İSİG: Koronadan en az 368 işçi yaşamını yitirdi
Türkiye'nin tarihinin en büyük işçi kıyımı ile karşı karşıya olduğunu belirten İSİG, 8 aylık süreçte 10 binlerce işçinin koronavirüse yakalandığını, en az 368 işçin yaşamını yitirdiğini açıkladı.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG Meclisi), koronavirüs (Covid-19) salgınında yaşanan işçi ölümlerine ilişkin hazırladığı raporu açıkladı.
İlk resmi vakanın 11 Mart'ta açıklandığı hatırlatılarak, buna rağmen işçi sağlığı ve iş güvenliği bakımından köklü önlemler alınmadığı belirtildi. Raporda, "Üretim-hizmet, ulaşım, beslenme, barınma gibi çalışma süreçlerinde iç içe olan, çalışma saatleri artırılan, fabrikadan çıkarılmayan, iş tanımı dışında işler yüklenen ve hastalansak bile ‘kapalı devre' çalıştırılan bizler, yani işçi sınıfı salgınla yüz yüze kaldık. Yine işçi eylemleri yasaklandı ve binlerce arkadaşımız işten çıkarıldı. Geride bıraktığımız 8 ayda 10 binlerce işçi Covid-19 hastalığına yakalandı ve onlarca arkadaşımız hayatını kaybetti" denildi.
Korona salgını nedeniyle yaşanan ölümlerin açıklanmadığına dikkat çekilen raporda, 11 Mart-10 Kasım tarihleri arasında, yerel basın, mesai arkadaşları ya da sağlık örgütlerinden edindikleri bilgilere göre en az 368 işçinin Covid-19 nedeniyle yaşamını yitirdiği kaydedildi.
Raporda, en çok can kaybının 141 işçi ile sağlık iş kolunda yaşandığı belirtilerek, sağlık iş kolunu 90 işçi ölümüyle ticaret, büroların, 25 işçi ölümüyle belediyelerin ve 20 işçi ölümleriyle tekstil sektörünün izlediği ifade edildi.
Rapora göre, en çok ölüm 108 kişi ile İstanbul'da yaşandı, Ankara'da 25, Diyarbakır'da ise 21 işçi yaşamını yitirdi.
TALEPLER
Türkiye'nin tarihinin en büyük işçi kıyımı ile karşı karşıya olduğunu vurgulayan İSİG, şu talepleri sıraladı:
-Covid-19 sağlık emekçileri için meslek hastalığı, diğer işkollarında çalışan işçiler için ise iş kazası olarak tanınmalıdır.
-İşyerlerinde başta üretim alanları olmak üzere ulaşım, beslenme, barınma gibi tüm alanlarda İSİG önlemleri alınmalıdır.
-Kronik hastalığı olan ve belli bir yaşın üzerindeki işçiler bu süreçte idari-ücretli izne çıkarılmalıdır.
-İşten atmalar yasaklanmalı ve 1168 TL değil tam ücret ödenmelidir.
-Çalışma saatleri, ücretlerde kesintiye gitmeden azaltılmalı, 4-6 saat olarak düzenlenmelidir.
-İşçilere ücretsiz-yaygın testler yapılmalı, vakaların arttığı işyerlerinde üretime ara verilmelidir.
-Evden çalışan işçilerin çalışma saatleri düzenlenmeli ve iş için yaptıkları harcamalar karşılanmalıdır."
İŞYERİ SALGIN KOMİTELERİNİ ÖRGÜTLEYELİM
"Önümüzde kritik olan bir görev var" diyen İSİG, işçilere seslendi: "İşçi sağlığını işyerlerinde yöneticilerin (sermayenin) iradesine bırakmamak ve komite/meclis yapılanmaları ile mücadeleyi işyerlerine taşımak...
Kapitalistler açısından esas olan işin sağlığıdır. İş süreçlerinin aksamaması, kar oranlarının düşmemesi için önlemler alınır. İşçi sağlığı önlemleri bu politikalarla çeliştiği yerde işçiler için 'tehlikeli' olan sermaye için 'gerekli' olan haline gelir. Koronavirüs salgını döneminde yaşanılanlar bu gerçeğin en güncel kanıtlarını ortaya koymaktadır. Sadece toplumun temel ihtiyaçlarını karşılayacak üretim süreçlerini güvenli çalışma koşullarını sağlayarak devam ettirmek yerine tüm meta tedarik zincirlerinin devamı sağlandı. Esas öncelik sermaye birikim süreçlerinde kesinti yaşanmaması oldu.
Gün belli sınırlar içinde kalma zamanı değil yaşamak için bize çizilen sınırları zorlamanın, mücadele etmenin ve kazanma iradesini açığa çıkarmanın zamanıdır..."