraçhane binasını biz aydınlatıyoruz. Her yeri biz aydınlatıyoruz. Ancak bizi üvey evlat gibi bir köşeye atmışlar. Ne dinliyorlar, ne bakıyorlar" dedi.

'TEHDİT ETTİLER, BASKI YAPTILAR'
İki yıldır ücretlerinin asgari ücretin altında kaldığını ve ancak asgari ücret seviyesine çekildiğini anlatan Beykoz, şöyle devam etti: "Bize mart ayı geldiğinde 'sizin zammınızı eski ücretlerden vereceğiz' dediler. Toplu iş sözleşmesi kanununa göre de bu aykırıydı. Geldiler, tehdit ettiler, şantiyelerde baskı yaptılar, oylamalar yaptılar. Oylamaları bir kerede, iki kerede kabul etmedik, üçüncüsünde kabul ettirmek suretiyle baskılarını arttırdılar. Mecbur insanlar iş korkusuyla kabul ettiler. Gelinen noktada 11 yıldır çalıştığım şirkette hala asgari ücretliyim."

3 vardiya çalıştıklarını ve 7/24 İstanbul'a hizmet ettiklerini vurgulayan Beykoz, Ekrem İmamoğlu'na şikayete geldiklerini söyleyerek, "Buraya gelsin ve bizim şikayetimizi lütfen dinlesin. Şikayet edeceğimiz yöneticilerimiz var" dedi.