23 Kasım 2024 Cumartesi

İşçinin cenazesi bakanlık müfettişi için 2 saat yerde bekletildi

Ankara'da Çankaya Büyükesat'taki 30 katlı inşaatta çalışan Kenan Boztaş, iskeleden düşerek yaşamını yitirdi. Boztaş'ın cenazesi yaklaşık 2 saat bekletildi ama Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'ndan müfettiş gelmedi. Boztaş'ın kullandığı iskele ise işçi arkadaşlarına söktürüldü.
Ankara'da Çankaya Büyükesat'taki 30 katlı inşaatta, evli ve 3 çocuk sahibi 32 yaşındaki Kenan Boztaş, iskeleden düşerek yaşamını yitirdi. Boztaş'ın cenazesi yaklaşık 2 saat bekletildi ama Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'ndan müfettiş gelmedi. Boztaş'ın kullandığı iskele ise işçi arkadaşlarına söktürüldü.
 
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin (İSİG) hazırladığı raporlara göre; 2018 yılında hayatını kaybeden 1923 işçinin 438'i, 2019 Ocak'ta hayatını kaybeden 155 işçinin 20'si inşaat iş kolunda çalışıyordu. İSİG'in şubat ayı raporuna yansıyacak bir iş cinayeti de Ankara'nın göbeğinde Çankaya Büyükesat'taki 30 katlı bina inşaatında yaşandı.
 
Gazete Duvar'ın haberine göre, evli ve 3 çocuk babası 32 yaşındaki Kenan Boztaş, 17. kattaki iskeleden düşerek yaşamını yitirdi. Boztaş, dış kısımdaki iskelede sıva yaparken binaya geçmek istedi, bu sırada dengesini kaybetti ve düştü.
 
Ankara İSİG üyeleri iş cinayetinin yaşandığı inşaata giderek bilgi almaya çalıştı. İnşaatı gözlemlerken, barakalarda kalan işçileri gördüler. İşçiler olayı şöyle anlattı:
"İskelede çalışırken 15.30 gibi düştü. Ancak işçinin cenazesi 17.30'a kadar inceleme için yerde bekletildi. (Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı) Bakanlık müfettişleri henüz gelmedi.
 
"İnşaatta 15 kişi çalışıyordu. Bunlardan 4'ü taşeron işçiydi. 3 çocuk babası Kenan Boztaş da taşeron işçilerden biriydi. Boztaş'ın ölümünden sonra işçiler bir gün çalışmadılar. Boztaş'ın ayak bastığı son yer olan iskeleyi işçilerden sökmeleri istendi. İşçilerin anlatımına göre inşaatta iş güvenliği uzmanı, iş yeri hekimi bulunmuyordu, işe girerken sağlık kontrolleri dahi yapılmamıştı. Aile hekiminden aldıkları raporla işe başladılar. Haftanın 6 günü saat 08 00'de işe başlayıp, 18 00'de bırakıyorlardı. Ellerine geçen para ise asgari ücret… Hatta memleketlerine erken gitmek için pazar günleri çalışan işçiler de vardı. Bu, ayda 4 gün izin demekti ve aileyi görmek için yeterli bir süreydi. İşçilerin kaldığı baraka, çadırdı. Yatacak yer çok dardı. Tuvalet ve duş için ayrı bir baraka kurulmuştu. Isıtıcı, çekilen seyyar kablo ile çalıştırılıyordu."