4 Ekim 2024 Cuma

IŞİD'e 'terörist' diyemeyenler Suruç katliamında ölümsüzleşenleri 'örgüt üyesi' ilan etti

Kızıltepe Belediye eski eşbaşkanlarının yargılandığı davada savcı, 20 Temmuz 2015'te Suruç'ta yaşanan IŞİD katliamında ölümsüzleşen Emrullah Akhamur ve Murat Yurtgül'ün 'örgüt mensubu'  olduğunu iddia etti. Eşbaşkanların 'örgüt üyesi olmaları" iddiasına gerekçe olarak sundu.

Mardin'de 2016 yılında "örgüt üyesi olmak" iddiasıyla tutuklanan ve 3 yıl sonra tahliye edilen Kızıltepe Belediye eşbaşkanları İsmail Asi ile Leyla Salman'ın da aralarında bulunduğu 7 kişi hakkında açılan davada, mütalaa sunan savcı, Suruç katliamında ölümsüzleşen Emrullah Akhamur ve Murat Yurtgül'ün "örgüt mensubu" olduğunu ileri sürdü.

Mardin 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada savcı, 7 kişi hakkında "örgüt üyesi olmak" iddiası ile 15 yıla kadar hapis cezası verilmesini istedi.

Mezopotamya Ajansı'ndan Ahmet Kanbal'ın haberine göre, savcı, eşbaşkanların katıldıkları cenaze töreni ve taziyeleri örgüt üyeliğine delil olarak gösterildi. Savcının, örgüt üyeliğine gerekçe olarak gösterdiği cenaze ve taziyelerden biri de Suruç katliamında ölümsüzleşen Emrullah Akhamur ile Murat Yurtgül oldu.

Savcılık mütalaanın ilgili kısmında "20.07.2015 günü Şanlıurfa ili Suruç ilçesinde meydana gelen patlamada ölen Emrullah Akhamur ve Murat Yurtgül isimli örgüt mensuplarının ilçemizde düzenlenen cenaze merasimi ile ilgili olarak Mardin Büyükşehir ve Kızıltepe Belediyesine ait araçların yer aldığı ve örgüte ait bez parçaları ile posterlerin açıldığı, örgüt lehine sloganların atıldığı gösteriler" ifadelerine yer verdi.

SİYASİ SAİKLERLE HAZIRLANMIŞ
Savcılığın Akhamur ve Yurtgül hakkında "örgüt mensubu" ifadelerini kullanmasına tepki gösteren Suruç Katliamı davası avukatlarından Sezin Uçar, dosyanın hem iddianamesinin hem de mütalaasının hukuki bir metin olmaktan uzak olduğuna dikkat çekti.

Suruç Katliamı'nın Türkiye'de 20 Temmuz 2015'e kadar gerçekleşen en büyük "siyasi katliam" olduğunu vurgulayan Uçar, "Dünyanın her yerinde terör örgütü olduğuna dair bir şüphe bulunmayan IŞİD tarafından katledilen 33 insandan bahsediliyor. Bu 33 kişiden ikisiyle ilgili olarak örgüt üyesi değerlendirmesinde bulunuluyor. Bu son derece siyasi saiklerle yapılmış bir değerlendirme. Her iki müvekkilimiz ile ilgili bırakalım örgüt üyeliği iddiası ile kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı olmasını, bu yönde herhangi bir soruşturma, herhangi bir iddia da söz konusu değil. Dolayısıyla orada bulunmaları, orada hayatını kaybetmiş olmaları, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu'nun (SGDF) Kobanê'yi yeniden inşa kampanyası için Suruç'ta bulunmaları ve sadece bu nedenle bir katliamda yaşamlarını yitirmiş olmaları böyle adlandırılmalarını gerektirecek bir durum değildir. Bu aslında oraya yardıma giden gençlere iktidarın nasıl baktığıyla ilgili bir durum" ifadelerini kullandı.

HSK'YE ŞİKAYETTE BULUNULACAK
Belediyelerin cenaze törenine araç göndermesinin kamu hizmeti olduğunu kaydeden Ezilenlerin Hukuk Bürosu avukatlarından Sezin Uçar, Suruç Katliamı ana davasının görüldüğü iddianamede de SGDF'ye dönük benzer bir tabirin yer aldığına dikkat çekti. Söz konusu değerlendirmelerin hukuki bir metinde yer alacak değerlendirmeler olmadığının altını çizen Uçar, iddianameyi hazırlayan ve mütalaayı veren savcılar ile ilgili Hakimler ve Savcılar Kurulu'na şikayette bulunacaklarını söyledi.